Beyler; Ya çekin gidin, Yada birleşin! - Tünay Süer

Bizim Hülya ayaklı gazete gibidir. En sağlıklı haberleri ondan alırım zamanla.  Kendisi MAYA Dergisinin Halkla İlişkiler müdürlüğü aynı zamanda muhabiridir.
Yoğurtçu Parkta ikilem olduğunu ve PKK propagandası yapıldığını birçok kişi gibi duymuş, bana iletmişti.
İki gün evvel Kadıköy Yoğurtçu Parktaki gençlik toplantılarını izlemek üzere Hülya ile oraya gittik. Saat öğlen sonu 17.00 gibiydi. Parkta çay bahçesi bölümünde oturan çaylarını, kahvelerini içip sohbet edenler, sağda, solda banklarda, yerlere çul sermiş piknik yapan her yaştan halkı gözlemledik. Sonra bedava su, poğaça, çay, kahve dağıtan uzun stantta yanaştık. Orada görev yapan bir hanım arkadaşımızla görüştük.
Dün sabaha karşı üçte eli sopalı ve bıçaklı kişilerin nöbette olan bir doktor ve iki genci dövdüklerini ve yaraladıklarını anlattı bize. Haber henüz basında duyurulmamıştı. Hastaneye kaldırmak için epey mücadele vermişler ambülans geç gelmiş ve parkın hemen yanı başında olan Polis karakolundan bir tek polis gelip müdahale etmemiş. Tabi bunları duyunca çok üzüldük hatta kahrolduk. Türkiye’de iş çığırından çıktı artık.
                                                                       ****
Parkı boydan boya turladık henüz yeterince kalabalık yoktu. CHP liler kendilerine ayrı bir bölüm yapmışlardı. Orada da stant  kurulmuştu ve yiyecek içecekler çay ocağı olduğu görülüyordu Üç beş kişi vardı henüz..
Geri dönüp parktaki çay bahçesinde boş masalardan tekine oturduk.
Tam çaylarımızı yudumluyorduk ki caddeden slogan sesleri gelmeye başladı. Her yer Taksim, her yer direniş.100 kadar kızlı erkekli gençler yan kapıdan içeri doğru girmeye başladılar.
Alkışlamak üzere ayağa kalkmıştık ki “Dayan Lice dayan ” Her yer Taksim her yer Lice diye slogan atılmaya başlayınca Hülya ile birbirimize baktık ve sanki donduk bir anda. Sandalyelerimize oturduk tekrar.
Bu arada orkestra bir şeyler çalmaya başladı.
                                                                          ****
Oturduğumuz yerden kalkıp kalabalıklaşmaya başlayan CHP standına doğru yürümeye başladık. Bu sırada orkestra sustu ve genç bir kızın sesi duyuldu hoparlörlerden.
Lice’deki olaylara değinerek oradaki askerin Medeni ‘yi vurduğunu söyledi.. Bir şeyler daha söyledi ama gerisini duymadım çünkü bende film kopmuştu. Hemen yanına gitmeye davrandım ve yüksek sesle konuşmaya müdahale etmeye başladım. Askeri böylesine kötülemeye kimsenin hakkı yoktu. Bazı başlar bana doğru döndü, bu sırada Hülya kolumdan beni çekiştirerek oradan uzaklaştırdı.
 CHP standında epeydir görmediğim arkadaşlarla kucaklaştık ama ben sanki burnumdan soluyordum. Aklım söylenen sözlere ve Dayan Lice’ye takılmıştı. Bir şeyler yapmalıydım. Kıvranıp duruyordum.
Bunun yanlış olduğunu oradaki arkadaşlarıma anlattım ve neden böyle konuşmalara dikkat etmediklerini bu gençlerle konuşmadıklarını sordum.
Yeterli cevap alamadım. Orada gördüğüm İl Kadın Kolu Yönetiminde olan arkadaşıma bunu rapor etmesini ve gerekli mercilere iletmesini rica ettim. Tamam, mamam dedi ama ben tatmin olmadım. Çünkü orada birkaç erkek arkadaşın dışında mahalle sohbeti vardı, sanki herkes kendi alemindeydi açıkçası.
Neyse sözü uzatmak istemiyorum. Hülya’ya rica ettim ve buradaki gençlerin komite başkanları ile konuşmak istediğimi söyledim. Hülya komite başkanı orada olmadığı için komiteden bir gençle konuşmamı sağladı.
İ…. İsimli gence atılan sloganın ve yapılan konuşmanın yanlış olduğunu anlatmaya çalıştım. İlkten bozulur gibi oldu ama benim sinirsiz, sakin konuşmalarım karşısında yumuşadı. Beni ilgiyle dinlemeye başladı.
Çenem açılmıştı bir kere ama hayret! çok sakindim. Onun beni dinlemesi de hoşuma gitmişti.
 Ona vatanın bölünmesinin aldatılan Kürt kökenli vatandaşlarımıza ancak Amerikan uşaklığı getireceğini BOP projesini anlattım. Kürt, Türk olarak bin yıldır birlikte yaşadığımızı çoluk çocuklara karıştığımızı akraba olduğumuzu, bizlerin ayrılmaz parçalar olarak bir bütün olduğumuzu Atatürk’ün cumhuriyeti gençlere emanet ettiğini anlatmaya çalıştım.
-“Biz bu şekilde konuşmakla AKP’nin askere emir verdiğini anlatmak istedik” dedi.
