(Dışarıda): Birilerinin yazdığı kabus senaryosunun adını “Arap Baharı”
koyacaksınız… ileri demokrasi(!?) getirmek adına, taşeronluğunu
üstleneceksiniz, emperyalist ülkelerin uzun vadeli planlarının devreye
sokulmasında görevler alacaksınız…, alkışlar tutacaksınız…, yandaş
yönetimleri kucaklayacaksınız… O yönetimden beklediğini bulamayan halkın
meydanlara döküldüğünü görünce şaşıracaksınız; ya da şaşırmış gibi
yapacaksınız!...
Ya siz ne ikiyüzlü adamlarsınız!...
(İçerde):
Birilerinin yazdığı karanlık senaryonun uygulamaya konulmasıyla Ülke
üzerine çöken kabusu gözlerden ırak tutmak adına, kiralık kalemlerin de
desteğiyle, gücünü sadece çoğunlukçu sandıktan alan, yarım yamalak
demokrasinin adını ileri demokrasi olarak yutturmaya kalkacaksınız…,
Açılım safsatasını, yarım demokrasinizle, lehimle birbirine tutturmaya
çalışırken, verilen sözlerin ülkeyi sürükleyeceği badireleri hesap
etmeden, bol keseden, “ne isterlerse vereceğiz” demeyi özgürlükleri
genişletmek zannedeceksiniz… Bir taraftan mücadele eder görünürken,
diğer taraftan gizli görüşmeler yapacaksınız, görüşülüyor diyenleri,
şeref yoksunluğuyla suçlayacaksınız, görüşmelerin resmen açıklanmasıyla
da, biz değil, devlet görüşüyor diyerek, kendinizi temize çıkarabilmek
adına…devlete rezil bir sıfat yüklemeyi reva göreceksiniz sonra da;
isteklerin ardı arkası kesilmediğini görünce de şaşıracaksınız, ya da
şaşırmış gibi yapacaksınız!
Ya siz ne aymaz, ne riyakar adamlarsınız!?..
(Dışarıda): Mısır’da 25 Ocak’ta halk ayaklanmasıyla(!) (ki ayaklanma
mı, yoksa ayaklandırma mı, düşünmeye değer), bir diktatörün, indirilip,
ordunun yönetime el koymasına “darbe” değil, “halk devrimi”
diyeceksiniz… Kafanızda formatlı, ileri demokrasi(!) kalıbıyla, medrese
kafalı yandaş Mursi geldi diye bayram edeceksiniz… Mursi’nin
gelmesiyle, demokrasinin gelmediğini gören aynı halkın, yeniden
ayaklanması ile alaşağı edilmesine bu kez “halk hareketi” demeyip,
seçilmiş hükümete ve demokrasiye karşı indirilmiş bir “darbe”
diyeceksiniz!...
Yahu siz, ne iki yüzlü adamlarsınız!...
(İçerde): Ülke’nin; hukukuna, eğitimine, sağlığına, ekonomisine,
inancına… kaç çocuk sahibi olacağı kararlarına kadar…halkın günlük
yaşamına, tek kişilik otoriteyle musallat olanlara karşı; halkın
demokratik tepkilerini ortaya koymak adına, sokaklara dökülmesine,
seçimle gelmiş bir iktidara karşı antidemokratik bir darbe provası
diyeceksiniz… Asli kabahatlileri görmezlikten gelip, onları koruma ve
kollamaya alacaksınız…
Yetinmeyip, bu hakkın kullanımını yeni
baskıların kurulmasına dayanak yapmayı fırsat bileceksiniz… Ve sonra da
adınız, çağdaşlıktan, insanlıktan, barıştan, demokrasiden,
özgürlüklerden, kardeşlikten yana olacak!... Öyle mi!?...
Yahu siz ne riyakar adamlarsınız!?...
(Dışarıda): Mısır halkının meşru taleplerini görmezlikten gelerek,
“canım, Mursi de hata yapmış olabilir… ” gibi” mazeretlerle, Mısır
halkının neler yaşadığına, meşru taleplerinin neler olduğuna
bakılmaksızın, sadece seçilmiş olma kriteriyle demokrasilerde; sanki,
her şeyi yapabilirlik hakkı elde edilirmiş gibi; çoğulculuğu dışlayıp,
tek yönlü dayatmaları meşru göreceksiniz…; karşı görüşleri, karşı
duruşları, gayri meşru, gayri ciddi, gayri ahlaki sayıp, yeni icat ileri
demokrasi(!) anlayışınıza indirilmiş bir darbe olarak göreceksiniz…
adınız; yansız, çağdaş, barıştan ve insanlıktan yana anılacak!... Öyle
mi!..!?..
Yahu siz ne riyakar adamlarsınız!...
(İçerde): Halkın
meşru taleplerini görmezlikten gelerek, “canım, hata yapılmış
olabilir…hata insan içindir” mazeretine sığınarak, hataların giderilmesi
yönünde adımlar beklenirken, halkın yeni tür dayatma ve emrivakilerle
karşı karşıya bırakılmasına, meşru taleplerinin ne olduğuna
bakılmaksızın, sadece seçilmiş olma kriteriyle, sanki, demokrasilerde
her istediğini yapabilirlik hakkı elde edilirmiş gibi; çoğulculuğu ihmal
etmeyi meşru bileceksiniz… ve karşı görüşleri, karşı duruşları gayri
meşru, gayri ciddi, yeni icat ileri demokrasinize indirilmiş bir darbe
olarak göreceksiniz… adınız; yansız, çağdaş, insanlıktan ve barıştan
yana anılacak öyle mi!..!?...
Yahu siz ne aymaz adamlarsınız!?....
(Dışarıda): Suriye’de, kendi devletine başkaldırıp isyan edenleri,
meşru görecek, akla gelen her türlü desteği insani görev kabul
edeceksiniz…Kendi devletinin terörist dediği dünya ülkelerinin bile
artık ciddiye almadığı kinini dinine siper edinmiş insan ciğeri
dişleyenlere kucak açıp, genel kurul yapma olanakları tanıyacaksınız,
Esad’ın halkın taleplerine uyarak çekip gitmesini isteyeceksiniz...
Mısır halkının benzer talepler ortaya koymasını demokrasiye indirilmiş
bir darbe olarak göreceksiniz!..
Yahu siz ne aymaz, ne arlanmaz, ne riyakar…. adamlarsınız!!...!!...
İkiyüzlülüklerin girdabında boğulmaya mahkum ettiniz kendinizi!...
*
*** “Siz” kim misiniz…!?.. Hani her oturumda, her meydanda, her
ekranda… “birileri”… ya da “onlar” diye nitelenip aşağılanan, ayrıma
tabi tutulan %50 var ya!...siz, onların karşısında yer alanlarsınız!..,
Hani; “benim… falanım; benim… filanım” denilerek, kulluğunuzun en üst
düzeyde tescil edildiği kapı kulları var ya… siz onlarsınız!!...
Hani; muhalefet kabul oyu verdi diye, kendi önergelerini bile
reddettiklerinin farkında olmayan, ipli takatukalar var ya… onlarsınız..
ya da seçmenlerisiniz!..
Emekli eğitimci – DENİZLİ
mehmethalilarik@gmail.com
Yorum Gönder