Başbakan Erdoğan’ın önünde, PKK’nın sınır dışına “çekilme”sine ilişkin bir rapor bulunduğu medyaya yansımıştı... Bu rapora göre, PKK militanlarının ancak yüzde 15’i sınır dışına çekildi!.. Yine rapora göre bunların çoğu hasta ve sorunlu militanlardı...
Aynı raporda çarpıcı başka bilgiler de vardı; örneğin çekilme işleminin başlamasıyla birlikte PKK’ya üç bin civarında “yeni milita”nın katıldığına da dikkat çekilmişti...
Dün ajansların geçtiği bir haber ise PKK’nın “çekilme”sinde, işlerin hiç de hükümetin beklediği gibi gitmediğini bir kez daha ortaya koydu!.. Bakınız, DHA’nın güvenlik birimlerine dayanarak verdiği haberde neler yazıyordu:
“Güvenlik birimlerinin tespitlerine göre, Diyarbakır kırsalında bulunan PKK’lı gruplar, şu ana kadar Türkiye dışına çekilmedi. Diyarbakır’dan çekilme sürecinde hasta ve çatışma kabiliyeti olmayan 12 PKK’lının Kuzey Irak’a gönderildiği, kırsal alanda ise 170- 180 kişilik grubun bekleyişini sürdürdüğü öne sürüldü. Diyarbakır’da Mart ayından bu yana 200 kişinin ise örgüte katıldığı belirtildi.”
Tüm bu gelişmeler AKP-PKK arasında yürütülen açılım ve çekilme planında iki tarafın yalnızca teyakkuzda olmadığını aynı zamanda bir takiye içinde çırpındığını da gösteriyor...
Ürkütücü teyakkuz gerekçeleri!..
Ülkenin açılım iddiasıyla “barış”a kilitlendiği bir dönemde acaba PKK kimin kazdığı mevzide durmakta ısrar ediyor?.. Nedir örgütün gerçek amacı?..
Öcalan, kamuoyunu rahatlatmak için mi “çekilme” iddiasını gündeme getirdi yoksa PKK içinden kimileri İmralı’da çizilen bu plana direniyor mu?.. Örgüt, beklentilerinin yerine gelmemesi nedeniyle mi çekilmeyi ağırdan alıyor?..
Peki, tüm bu düşündürücü gelişmeleri istihbarat raporlarıyla saptayan devlet acaba neyi bekliyor?.. Hükümetle PKK arasında çekilme planı sadece kağıt üstünde mi?..
Bu soruların yanıtları belli ki yalnızca iç politikaya endeksli değil, sınırımızda yaşanan olağanüstü gelişmelerin de süreci kilitlediği anlaşılıyor.
Bir gerekçe şu; Suriye’de Beşar Esad’ın güçlenmesi, aynı aşamada PKK yanlısı PYD ile rejim muhalifi El Nusra’nın çatışmasından meydana gelebilecek gelişmeler Apocular’ı sınır içinde tutuyor.
PKK’nın, açılımda istediklerinin tamamını almak için (Öcalan’ın özgürlüğü gibi) siperde durması da ikinci gerekçe olarak öne çıkıyor. Örgütün; PYD’nin yol açacağı yeni kazanımlarda hazır kıta olarak beklediği iddiası da bir başka önemli gerekçe!..
Evet, PKK’nın “açılım” planının uygulanmasının üzerinden aylar geçmesine rağmen “çekilme” işlemini ağırdan alması çok dikkat çekicidir!..
Bu köşede sıklıklı vurguladığımız gibi “birileri siyasal rant uğruna Kürt yurttaşların ağzına bir parmak bal çalıyor” saptaması giderek gerçek oluyorsa, durum gerçekten vahim demektir...
Sözün özü şudur; Ülkenin en önemli sorununda, oyun içinde oyun dönüyor ama haydi hayırlısı!..
Lozan’ı kutlayan CHP’liler...
Önceki gün Lozan Barış Antlaşması’nın 90. Yıldönümüydü... CHP lideri Kılıçdaroğlu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Adalar Belediyesi ve Adalar Vakfı’nın, Heybeliada İnönü Evi’nde gerçekleştirildiği törene katılarak bir konuşma yaptı.
Burada ilginç olan CHP liderinin Lozan’ı anması değildi... Lozan’la ilgili basın bültenine CHP’den yalnızca 6 milletvekilinin imza atmış olması şaşırtıcıydı!.. Çoğunun metinden haberi mi olmadı yoksa duyarsız mı kaldılar bilemiyoruz ama bu durum kamuoyunun çok dikkatini çekti.
