CHP İzmir Milletvekili ve Cumhuriyet Gazetesi
yazarı Mustafa Balbay, Anayasa Mahkemesi'ne çağrıda bulunarak uzun
tutukluluk dilekçesinin karara bağlanmasını istedi.
CHP İzmir Milletvekili ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay, Ergenekon davasında 5 Ağustos’ta açıklanacak karara ilişkin,
“5 Ağustos, bir anlamda Gezi eylemlerinde söylendiği gibi bir
mücadelenin başlangıcı olacak. Türkiye’nin ne kadar hukuk devleti
olduğunu göreceğiz” dedi.
Anayasa Mahkemesi’ni,
kendisinin yaptığı uzun tutuklulukla ilgili bireysel başvurusunu 5
Ağustos öncesinde görüşmeye çağıran Balbay, “Yargının bütün
kurumları siyasal hesapların dışına çıkamıyor. Endişem o ki Anayasa
Mahkemesi’ni aynı çemberin içine almak istiyorlar” ifadesini
kullandı. Balbay, yüksek mahkemenin 10 yıllık tutukluluk süresini iptal
edip bir yıl sonra yürürlüğe girmesine hükmetmesinin ise özgürlükleri
keyfi kararların kurbanı haline getirdiğini söyledi.
Mustafa
Balbay, 4.5 yıldır tutuklu bulunduğu Silivri 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde
yapılan açık görüşmede, 5 Ağustos tarihinin bir anlamda Gezi
eylemlerinde söylendiği gibi mücadelenin başlangıcı olduğunu söyledi.
Özgürlük mücadelesi
Türkiye’nin ne kadar hukuk devleti olduğunu kararla birlikte göreceklerini dile getiren Balbay şunları söyledi:
“Türkiye’nin ne kadar hukuk devleti olduğunu göreceğiz. Mahkeme, aynı
zamanda kendisiyle ilgili de bir karar erecek. Mahkeme bu hükmü
verdikten sonra lağvedilecek. Artık kendisini düzeltme şansı yok. Biz
ise Yargıtay’a gidebileceğiz. Bu nedenle, bu karar Türkiye’nin ne kadar
hukuk devleti olduğunun kriteri olacak. Ben yıllarca hukuku halkla
birlikte arayacağız dedim. O gün geldi. 5 Ağustos’ta bizim gündemimizde
hukuk değil, halk olacak. Toplumun da 5 Ağustos tarihine bir gün olarak
değil, özgürlük mücadelesine başladığı gün olarak bakmasını istiyorum.
Bu mahkemeler, Başbakan’ın da yakındığı hukuksuzlukla beslenegeldi.
Dünyanın hiçbir ülkesinde bir davaya özel mahkeme olmaz. Burada Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin temel değerleri, gazetecilik faaliyetleri,
demokratik haklar yargılanıyor. 23 iddianame birleştirilerek davayı
tartışılamaz hale getirdiler.”
Balbay, BM Keyfi
Tutuklamalar Çalışma Grubu’nun, Balyoz davasında İnsan Hakları Evrensel
Beyannamesi’nin üç maddesinin ihlal edildiğine hükmettiğine vurgu
yaparak “Karar Türkiye’de hukuk sisteminin neredeyse BM Barış Gücü gerektirecek kadar iç gerilim ve düşmanlık ürettiğini gösteriyor” dedi.
‘Anayasa Mahkemesi malzeme olmasın’
5
Ağustos’un yaklaşmasına karşın Anayasa Mahkemesi’nin henüz uzun
tutuklulukla ilgili bireysel başvurusunu karara bağlamadığına dikkat
çeken Balbay, “Yargının bütün kurumları siyasal hesapların
dışına çıkamıyor. Endişem o ki Anayasa Mahkemesi’ni aynı çemberin içine
almak istiyorlar. Örneğin şöyle bir gözlemim var: Anayasa Mahkemesi, 5
Ağustos’ta Sayın Haberal ve benim başvurumu gündemine almayacak. Hüküm
verildikten sonra ‘Aaa hüküm verilmiş. Başvurunuzun da geçerliliği
ortadan kalkmış’ diyecek. Mahkemeyi, bütün kulislerde konuşulanlara
malzeme olmamaya davet ediyorum” dedi.
‘Bizim bilemediğimiz hukuk sistemi var’
Balbay,
Anayasa Mahkemesi’nin 10 yıllık tutukluluk süresini iptal edip bunun
bir yıl sonra yürürlüğe girmesine hükmetmesini eleştirirken “AYM’nin bir yıllık süre vermesi, özgürlük gibi en temel kavramı keyfi kararların kurbanı haline getirdi” diye konuştu. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın “Yargıçlar, kararın yürürlüğe girmesini beklemeden tahliye verebilir” sözüne karşın Ergenekon davasında mahkemenin tahliye taleplerini reddettiğini anımsatan Balbay,
“ÖYM’ler, Anayasa Mahkemesi, AİHM bizi bağlamaz diyor. Sormak
istiyorum: Bu mahkemeleri ne bağlar? Bizim bilemediğimiz bir hukuk
sistemi var” ifadesini kullandı.
Yorum Gönder