Şu anda ülkemizde Gezi Parkı eylemleri ile başlayan ve devam eden özgürlük isteklerinin aynisi Mısır’da devam etmektedir.
Belleklerimiz tazeleyerek Mısır olaylarına baktığımızda;
Enver Sedat’ın 1981 yılında bir suikastla öldürülmesinden sonra devlet Başkanlığına gelen Hüsnü Mübarek, 30 yıl iktidarda kaldı.
Hüsnü Mübarek’in yönetiminden memnun olmayan Mısır halkı, 25 Ocak 2011 tarihinden meşhur Tahrir Meydanında toplanarak, “Yasemin Devrimi” diye adlandırılan muhalefet hareketiyle, temel hak ve özgürlükler isteklerini dile getirdi.
Aylarca devam eden bu halk hareketine dayanamayan Mübarek istifa etmek zorunda kaldı.
2012 Yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini Muhammed Mursi kazandı ve halkına 100 günde Mısır’ı düzelteceği sözü verdi.
Aradan bir yıl geçmesine karşın, Mursi’nin sosyal ve ekonomik konuları çözmede başarılı olmayışı, Mısır halkını yine sokaklara döktü.
Şu anda bizde olduğu gibi Mısır’da da olaylar bütün şiddetiyle devam etmektedir.
Sevgili Dostlar bunlar neden anlatıyorsun dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Bu gün medyada yayımlanan bir haber nedeniyle bu hatırlatmayı yapmak gereğini duydum
Haber şöyle;
“Mısır'da muhalefetin Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye karşı başlattığı gösterilerde, kadınların cinsel tacizden korunması için komite kuruldu. Mısır Vakıflar Bakanlığı ise gösterilerde çatışma çıkması durumunda vatandaşların sığınması için ülkedeki tüm camilerin açık tutulacağını açıkladı.
Mısır Vakıflar Bakanlığı, gösteriler sebebiyle çatışma çıkması durumunda vatandaşların sığınması amacıyla ülke genelinde tüm camilerin açık tutulacağını duyurdu.
İslam'da herkesin başkasının hakkına zarar vermeyecek şekilde düşüncesini ifade etme özgürlüğü bulunmaktadır. İslam, Müslüman'ın masum kişilerin kanını akıtmasını haram kılmıştır"
İşte Müslümanlık budur.
Bizde nasıl oldu?
Polisin orantısız güçle eylemcilere, Toma, tazyikli su, biber gazı ve copla, müdahalesi sonucunda canını kurtarmak için Bezmi Âlem Valide Sultan Camii'ne sığınmak isteyenler, “Camiye ayakkabı ile girdiler, içki içtiler” suçlamalarıyla hedef gösterildiler.
Cami müezzini Fuat Yıldırım, 6 saat sorguda kalmasına karşın, “Ben din adamıyım yalan söyleyemem, camide içki içilmedi” dedi.
Tek görgü tanığı Müezzini dinleyen kim?
Bu din adamının söylemine karşın, ayni sav günlerce meydanlarda ve meclis kürsüsünden tekrar tekrar dile getirildi.
Buyurun yorum sizlerin.
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder