Etme bulma dünyası! - Tünay Süer

Senaryo, Ergenekon Balyoz vb. 12 Haziran 2007’de, Ümraniye’deki bir evde 27 el bombası bulunmasıyla ve Taraf gibi gazetelerin adeta yargıyı yönlendirircesine attığı manşetlerle oynanmaya başlamıştı.
Öylesine acımasız manşetler atıp haberler yapıyorlardı ki, bazen mahkemenin kararından önce çıkacak kararı sanki müneccim gibi bilerekten önceden yayınlıyorlardı(!)
Taraf gazetesinin kurucusu ve eski Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan o günlerde başbakana methiyeler dizerek yere göğe sığdıramıyordu.
Mesela; Başkasını bilmem ama ben Erdoğan’ın bu müthiş girişimini, olağanüstü cesur liderliğini, vizyonunu hayranlıkla selamlayıp bütün gücümle destekliyorum.
Erdoğan’ın “kalibresine” sahip kim var bu ülkede? Onun cesaretine ve vizyonuna sahip kim var? Kimse yok.
Erdoğan, Türkiye’de rakipsiz, sadece Türkiye’de değil bence dünyada da önemli liderlerden biri.
Sonra ne oldu bilinmez Ahmet Altan, Taraf değiştirircesine 4 Ocak 2012 tarihinde “Devlet yardakçılığı ve ahlak” isimli bir yazı yazıyor. Bu yazıda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle 2 yıl 8 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davada 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılıyor. Bu hapis cezası taksitli para cezasına çevriliyor.
Taraf Gazetesinde Bülent Onur Şahin bugünkü yazısında
“Bugüne kadar kimsenin soruşturulmadığı ve cezalandırılmadığı Uludere katliamında, katliamın sorumlularının bulunmasının ve yargılanılmasının istendiği bir yazı yazdığı gerekçesiyle sadece Ahmet Altan ceza almış oldu. Demiş. Avukat Veysel Ok ise, “sadece eleştiri yapılan yazı için bir yazarın ceza alması utanç vericidir” diyor.
E, günaydın sizlere, günaydın.
Şimdi bu beylere sormak gerek. Sanırım sizler Türkiye’de yaşamıyorsunuz. Onlarca gazeteci neden tutuklandı acaba?
Merak edip bir kez olsun araştırmadınız mı? Canınız yanınca ancak o zaman sesiniz çıkıyor her halde. Siz şükredin ki Ergenekoncu damgasını vurup zindanlara kapatmadılar.
Ufacık bir eleştiriye tahammülü olmayan başbakan bakın Gezi Parkı direnişçilerini bile Ergenekoncu, teröristler diye bağlama çekerek, sabaha karşı baskınlarla gencecik çocuklarımızı hapislere tıkıyor.
Ahmet Altan’ın Türkiye’de rakipsiz ve dünyanın önemli liderlerinden teki diye övgüler yağdırdığı başbakanı koskoca Türk Milletini ayaklar altına almaya kalkmış bir başbakandır. Yüzlerce komutanı, aydını, gazeteci ve bilim adamlarını neden zindanlara kapattı sanıyorsunuz?
Buna etme bulma dünyası derler. Kısaca ucuz atlatmış Ahmet Bey
Öyle bir zamanı yaşıyoruz ki insan nasıl adlandıracağını şaşırıyor.
                                               ****
Taksim’in savaş alanı gibi görüntü verdiği günlerden birisindeydi. Polis direnişçilere acımasızca saldırıyordu. Gaz bombaları, plastik mermiler havada uçuşuyorlardı. TOMAlardan sıkılan ilaçlı ve yakıcı sular caddeleri, sokakları adeta dereye çevirmiş gibiydi.
Saldırıdan birkaç saat önce Taksim’e gelen ve evine birkaç kuruş götürebilme adına elindeki Türk bayraklarını satmaya çalışan Ali Sarıçiçek isimli gariban vatandaş, bu hengâme arasında canını kurtarmaya çalışırken polis tarafından yakalanmıştı. Ne dediyse derdini anlatamamış gözaltına alınmıştı. Bir kaç gün sonra tutuksuz yargılanmak üzere salınmıştı.
Bugün toplantı ve gösteri yürüyüşlerine muhalefet, polise görevi yaptırmamak için direnme suçlaması ile hakkında iddianame çıkartılarak 7 yıl hapsi isteniyor.