Kendisine olayları bu şekilde aktarmalarının yanlış olduğunu yumuşak ses tonu ile yineledim. Oradaki karakol inşaatında kalan işçi çadırlarının PKK ‘in yönlendirdiği kişiler tarafından yakıldığını, askerleri linç etmeye kalktıklarını el yapımı bombaları, Molotof kokteyllerini karakola attıklarını söyledim. Asker nefsi müdafaa yaptı dedim.
 Yanlış söylemler ile halkı kandırmak ve askeri cani gibi göstermenin kendilerine bir fayda getirmeyeceğini, bu şekilde Atatürk Cumhuriyetini, vatanın bölünmesini çözemeyeceklerini anlattım. Yaptıklarının doğru olmadığını bir çeşit PKK propagandası olduğunu kibarca söyledim. Silivri, Hasdal gibi zindanlarda aydınlarımızın, askerlerimizin sahte deliller ile nasıl esir tutulduklarını izah ettim.
 Beni dinledi ve çıkıp konuşmamı istedi. Ben ret ettim bir başka zaman dediğimde bana kurulacak olan kadın platformunda başkanlık yapmamı teklif etti. Zamanım olmadığını ama düşüneceğimi söyledim kendisine..
Sonunda vedalaşırken yüzü gülüyordu.
Bunları neden anlatıyorum sizlere açıklayayım.
Gençleri bilgilendirmek gerekir. Orada bir CHP li milletvekilinin veya İlçe başkanının konuşmaları dikkatlice dinlemelerini, söz alıp konuşmalarını isterdim. İyi niyetli gençlerin arasında bazı kişiler karışarak yanlış yönlendirmiş olabilirler. Sevgiyle yaklaşılınca gençleri kırmadan pek ala da eleştirebiliyorsunuz.
                                                                              ***
Forumlarda ''Diren Lice'' diye atılan sloganların ''çapulcu'' direnişiyle hiç bir alakası olamaz ve olmamalıdır.
Medyada konu ile ilgili videoyu incelediğimde öldürülen gencin karakoldan çok uzakta olduğunu gördüm. Sonra G13 ile ateş edildiği zaman ortalık kan gölüne dönerdi yani neresine gelse parçalardı. Oysa Medeni adlı gencimizi taşırlarken hiç kan görünmüyordu.
Bu başka bir şeydi. Otopsi neticesinde olay sanırım aydınlanacaktır. Tabi hiç birimiz bir insanın öldürülmesini arzu etmeyiz. Ne yazık ki açılım, saçılım diye BDP ile işbirliği içinde olan AKP ‘in bilinçli veya bilinçsiz politikaları yüzünden Türkiye karanlıklar içinde kalmıştır.
                                                                     ****
Bu arada Gezi Parkı olaylarını canlı yayınlamakla ilgi gören Halk TV ‘i Lice olaylarını sık sık ekrana getirip tüm yayını Lice'deki olaylara ayırmasını, göstericilere müdahale anını defalarca ekrana getirmesini şiddetle kınıyorum. Gezi ruhu diyerek vatanı bölmek isteyenlerle Atatürk Cumhuriyetini devam ettirmek isteyenler aynı kefeye konulamaz. Her yer Lice, her yer Taksim olamaz.
                                                                  ***
Son günlerde yapılan anketler ve oy oranlarına baktığımızda
AKP; yüzde 44.5...
CHP; yüzde 30.1...
MHP; yüzde 15.5... diye görüyoruz.
Seçimlerin SEÇ-SİS ile yapılacağını var sayarsak aynı tas aynı hamam olduğunu göreceğiz. AKP den kurtulamayacağımızı anlamalıyız artık.
Tek çare CHP-MHP, İŞÇİ Partisi ve Pamukoğlu’nun HE-Par’ ı diğer aynı görüşteki küçük partilerin birleşerek seçim anlaşması yapmalarından geçmektedir. Bunu aylardır, yıllardır yazıyorum ve çağrılar yapıyorum.% 10 barajını kaldırmayacağım diyen başbakanın karşısında ancak böyle başarılı olur demokratik kurtuluruz.
Ben bunu asla düşünmem diyen genel başkanlar gün gelir tarih önünde suçlu sayılırlar. Söz konusu vatan, bağımsızlık, Atatürk Devrimleri ise gerisi teferruattır. Beyler; Ya çekin gidin, Yada birleşin.
Tek başına iktidar olacağını hayal eden Genel Başkanlar havanda su döverler ancak.
Aman ben koltuğumda oturayım ne olursa olsun demeye kimsenin hakkı yoktur. Ya hep beraber batacağız ya da hep beraber dirileceğiz.
İşte önümüzde pırıl pırıl özgürlük mücadelesi veren bir gençlik var. Onlar bu parti genel başkanlarına örnek olmalıdır.
                                                                        ***
Bugün tarihin kanlı günlerinden Sivas katliamının 20.yıl dönümü 35 canı, aydınları diri diri yakan zihniyete lanet olsun. Tüm canları sevgiyle ve saygıyla anıyoruz. Unutmadık unutmayacak, unutturmayacağız.
Başbakan meclis konuşmasında Sivas Katliamına hiç değinmedi. Ben mi duymadım acaba? Kafası çok meşgul. Varsa yoksa saltanatımı nasıl sürdürebilirim ve nerede yanlış yaptım düşüncesi sanırım. Çok ayıp etti doğrusu.
Sevgiyle
TC.Tünay Süer

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget