Şiddet: Türk Dil Kurumu Sözlüğünde “Bir hareketin, bir gücün derecesi, sertlik.” Şeklinde tanımlanmaktadır.
Başbakan Bingöl Havaalanı açılışında yaptığı konuşmada, Gezi Parkı direnişinin kastederek, "Olayı şiddete taşımayacaksın. Şiddete taşıdığın anda şiddeti görürsün. Bunu bir defa herkes böyle bilsin. Kim ne yazarsa yazsın, kim nereye şunu sıkıştırırsa sıkıştırsın eğer şiddet varsa şiddetin karşılığı şiddettir. Bunu herkes böyle görecek" demiş.
Gezi Parkı direnişinde göstericilerin şiddet uygulayıp uygulamadığını tüm Türkiye canlı olarak izlediği için şiddet vardı denilebilir mi?
Yazılı ve görsel medyaya yansıdığı kadar, birkaç yerde kışkırtıcıların çıkarmak istediği olaylara bizzat direnişçiler engel olarak şiddetten yana olmadıklarını gösterdiler.
Gelelim Başbakanın söylemine:
Çıkan herhangi bir olayı önlemeye çalışan devlet güçlerinin zor kullanabilmesi yasalarla belirlenmiştir.
Polis Vazife ve Salahiyet Yasasının 16 maddesi, Polisin hangi hallerde zor ve silah kullanacağını açıklamaktadır.
Gezi Parkı Direnişine katılanlar anayasal gösteri ve yürüyüş hakkını kullanarak başlangıçta Gezi Parkında sökülen ağaçların sökülmesini protesto ettiler.
Güvenlik güçlerine karşı yasada belirtildiği şekliyle herhangi bir direniş söz konusu değilken, iktidarın talimatı ve Vali’nin emriyle güvenlik güçleri olayı önlemeye çalışırken orantısız güç kullanarak göstericileri dağıtmak istemelerinden sonra, göstericilerde başlangıçta taş atarak karşılık verdiler.
Bu olanlar tüm yurttaşların gözü önünde olmuştur.
Daha sonra yılların birikimi sonucu Gezi Direnişi, hak ve özgürlükleri arama noktasına gelmiş ve tüm ülkeye yayılmıştır.
Sonraki günlerde ise direniş tüm ülkede tamamen eylemsiz bir şölene ve Park Forumuna dönüşmesine karşın, her tarafta polisin orantısız güç kullanması devam etmiş, 5 yurttaşımız, 1 Komiserimiz hayatını, onlarca yurttaş gözünü kaybetmiş, yüzlercesi yaralanmıştır.
Bu açıklamalardan sonra gelelim “şiddetin karşılığı şiddet olur” sözüne.
Devlet, yurttaşlarına şiddet uygulayamaz ve uygulamamalıdır.
Devletin görevi suç işleyen sanıkları yasada belirtilen zor kullanma koşullarını aşmadan, yani orantısız güç kullanmadan yakalanıp adalete teslim etmektir.
Yasada belirtilen zor kullanma, orantısız hale geldi mi şiddete dönüşür.
Şiddete dönüşen güç işkencedir. Türk Ceza Yasasının 94 ve 95. Maddeleri bu suça yaptırım (ceza) uygulamasını gerektirmektedir.
Nitekim bazı yerlerde bu orantısız güç kullanma nedeniyle güvenlik güçleri hakkında soruşturma açıldığı da bilinmektedir.
Başbakan, bu konuda yine her zaman ki buyurgan tavrıyla, günlerdir yazılıp, söylenenleri, dış ülkelerden gelen eleştirileri asla kabul etmemektedir.
Ben bilirim, benim dediğim doğrudur. Gerisi hava, cıva modunda…
14.07.2013
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder