Gezi Parkı eylemlerine destek verdikleri protestoların ardından “terör örgütüne
üye olmak” suçlamasıyla gözaltına alınanların kitap okuması da, polis kurşunuyla
yaşamını yitiren Ethem Sarısülük’ün cenaze töreniyle ilgili bildiri de suç
delili olarak sorgulandı. “Terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla savcılığa
çıkarılan 25 kişi arasında, 112 acil yardım kıyafetiyle gözaltına alınan da gaz
bombasının fişeğinden yaralanması nedeniyle koltuk değnekleriyle yürüyen de yer
aldı. 112 acil yardım kıyafetiyle savcılığa çıkarılan Hazal Kangal ifadesinde,
gittiği dershanedeki tenefüste olayları izlerken gözaltına alındığını söylerken,
kendisinin yalnızca bölgedeki çöpleri topladığını anlattı.
Ankara’da,
“terör örgütü üyesi olmak, Başbakan’a hakaret etmek, adam öldürmeye tam teşebbüs
etmek, yağma ve nitelikli hırsızlık yapmak, Başbakanlık, TBMM gibi kamu
kurumlarını işgal etmeye teşebbüs etmek” gibi 14 ayrı eylemle suçlanan 25 kişi,
Terörle Mücadele Şubesindeki sorgularının tamamlanmasının ardından, dün adliyeye
sevk edildi. Fizik tedavi de suç Şüphelilerden Ulaş Korkut’un evinde yapılan
aramada polise taş attığı iddiasıyla delil olarak alınan lastiğin, bacak
kaslarını güçlendirmek için egzersiz amacıyla doktor raporuyla verildiği
anlaşıldı. Korkut’la ilgili dosyaya delil olarak sunulan Hacettepe Hastanesi
raporunda, “Ulaş Korkut 20 Şubat-27 Mart 2013 tarihleri arasında 20 seans ayakta
fizyoterapi programına alınmıştır. Bacak kaslarını güçlendirmek için gerekli
ekipmanlardan olan iki adet Theraband marka yeşil ve siyah renk egzersiz
lastikleri tarafımızdan hastaya önerilmiştir” denildi. Şüphelilerden Hazal
Kangal, adliyeye, üzerinde 112 acil servis kıyafetiyle getirildi. Kangal’ın,
Ankara Adliyesi’nde acil yardım stajını yaptığı ve hemşirelik okulunda yüksek
lisans yapmak için kursa gittiği öğrenildi. Kangal ifadesinde, yüksek lisans
için dershaneye gittiğini ve tenefüse çıktığında eylemler nedeniyle sokağın
kalabalık olduğunu belirterek, “Biz de arkadaşlarımızla birlikte onları
izliyorduk. Olaylara karışmadım. Herhangi bir eylemde bulunmadım. Çöp topladım.
Dosyadaki sapanla taş atan ben değilim” dediği öğrenildi. Şüphelilerden Gizem
Bayrak ise eylemlere Gezi Parkı olaylarını protesto amacıyla katıldığını
belirterek, herhangi bir örgütsel bağının olmadığını anlattı. Bayrak, “Elime taş
almış olabilirim. Koruma refleksi ile elimde bulundurdum. Fakat polise atmadım.
Kamu malına da zarar vermedim”dedi. Bayrak’ın avukatları da polisin orantısız
güç kullanımı sonucu 4 kişinin yaşamını yitirdiği, 11 kişinin kör olduğunu ve
binlerce insanın yaralandığı bir ortamda insanların kendilerini “taş ile
savunmalarının” suç olamayacağını anlattılar. Baruhan Ulueren ise barışçıl ve
demokratik eyleme katıldığını vurgulayarak, dosyadaki yüzü kapalı kişinin de
kendisi olmadığını söyledi. Ulueren, üç kez eyleme katıldığını ve bu eylemlerde
çevredeki çöpleri de topladığını kaydetti. Sarısülük bildirisi de suç
Şüphelilerden Mazlum Demir bayrak yakmakla suçlandı. Demir ise bayrak
yakmadığını ve bayrağın yakıldığı iddia edilen saatte olay yerinde olmadığını
söylediği öğrenildi. Şüpheli Bayram Dalyan da, ifadesinde, bayrak yaktığı
iddialarını yalanlayarak, kendisini korumak için taş attığını kabul ederken,
polisin gaz yanında taş da attığını söyledi. Dalyan eylemde yüzünü kapatmadığını
ama gaz maskesi taktığını savcıya aktardı. Ali Yılmaz’ın üst aramasında,
Kızılay’da polis kurşunuyla yaşamını yitiren Ethem Sarısülük hakkındaki
bildiriye delil olarak el konuldu. Bildiriyle ilgili polis tutanağında,
“Hayatını kaybeden Sarısülük isimli şahsın cenaze törenine katılımı artırmak
için davetiye şeklinde hazırlanmış ‘Ethem yoldaş ölümsüzdür’ başlıklı bildiri
tespit edilmiştir” denilirken, Yılmaz’a bildiriyi nereden temin ettiğinin
sorulduğu öğrenildi.
İlhan Taşçı
Yorum Gönder