Sandık, Demokrasinin Namusu Değildir - Gürbüz Evren

Mısır'da ordu yönetime el koyunca, Türkiye'ye “İleri Demokrasi” denilen “Geriliği” getirenlerin, “Sandık Demokrasinin Namusudur” çığlıkları ortalığı inletmeye başladı.   
Sandık gerçekten Demokrasinin Namusu mudur? Yoksa kendini İleri zanneden “Gerilerin” sığındığı bahane midir? İleri Demokrasi yalanlarının doldurulduğu kutu mudur?
Muhalifleri, sahteliği kanıtlanmış delillerle zindanlarda çürütenler, anayasal hak olan gösteri hakkını kullanan 86 yaşındaki ninelere bile çapulcu diyenler, korku duvarını aşıp sokaklara dökülenleri, “Yüzde elliyi evinde zor tutuyorum” diyerek tehdit edenler, liderlerinin “Kanlı mı olacak kansız mı” sözlerini unutup, kendi gibi düşünmeyenleri darbeci ilan edenler, “Daha ne istiyorsunuz, seçilme yaşını da 18'e indireceğiz, bursları da arttırdık” diyerek gençlerin tek derdinin milletvekili seçilmek ya da burs olduğunu zannedenler, “Kininin davacısı” yani Kindar Gençlik isteyenler Sandık Demokrasinin Namusudur diyemez.
İnsanların çocuk sayısından, yaşam biçimine kadar her şeyine karışanlar, milletin başına kimi zaman çevre mühendisi kimi zaman da jinekolog kesilenler, “Rejimin güvencesi polistir” diyenler, yüzde 10 barajının arkasına 3 yasama döneminde de gizlenip, diğer partilere verilen milyonlarca oyu ceplerine indirenler, hile iddiaları nedeniyle hiçbir ülkede artık kullanılmayan programı seçim sonuçlarını belirlemek için uygulamada tutanlar, demokrasiyi, inilecek istasyona gelinceye kadar binilecek Tramvay olarak görenler, Sandık Demokrasinin Namusudur diyemez.
Aslında Halkın ve Devletin olan polise, valiye, kaymakama, bakana “Benim” diyenler, polise diploma verilen törende Türkiye seninle gurur duyuyor sloganları atılmasına ses çıkarmayanlar, doğruluğu kanıtlanmamış olayları, durmaksızın tekrarlayarak taraftarlarını radikalleştirenler, hoşuna gitmeyen konuşmalar için “Yargı gerekeni yapmalıdır, yapacaktır” söylemi ile savcıya, hâkime mesaj verenler, Afrika ülkelerinde bile olmayan 10 senelik tutukluluk süresini adaletin kalbine saplayanlar, parasız eğitim pankartı açan gençleri terörist ilan edip zindanlarda çürütenler, içkinin insan sağlığına zararını anlatarak kamuoyunu ikna etmek yerine, “Dinimiz yasaklıyor” diyerek laiklik ilkesini katledenler Sandık Demokrasinin Namusudur diyemez.
Toplumda kamplaşmayı sağlamaya yönelik konuşmalarında ısrar edenler, vatandaşı ve yöneticisi oldukları ülkenin kurucusuna “Ayyaş” diyerek hakaret edenler, toplumun hassasiyetini bile bile İslam dinini siyasette kullananlar, mezheplere eşit mesafedeyiz deyip Alevilerin taleplerine kulak kapatanlar, PKK'lı katillerin yaptığı Erzincan-Başbağlar katliamının kurbanlarını anıp, vahşetlerini İslam dininin arkasına gizleyerek insanları diri diri yakan katillerin eseri Sivas Madımak'ı yok sayanlar, bir yandan Millet İradesine Saygı adlı mitingler düzenleyip, diğer yandan da milletin oylarıyla seçilmiş milletvekillerini zindanlarda çürütenler Sandık Demokrasinin Namusudur diyemez.
Yaşadığı sıkıntıları anlatan çiftçiye, “Ananı da al git lan” yanıtını verenler, her protesto, tepki ve talebin karşısına “Dış Mihraklar” söylemiyle çıkanlar, medyaya bin türlü baskıyı uygulayıp, yandaşlaştıranlar, beğenmediği gazetecilerin işten atılmasını açıkça emredenler, en temel özgürlük olan iletişim özgürlüğünü katlederek telefonları dinleyenler, kardeşim dediklerini bir süre sonra diktatör ilan edenler, Mısır'da ordu yönetime el koyarken sadece AB'yi, BM'yi eleştirip, ABD'nin, Suudi Arabistan'ın adını ağızlarına almaktan çekinenler, Mısır'da öldürülen 53 kişi için kardeşlerimizin hesabını soracağız deyip, Türkiye'deki polis şiddetinin kurbanı olanları yok sayanlar, ailelerle bir başsağlığı dileğini çok görenler, “Yaratılanı yaratandan ötürü severiz” deyip kendi partilerine oy vermeyenleri muhalif sayarak her türlü baskıyı uygulayanlar Sandık Demokrasinin Namusudur diyemez.
Vurmadan, kırmadan, şiddete başvuramadan sadece tencere tava çalarak protestolarını gösterenleri hedef haline getirip, taraftarlarına, bunları yargıya şikâyet edin diyerek tansiyonu artıranlar, adına Torba Yasa dedikleri uygulamanın içine, içeriğini milletvekillerinin bile bilmediği, uzmanların katkısının olmadığı onlarca değişikliği koyup, bir gecede Meclis'te onaylatanlar, “Bizim gençlerimiz laptoplu” diye övünüp, önüne gelene saldıran palalıları cesaretlendirenler, “Yargıda biraz da onlar çeksin” diyerek, sırf muhalif oldukları için zindanlara atılanların yaşadığı acılara sırtlarını dönenler, mübarek Ramazan ayının sevgi, barış, huzur gibi özelliklerini bir kenara atıp her iftarı bir mitinge dönüştürenler, nefsin temizlenmesi amacıyla tutulan orucu açar açmaz kıran, döken, kutuplaştıran konuşmalar yapanlar Sandık Demokrasinin Namusudur diyemez.
Demokrasinin namusu tek başına sandık değildir. Demokrasinin namusu, insan haklarıdır, ifade özgürlüğüdür. Medya bağımsızlığı ve özgürlüğüdür. Laikliktir, farklı görüşlere tahammül etmektir. Gösteri ve protesto özgürlüğüdür. Toplumu bölmek değil bütünleştirmektir. Kutuplaşmayı önlemektir, İnsanların yaşam alanlarına müdahale etmemektir. Sevgiyi, barışı, huzuru egemen kılmaktır.
Kısacası Sandık İleri Demokrasi denilen ilkelliğin namusudur, ama Gerçek Demokrasinin tek başına namusu değildir.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget