Öncelikle böyle bir başlık kullandığım için tüm okurlarımdan özür diliyorum.
Fakat, Anayasada yazılı olan “Gösteri ve Yürüyüş Haklarını” kullanmak
isteyen, bu uğurda ölen-gözlerini kaybeden-yaralanan ve tutuklanan
gençlere utanmadan “KEMİRGEN” diyebilen ve Lâik Cumhuriyet’in
damarlarını her gün “KEMİREN” Kürtçü-Bölücü Devlet düşmanları ile kol
kola girmekte bir sakınca görmeyen, üstelik bu Kürtçü-Bölücülerden
birinin adını bir havalına verip,
PKK’nın Siyasi kanadı BDP’liler tarafından 20 bin kişi ile karşılanacağı
açıklanan bir Başbakan’a, anladığı dilden seslenmek gerekmektedir.
Abin Bülent Arınç, senin için “Civanım Delikanlı” yakıştırmasını yapmıştı.
Sen sen ol da, gel abini yalancı çıkartma. Hiç olmazsa şu soracağım
sorular için iki dakikalığına delikanlı ol, içinden geçenleri
eğmeden-bükmeden delikanlı gibi mertçe söyle. Ayrıca hazır delikanlı
olmuşken, bu yazı sebebiyle dava aç ve seninle mahkemede hesaplaşıp,
tarihe beraberce not bırakalım.
Sorularıma, açıkça-mertçe delikanlı gibi yanıt isterim. Kıvırtmak yok;
1) ABD’nin 28. Başkanı Thomas W. Wilson, 1920 Paris Barış Konferansına sunulmak üzere “Büyük Kürdistan” senaryosu hazırlayıp, açıklamıştı.
Bu belgeye göre Türkiye’nin Kuzeydoğusu Ermenilere, Güneydoğusu
Kürtlere, Kuzeyi Lazlara verilerek, Ermenistan-Lazistan-Kürdistan
kuruluyordu.
Büyük Kürdistan’ın kurulması için, çalışmaya önce Irak’tan başlanacak,
ikinci olarak Türkiye’den parça koparılacaktı. Bunun için senin “Onur
Konuğu” yaptığın Barzani’nin babası “Molla Mustafa Barzani”
görevlendirilmişti.
Baba Barzani 1966 Yılının 26 Eylülünde, Yeni İstanbul adlı gazeteye verdiği demeçte “İkinci hedefimiz Türkiye” demişti.
Baba Barzani ölürken, oğul Barzani’ye bu planın gerçekleşmesi için çalışmasını, gerekirse bu yolda ölmesini vasiyet etmiştir.
Oğul Barzani, ABD desteğiyle önce Irak’ın Kuzeyini, sonrada Suriye’nin Kuzeyini “Büyük Kürdistan” için kopartmıştır.
Sizce Barzani, babasının vasiyetini çiğneyip, sizin hatırınıza “Büyük
Kürdistan” hayalinden vazgeçip ve ABD’ye de karşı çıkıp, Türkiye’yi
bölmekten
vaz geçer mi?
2)Kürtçü-Bölücü Narko-Terör örgütü PKK, herhangi bir gün, herhangi bir yerde;
“Tamam artık. Bundan böyle silah yok. Öldürmekten- uyuşturucu-organ
kaçakçılığından ve profesyonel tetikçilikten vazgeçiyoruz” diye bir
açıklama
yaptı mı?
3) Türk Milleti ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde
“Beraberce” yaşamak isteyenler, niçin “Ayrı Dil- Ayrı Kimlik-Ayrı Asayiş
Gücü- Ayrı Silahlı Güç-Ayrı Maliye-Ayrı Bayrak” isterler?
Sen bu ülkenin Başbakanı olarak bu ayrılıkçı kalkışmalara nasıl izin verirsin?
4)Sana bu bölünmeyi dayatan ABD, komşusu Meksika’dan PKK gibi silahlı
bir güç tarafından saldırıya uğrasa, askerleri-polisleri-vatandaşları
ölse ne yapardı?
-“Aaa, özgürlük bunların da hakkı, hem vatan dediğin de ne ki? Bunlar da ayrı bir devlet kursunlar canım” mı derdi?
-Yoksa Amerika, kıtanın gerçek sahibi “Yerlilere” yaptığı gibi “Kimyasal
Silah” dahi kullanarak, bunları yeryüzünden siler miydi?
5)Sen, partin AKP’nin Büyük Kongresine dostun Barzani’yi davet ettin
ve onu “AKP’nin Onur Konuğu” ilan edip, “Türkiye seninle gurur duyuyor”
diye tüm salona alkışlattın.
Barzani; “Allahtan temennim odur ki, Talabani bir an önce sağlığına
kavuşur, Öcalan da özgürleşir ve hepimiz birlikte ulusumuzun çıkarları
için mücadeleye devam ederiz. Şehitler ölümsüzdür. Yaşasın Kürtler.
Yaşasın Büyük Kürdistan” dediği kongresine sizi niçin davet etmedi?
En azından davet edip, “Kürdistan seninle gurur duyuyor” diye alkışlatması gerekmez miydi?
6) Çözüm Süreci denen belayı organize etmeleri için, Başbakan
Yardımcısı Beşir Atalay başkanlığında, İçişleri Bakanı Muammer Güler-
Adalet Bakanı Sadullah Ergin- Yardımcınız Hüseyin Çelik- Müsteşarlarınız
Efgan Ala ve Hakan Fidan’ı görevlendirdiniz. Şüphesiz ki bu kişilerin
hepsi saygın kişilerdir, ama bu beylerin içinde bir tane olsun “Ben
Türküm” diyebilecek Kürt-Arap olmayan biri
var mıdır?
Hadi şimdi çık o adını anmadığın Türk Milletinin huzuruna, bu basit
sorulara cevap ver. Hem de hiç kıvırtmadan. Çıkar içinden Türk Milletine
karşı duyduğun
kini-nefreti. Sen de rahatla, biz de rahatlayalım. Tamam mı delikanlı?…
Not; Sayın AKP Milletvekilleri;
Eğer bu ülkenin ekmeğini yiyip, suyunu içtiyseniz, kendinizi bir parça olsun
Türk Milletinin bir ferdi olarak görüyor ve ay-yıldızlı bayrağımızı
bayrak kabul ediyorsanız, bu sorulara sizler de cevap verebilirsiniz.
Vereceğiniz yanıtları aynen yayınlayacağıma söz veriyorum.
Sağlık ve başarı dileklerimle 25 Temmuz 2013
Rifat Serdaroğlu
Yorum Gönder