Halen Türkiye’de demokrasi var diyene şaşarım.
                                                                          ****
Nazlı Ilıcak çokbilmişliğine tahammül edemediğim acımasız, kimin arabasına binerse onun düdüğünü çalan birkaç fanatik, yandaş gazeteciden biridir. Kanal kanal gezip Ergenekon ve ona bağlanan davalar ile yüzlerce bigünah insan hakkında öylesine fetvalar veriyor ki sanırsınız yer altından çıkarılan silahları gömerlerken yanlarındaydı. Bir kanalda tesadüfen İst. Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ile tartışırken gördüm. Ümit Kocasakal’a siz Ergenekon’cu Barosunuz diyordu.
Düşünebiliyor musunuz? Ergenekon davasını kendisine göre sabit sözlerle yorumlayarak gerçekleri saptıran hem davanın seyrini hem de kendisini dinleyenleri etkilemek istiyor. Adeta zehir saçarak bir takım insanlardan iyi puan alacağını zanneden bu bayandan böylesine nefret etmekte haklıyım sanırım. Aynen Ergenekon savcıları, hâkimleri gibi yargısız infaz yapıyor. Kimlere yaranacağını sandığını bilemem tabi.
Silivri’ye hiç gitti mi, duruşmaları izledi mi açıkçası merak etmekteyim.
                                                                      ****
16 yıl hapis cezasına çarptırılan Albay Dursun Çiçek’in savunmasını avukat kızı İrem Çiçek yapmaktadır.
 İrem savunmasında; Müvekkilimin kendisi ile hiçbir illiyet bağı olmayan, sahteliği 26 ayrı bilirkişi raporu ile tespit edilmiş, 11 no  lu CD içerisinde bulunan, iki sayfalık dijital bir isim listesinde, adının bulunduğu iddiası ile 18 Şubat 2011 tarihinde tutuklanmıştır.
“Kim tarafından, ne zaman ve nerede hazırlandığı, tahkikat aşamasında araştırılmayan iki sayfalık bir listede adı olduğu gerekçesi ile tarafsızlığını yitirmiş bir mahkemenin üretim delillere dayalı kararı ile 16 yıl hapis cezasına mahkûm edilmiştir” ,
“2003 yılında, İstanbul’dan 1100 km uzaklıkta, İskenderun Deniz Er Eğitim Alay Komutanı olarak görev yapan müvekkilim Dursun ÇİÇEK’in, bir listeyi hazırlamak konusunda, ismi geçen subaylar ile iletişime geçtiği, bu yönde herhangi bir emir aldığı konusunda dosyada herhangi bir delil var mıdır? Yoktur diyerek suçlamaların can noktalarına değiniyor.
Ne yazık ki Yasamanın güdümündeki yargı ne Albay Çiçek’in ne de diğer tutukluların, hükümlülerin savunmalarını dikkate dahi almadan bildiklerini okuyorlar.
Aslında televizyonlardan naklen verilebilseydi bu duruşmalar, bunca yurtseverin neden zindanlara kapatılmış olduklarını açık seçik anlaşılacaktı. O zaman belki bazı kişiler taraf tutmaktan vaz geçip abuk sabuk konuşmazlardı.
                                                                    ****
Adına Ergenekon örgütü denilen bu traji komik olayda örgüt hiçbir zaman ispatlanamadı. Böyle bir örgütün varlığı yoktur çünkü.
Adı var kendisi yok olan Ergenekon örgütü, savcılık tarafından ‘2009'da yapılacak darbeye zemin hazırlamakla suçlandı.
Darbeye zemin hazırlamak ne demekse? Halkın beynini yandaş medyası ile ve Fethullah Gülen Cemaati’nin katkılarıyla yıkamaya çalıştılar yıllarca.
Bu arada esas darbeyi AKP yapmış oldu. Bunun halen farkında olmayanlar veya farkında olup ta seslerini çıkartmayanlar gün gelir Ahmet Altan’ın durumuna düşüverirler.
Buna da, etme bulma dünyası derler. Ama er ama geç, zalimler mutlaka cezalarını çekerler.  Çekmelidirler. Çekeceklerdir.
TC.Tünay Süer
19.temmuz2013

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget