Lozan nerenize battı? - Tünay Süer

BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, yeni bir Lozan'ın zamanı geldiğini ileri sürerek, "Adım at zamanıdır. Dilimizi, kimliğimizi, kültürümüzü tanıma, önderimizi özgür bırakma zamanıdır" derken;
KCK üst düzey yöneticilerinden (miş ,pöh!) Sabri Ok dış kaynaklı bir mülakatında; çözüm sürecinin (Bölünme) ikinci aşamasında “elde tutulur” bir şey yapılmadığını,
Ankara’nın “Kürt topraklarında! Askeri varlığını arttırdığını ve barajları inşa etmesini sürdürdüğünü ”söylüyor.
(Ülen biz size hibe mi ettik o toprakları, kimin toprağından bahsediyorsun sen? Getirmeyin bizleri oralara.)
Oslo’da üzerinde mutabık kalınan her adımı attıklarını ama sürecin uzadığını, sabırlarının taştığını, böyle giderse olacaklardan sorumlu olmadıklarını söyleyerek Türkiye Cumhuriyetini tehdit ediyor.
Yeni bir LOZAN, sabırlarının taşması, kırk bin kişinin katili İmralı’daki elebaşlarının halen özgür bırakılmadığından elbette.
Meydanı boş buldular.
Güneydoğuda istedikleri gibi at koşturuyorlar değil mi? Kaymakam atamalar, polis kuvvetleri, yol kesmeler, adam kaçırmalar, haraç istemeler ne isteseniz var. Tek dertleri o kaldı.
Hükümetin yaptığı anlaşmalar nedeniyle bu kadar taviz vermesi, Ana muhalefet CHP ‘in böylesine suskunluğu hatta bazı milletvekillerinin destek vermeleri, Bahçeli’nin ara sıra atıp tutması ama gerçekte AKP nin her sıkıştığında yanında olması, bunları iyice, şaşırttı ve kudurttu. (Eceli gelen köpek cami duvarına işler diye bir deyim var ya bunu hatırladım şimdi)
Nasıl kudurmasınlar ki? Kürdistan’ı ilan etmişler yani fiilen bölünmeyi yapmışlar, iş bebek katilinin özgürlüğüne kalmış.             
Demek istiyorlar ki, ya güzellikle çıkartın ya da biz çıkartacağız.
Kuş uçmaz, kervan geçmez ama bu hainlerin çok iyi bildiği o kerbela dağlarda, eski sistem teknolojiden uzak derme çatma, adına karakol denilen barakaları CIA ve MOSSAD ajanlarının katkılarıyla basmaya, askerlerimizi şehit etmeye alışkınlar. Yalnız dağlarda mı? Şehir merkezlerine yakın yerleri aynı usulle basmadılar mı?  
Bence Erdoğan’a elini çabuk tut, yoksa İmralı’ya da bir baskın yapıp onu oradan çıkartırız ihtarıdır bunlar.
                                                                 ****
Şimdi Gezi direnişiyle başlayan tüm ülkeye yayılan olaylarda polisin halka orantısız güç kullanmasını bahane ederek güya Erdoğan’ı eleştiri yağmuruna tutan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, 2010 raporunda ''Lozan'ı aşın'' dememiş miydi?
Lozan’ı aşmaktan kasıtları ortadadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası meşruiyetinin tanındığı 24 Temmuz 1923 te Türk Milletinin hayatta kalma, bağımsızlığını koruma adına, İstiklal Savaşı’nda kazandıklarını söke söke alması, Sevr’i çöpe atması ikinci bir zaferdi.
Yokluklar içerisinde ama vatan sevgisi ile yürekleri çelikleşmiş, cesur bir halkın büyük zaferi kazanıp onları kıçlarına bakaraktan geri püskürtmesini halen hazmedemiyorlar. Haçlılar şimdi yine Sevr’i hortlatmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Bunun içindir ki Kurtuluş Savaşımızı hazmedemeyen içteki düşmanlarla işbirliği içerisindeler.
                                                               ****
Ahhh! Ah! Sen ne yaptın Sayın Gül?
Colin Powell ile yaptığı gizli antlaşmada 2 sayfa 9 maddelik mutabakattan bazı maddeleri kısaltılmış olarak şöyle;
 PKK/KADEK elemanlarına geniş kapsamlı af: Abdullah Öcalan ve diğer dört lideri dışında bütün PKK/KADEK yönetici ve elemanlarına geniş kapsamlı af çıkarılacak.
Türk ordusunun asker ve silah gücünde indirim yapılacak. Türkiye’de bulunan ABD ve NATO irtibat subaylarının görev alanları ve yetkileri genişletilecektir.
Ege’de Yunanistan’ın taleplerine esnek tutum:
Dört yılda aşamalı olarak federasyona geçiş: Türkiye, dört yıl içinde uygulanacak bir planla, üniter devlet yapısını terk ederek, federasyona geçecek.
PKK’ya askerî harekât için ABD’den izin: PKK/KADEK’E karşı Türkiye devletinin egemenlik alanı içinde yapılacak askerî harekâtlar için, ABD askerî makamlarına haber ve bilgi verilecek, izin alınacak.
