Pazar günü gazeteye giderken gördüm ki E-5'te trafik kilitlenmiş.
Metroya binmek istedim; binemedim; vagonlar ağzına kadar doluydu. Yüz binler
kendiliğinden Taksim'e doğru akıyordu.
Ertesi gün; bu
kadar çok insanın gittiği yeri merak edip inceledim.
Birilerinin dediği gibi etraf pislik içinde değildi. Sadece Haber
Türk'e giden yollar inşaat malzemeleriyle kesilmişti, orası koruma altına
alınmıştı, o kadar.
Parktaki çadırlar arasında
dolaştım. Gördüm ki bütün pankartlar zekâ işi... Ve pankartların büyük bölümünde
hedefte bir isim var: Recep Tayyip Erdoğan...
Büyük
bir pankartta, "Bize bu gazı sen verdin!" yazılıydı. Başbakan Erdoğan'ın
göstericileri aşağılayan üslubuna karşı duyulan tepki dile getiriliyordu.
Dışarıdan gelenler; burada sanki canlı bir müzeyi gezer gibi meraklı bakışlarla
dolaşıyorlardı. Ortada bir hoyratlık, bir kırıcılık, bir saldırganlık işareti
hiç gözükmüyordu. Bunu zaten pankartlardeki esprili, hoşgörülü, yaratıcı dil de
ortaya koyuyordu.
Şimdi buradakileri; "polis katili,
molotoflarla yakıp yıkan teröristler" gibi göstermek ne demek oluyor?
Açık söylüyorum: Dün, Başbakan Erdoğan'ın TBMM'deki Grup
konuşmasında tarif ettiği Gazi Parkı göstericileriyle gerçek Gezi Parkı
göstericilerinin hiçbir ilgisi yoktur. Sanıyorum ki Sayın Başbakan PKK'lı
göstericilerle bu gençleri karıştırmaktadır.
Bir
önerim de AKP'li göstericilere: Başbakan'ın katıldığı gösterilerde kullandığınız
pankartlarınıza biraz espri yansıtın... Sloganlarınızda aynı hava yer alsın.
Yol ver gidelim, Taksim'i ezelim; türü sloganlar "Taksim'i de yıkarız,
Anıtkabir'i de yıkarız!" türü mesajlar; Gezi sloganları karşısında çok kaba
kaçıyor.
ÖNERİM VAR
Sayın Başbakan'a Taksim sorununu çözecek ciddi bir
önerim var: Eğer oralarda bir yere illa da Topçu Kışlası yaptıracaksa... (Hem bu
kışla merakı da nereden çıktı Allah aşkına? Hani biz askeri vesayete karşı
mücadele etmiyor muyduk?) Bu kışlanın da çözümü var. Sayın Başbakan; Taksim
parkının arkasındaki, sağındaki-solundaki binaları kamulaştırsın; yıktırsın.
Böylece elde edilecek yeni alana da müze olarak kullanabilecek bir kışla
yaptırsın; biz de tebrik edelim.
Parka kışla planına
karşı çıkanlara; "Teröristler, faiz lobisinin adamları, çapulcular, hükümete
karşı komplo düzenleyenler!" diye vurmak kamu vicdanında kabul görmüyor. Bu
yüzden Sayın Başbakan'ın Ankara'daki mitinglerine AKP'li seçmen fazla rağbet
etmedi. Makul isteklerin bile iktidar tarafından böyle terörize edilmesi;
AKP'nin oylarını eritiyor; eritecek...
BAHÇELİ'Yİ DİKKATE AL
Başbakan
Erdoğan'a bir önerim de şudur: MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin konuşmalarını
mutlaka okumalı, oradan dersler çıkartmalıdır. Çünkü; Sayın Bahçeli; partisine
avantaj yaratmak adına değil; Türkiye'nin geleceğini de düşünerek konuşuyor.
Ayrıca; olayları dikkatle gözleyip ona göre tavrını yenileyebiliyor.
MHP Lideri; taraftarlarını sokaktan uzak tutma adına
başlangıçta Taksim Gezi Parkı eylemlerine mesafeli durdu. Ama gördü ki orada
Türk gençliğinin doğal bir tepkisi var; o zaman destek verdi. Dünkü konuşması
bunun en açık kanıtıdır.
***
Ve bu gösteriler ortaya bir başka büyük gerçeği daha çıkardı: Onca
saldırılara karşın, bugün de "TÜRK BAYRAĞI" en güçlü semboldür.
Türk milletinin ve bayrağının demokratikleşme kılıfı altında
tartışılmaya açıldığı bir denömde bile AKP'liler de onlara karşı olanlar da
meydanlarda şanlı bayrağımızı dalgalandırıyorlar.
Siyasetin geleceğini de Türk Bayrağı belirleyecektir.
Yorum Gönder