Bazı toplumbilimcilerin şöyle bir tespiti vardır: Kötü anayasa
yoktur; kötü uygulama vardır.
Çünkü anayasayı sonunda
hayata geçirenler yargıçlardır. Yargıç, eğer olaylara ve olgulara özgürlükçü
biçimde bakıyorsa hiç beğenmediğiniz bir anayasadan demokratik bir toplum
yaratılabilir.
Eğer yargıç, anayasayı, egemen
güçlerin istediği biçimde yorumluyorsa, o zaman siz ne yazmış olursanız olun;
demokratik bir iklim yaratamazsınız.
Bakın; daha yeni
gelişme: Anayasa Mahkemesi, 10 yıllık tutukluluk süresini uzun bulup iptal etti
ve üst sınırı 5 yıl olarak gösterdi.
Ama takan
kim?
Özel yetkili mahkemelerin meşhur özel yetkili
yargıçları; Anayasa Mahkemesi'nin bu kararını özgürlükleri tutuklamak yolunda
kullandılar.
Yani sizin yargıçlarınız siyasallaşmış
ise, davalara hukuk olayı olarak değil de siyasi gözlükten bakıyorsa; hangi
anayasa olursa olsun işe yaramaz.
Sadece bugün değil
dün bu böyleydi...
Neyzen Tevfik'in şu beyti ne de
güzel anlatıyor bu durumu:
"Türkü yine o türkü
sazlarda tel değişti
Yumruk yine o yumruk ne var ki
el değişti"
İKTİDAR
İSTEMEZ
Türkiye, yıllardır 12 Eylül
anayasasından kurtulmak için çırpınıyor. Bu anayasanın aslında üçte ikiye yakını
da değiştirildi. Ne var ki; asıl darbe düzenini temsil edenler hep kaldılar.
2002 seçimlerinde yüzde 9 buçuk oy olan Doğru Yol
Partisi Meclis dışında kaldı ve bu darbe ile de yok olup gitti. Seçim
sistemindeki çarpıklık yüzünden yüzde 34 oy alan AKP TBMM'den 366 sandalye
kazanmıştı. Hemen hemen aldığı oyun iki misli bir temsil gücü...
Yani darbe anayasasının temelinde, fazla oy alana daha
fazla avantaj sağlayan ve azınlıkların oylarını rakip partilere aktaran haksız
mı haksız bir sistem işliyor.
Bunu değiştirelim,
denildiğinde, iktidar partisi karşı çıkıyor. 10 yıldır dedikleri şu: Bu maddeyi
anayasaya biz koymadık ki...
Bugün iktidarda AKP
değil de başka bir parti olsaydı oradan da aynı cevap gelecekti. İktidarlar;
kötü anayasayı severler. Çünkü yanlış işlerini aklamak için ona yaslanırlar.
OLMAZ
Bugün anayasayı değiştirelim diyenlerin çok farklı niyetleri
bulunuyor.
Gerçekten de özgürlükleri savunan,
demokratik bir Türkiye isteyen güçlü bir grup var. Ama yeni anayasa, bölücü
Kürtçülerin dayatmasıyla gündeme taşındı. Bunlar; Türkiye Cumhuriyeti içinde bir
Kürdistan yaratmak derdindeler. Bu amaçla; tek milletli Türkiye'yi çift milletli
hale getirmeye çabalıyorlar. Öyle ileri gittiler ki Türkiye'nin güneydoğusuna
Kuzey Kürdistan diyorlar; Irak-Suriye-İran-Türkiye hattında Kürt devleti kurmak
için toplantılar yapıyorlar.
İşte bunların Türkiye'de
Kürtçülük çalışmalarını daha rahat yapması için yeni anayasa talepleri var.
İktidar; çözüm süreci uğruna ve başkanlık sevdasıyla yeni anayasadan yana gibi
gözüküyor. Ama milletin büyük bölümü bu isteklere karşıdır.
AKP yöneticileri akıllıdır; halkın tepki verdiğini gördüklerinde geri
adım atarlar.
Kamuoyu araştırmaları çok açık biçimde
gösteriyor ki PKK isteklerini karşılamak için yapılacak bir anayasaya da bu
millet evet demez. Özerkliktir, federasyondur gibi Türkiye'yi bölecek tavırlara,
AKP'ye oy verenler de büyük ölçüde karşı çıkıyorlar.
O yüzden kimse umutlanmasın... Bölücü PKK istekleri demokrasinin şartı
gibi gösterilerek bu Meclis'ten bir anayasa çıkartılamaz.
Yorum Gönder