Bakınız; yalnızca Şevki Kulkuloğılu, Gürkut Acar, Dilek Akagün Yılmaz, Birgül Ayman Güler, Nur Serter ve Süheyl Batum’un imzaladığı kutlama mesajında neler yazılmıştı:
“Ulusal egemenlik ve bağımsızlığımızı Lozan’la dünyaya ilan eden hukuk savaşçılarını saygıyla anıyoruz. Yazık ki yine bugün, Türkiye Cumhuriyeti ikinci bir Sevr suikastı ile karşı karşıyadır. Ülkemizin tapu senedi Lozan anlaşması AKP ve PKK-BDP tarafından çiğnenmeye çalışılmaktadır. AK(P)KK ittifakı, emperyalizmin yönetiminde, adını barış - çözüm süreci koydukları pazarlıklarla, Ulusal Kurtuluş Savaşı’yla çizdiğimiz sınırlarımız üzerinde oyun oynamaktadırlar. Biri halkımızın kutsal inançlarını istismar eden dincilik, öbürü yıllardır yoksul Kürt köylüsünün kanını emen etnikçilik, ülkemizi ve tüm orta doğu bölgesini mezhep ve etnisite savaşlarına gömerek, işbirliği içinde ikinci Sevr hevesleri peşinde koşmaktadırlar. Bizler bunun için and içtik. Tüm ulusumuzla birlikte andımızın gereklerini yerine getireceğiz.”
Bu altı vekilin dışında, mail kutumuza bir de CHP’li vekil Sakine Öz’ün Lozan kutlaması mesajı düştü.
CHP’li vekillerin tamamının Lozan’a duyarlı olması gerekmiyor muydu acaba?.. Hem de Sevrciler’in pervasızlaştığı bu vahim dönemde... Doğrusu çok ama çok düşündürücü!..
Aysever ve belge...
12 Temmuz’da bu köşede, “Ataşehir’de neler oluyor” başlıklı bir yazı vardı... Bir okurumuzun yönelttiği sorulara CHP’li Battal İlgezdi yine yanıt vermedi!
Ancak yazıda geçen “Enver Aysever’in kardeşi belediye çağrı merkezinde çalışırken, belediyenin yarışmasında birinci olup 50 bin lira ödülü kazanarak nasıl iş kurdu” sorusuna muhataptan yanıt geldi. Biz de yanıt hakkına saygı uğruna iddiasına yer veriyoruz. Bakınız, Selnur Aysever, Aydınlık’a gönderdiği mektupta ne demiş:
“ Katıldığım yarışmanın ismi Fikrim Artık İşim’dir. 60 kadın arasından, iş fikrini projelendirmiş 10 kadın çalıştaya katılmak üzere seçilmiştir. Ataşehir ve Zeytinburnu Belediyeleri’nden 3 kadın, Ümraniye Belediyesi’nden 4 kadın bağımsız jüri tarafından seçilerek çalıştayda projelerini geliştirmiştir. Ben, EKOBÜS isimli projemle 50.000 TL hibe ve 1 yıl boyunca mentorluk desteği almaya hak kazandım. Açılıştan önce Ataşehir Belediyesi’ndeki görevimden istifa ederek ayrıldım.”
Selnur Aysever belediyede çalıştığını, yarışmada 50 bin lira kazanarak iş kurduğunu kabul etmiş. Karşı çıktığı tek nokta “Belediyelerin, projenin hiçbir aşamasında temsilcileri olmadığı” iddiası...
Oysa Ataşehir Belediyesi’nin web sayfasında tam tersi yazıyor!.. Bakınız, sitede 9 Mayıs 2012’de yayımlanan haberde ne deniliyor:
“Ataşehir Belediyesi, İTO, TOBB, Kadın Girişimciler Kurulu ve Coca-Cola ortaklığıyla yürütülen ve kadın girişimciliğini destekleyen “Fikrim Artık İşim” programında ilk aşama tamamlandı.”
Ön seçimde ilk aşamayı geçen tam 40 kadın arasından seçilebilen Aysever’in takdire şayan müthiş girişimciliğini kutluyoruz!..
***
Ataşehir Belediyesi, İTO, TOBB, Kadın Girişimciler Kurulu ve Coca-Cola ortaklığıyla yürütülen ve kadın girişimciliğini destekleyen “Fikrim Artık İşim” programında ilk aşama tamamlandı. Ataşehir sınırlarından programa başvuran ve mülakata hak kazanan 40 girişimci kadının isimleri belirlendi. Ayrıntılı başvuru formları değerlendirilerek seçilen girişimci adayları mülakatlara katılarak, yeni bir elemeye tabi tutulacak.
Yorum Gönder