Türkiye’ye ambargo ve askerî yaptırım tehdidi: Eğer Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK/KADEK’e karşı ABD askeri makamlarına bilgi vermeden ve izin almadan harekât yapacak olursa, ABD hükümeti, “Kürt halkına karşı şiddet kullanıldığı ve soykırım uygulandığı” çerçevesi içinde uyarıda bulunma hakkını kullanabilecek. Bu durumda ABD gerekli gördüğü ambargo ve silahlı müdahale gibi siyasal ve askerî yaptırımları saklı tutacak.
AKP bu mutabakattaki bazı maddeleri yerine getirdi ve gerisini getirmeye çalışıyor.
Affı yeni anayasa yutturmacaları ile çıkartmaya çalışıyor.
Türk Ordusunda silah indirimi yapıldı mı bilemem ama asker indirimi derken en değerli komutanlarımızı tutsak ettiler hem de bir türlü ispatlayamadıkları sahte suç delilleri işle.
Ege’de 12 adamız şu anda Yunanlıların kullanımında zaten.
Bu 2 sayfalık mutabakatta en büyük tehlike ve PKK nın bu kadar kudurmasındaki etken Allah korusun bir iç savaş çıksa “Kürt halkına karşı şiddet kullanıldığı ve soykırım uygulandığı ”gerekçesi ile ABD gerekli gördüğü ambargo ve silahlı müdahale gibi siyasal ve askerî yaptırımları saklı tutacak.
Yani Arap Ülkelerinde yaptığını biz uygulayacak.
Böyle bir anlaşmayı (ki buna anlaşma denmez teslimiyet denir) Sn Gül hangi gerekçe ile imzalar ve daha doğrusu nasıl imzalar hayretler içindeyim. İşte AB nin yalakalığı,Amerikalı Oskar ödüllü sanatçıların ilanları filan bizi sevdiklerinden değil ortamı daha çok germek için. Bize karışmasınlar biz kendi içimizde sıkıntılarımızı demokratik şekilde sandıkta çözeriz.
Bu arada iç savaşta zararlı çıkan Kürtçüler ve PKK olur. Yerler tokadı otururlar yerlerine. Çünkü onlar benim birlikte yaşadığım Kürt kökenli vatandaşlarımı asla temsil etmiyorlar.
                                                                       ****
Hilmi Özkök Paşa, senin öldüğünde yatacak yerin var mıdır cenabı hak bilir ama ben dilerim ki olmasın inşallah. Haksızsam benim de olmasın tamam mı?
Askerlik emir komuta zinciridir. Şimdi bakıyorum da senin zamanında emrin altında olan çoğu komutanların hepsi terörist, Ergenekoncu, hükümeti yıkmakla, darbe yapmakla suçlanırlarken sen onların komutanı olarak neredeydin acaba?
Yıllarca ABD ve İsrail ajanlarının lojistik destek sağladıkları, savaş taktikleri verdikleri PKK belasına karşı canlarını hiçe sayan, savaşan onlarca değerli subayımızın zindanlara kapatılmalarından sen sorumlusun.
Onlar teröristlerse sen komutanları olarak neden dışardasın? Baş suçlu sen olmalısın bence. Neden gidip te savcılara ifade vermiyorsun uzaktan seyrediyorsun?
Seni tutan nedir? Kime bağlısın? Bir zamanlar cumhurbaşkanı yapılacağın konuşuluyordu e, olamadın da neden susuyorsun halen? Yüzlerce ailenin bedduasını alıyorsun hiç mi Allah korkun yoktur hayret!
                          AKP’nin içinden aklı başında insanlar konuşmaya başladılar, şükür.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç AHM kararları uygulanmalı diyor. Anayasa Mahkemesinin kararının doğru ve olumlu olduğunu, Ergenekon davasındaki tutukluların tanınmış kişiler olarak kaçmalarının söz konusu olamayacağını söyleyerek tahliye kararlarının iyi değerlendirilmesini söylüyor. Takiye yaptığını sanmıyorum.
Başbakan da bazen bir bakıyorsunuz davaların uzun sürdüğünü, tutuksuz yargılanmalarını söylüyor ama ertesi gün intikam hisleriyle bambaşka bir adam görünümüne giriyor. Ben onda bu son aylardaki hırçınlığı hastalığına bağlıyor bazen de çift ruh taşıdığına inanıyorum.
Başbakan zorda. Ne yapsın ki bir sultanlık sevdasına başına ne işler geldi ve Arapsaçına döndü. Cumhur Başkanı Sn Gül yapacağını yapmış zamanında, ceremesini çekmek te Erdoğan’a kalmış. Üstüne üstlük şimdi bir de, başına Direnen Gençler çıktı. PKK ya verilen sözlerle mi, özgürlük isteyen gençlerle mi uğraşsın değil mi? Hele başında bir dışişleri bakanı var ki Allah düşmanıma vermesin. Başbakanı yönlendiriyor ortalığı karıştırıp duruyor. Sınırlarımız ateş topuna döndü. Dışişleri bakanımız Davutoğlu çok biliyor ya!
                                                       
TC.Tünay Süer

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget