Sen bittin ey Erdoğan, bittin artık - Tünay Süer

4 günden bu yana yeşil alanlar yok olmasın, Gezi Parkı bizimdir sloganları ile parkta yatıp kalktılar.
AKP ‘in katlettiği, birer rant haline getirdiği yeşil alanların yanı sıra Taksim Gezi Parkının da bir AVM yapılmak istenmesine karşın demokratik hakları olan protesto yapıyorlardı. Bir avuç insanlardı baksanız.
Sabaha karşı iki kez baskın yediler.
Çadırlarını yakan polise direndiler.
Gaz bombaları, biber gazları, yerlere düştüler tazyikli sularla savruldular ama yılmadılar.
Polis acımasızca sert davranıyor, halkın üzerine bombaları yağdırmaya devam ediyordu.
Çoluk çocuk, yaşlısı genci oradaydılar. Ellerinde ne silah vardı ne de Molotof kokteyli.
 Yaralananlar oldu, ambulans isterken tazyikli su püskürtüldü üstlerine. Yerde baygın yatana bile acımadılar hatta orada bulunan minik bir köpeğe zevkine gaz sıktılar.
Ne milletin vekilini tanıdılar ne de vicdana geldiler.
Ortada tek taraflı bir hain saldırı vardı. Erdoğan’ın polis ordusu düşmana saldırır gibi saldırıyordu.!
Kime karşı? Savunmasız olan kendi halkına orantısız, acımasız bir saldırıydı bu.
Resmen Taksim’de cinayet işlenmeye başlamıştı.
Bir iktidarın vatandaşına böylesine zalim davranması dakikalar geçtikçe oradaki bir avuç yürekli insana her taraftan akın akın insan selleri aktı ve sayıları on binleri buldu.
Derken Türkiye’nin her tarafında eylemler başladı.
İstanbul kana bulandı. Gözlerini kaybedenler, beyin kanaması geçirenler, testisleri yırtılanlar…
Devlet eliyle terör işleniyordu. Taksim ‘deki oteller evler yaralılara kapılarını açtılar.
Polis ambülans geçmesine izin vermiyordu. Doktorlar kendi olanaklar ile olay yerine gitmeye başladılar.
Gözaltına alınanlar için sosyal medyada avukatların telefonları yayınlandı.
Harbiye Ordu Evi kapılarını açtı. Yaralıları bağrına bastı. Askerler gaz maskeleri dağıttılar.
Derken Orduevine de gaz attılar ve ordu evi komutanı bir daha atarlarsa mukabele vereceğiz dedi.
Şu anda saat sabahın 2si ve AKP istifa sesleri İstanbul semalarını inletiyor.
Türk Halkı ayağa kalktı.
Polisin parkı ilk bastığında BDP İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder panzerin önüne attı kendisini.
Polisi önlemeye çalıştı. Yediği gazlardan hastaneye kaldırıldı ve acil anjiyo yapıldı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin milletvekilleri, belediye başkanları ile orada nöbetteydi. CHP li Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da hastaneye kaldırıldı.
Satılmış yandaş medya normal programına devam ediyor. Bir tek Halk TV canlı ayın yapıyor.
Türküyle, Kürt’üyle, Laz’ı, Çerkez’iyle herkes ama herkes ayakta olağanüstü bir durum yaşanıyor.
Türk halkı zorda kalınca işte böyle tek yumruk oluyor.
Ezeli rakipler Galatasaraylısı, Fenerbahçelisi. Beşiktaşlısı birlikte Taksim’e koştular.
Gün ışımasına az bir zaman kaldı kimse uyumuyor Türkiye’de. Herkes sokaklara caddelere döküldü İstanbul’a destek veriyorlar.
Bu arada AKP den ve polisten istifa haberleri duyulmaya başladı.
İktidardan tık yok. Tayyip televizyonlardan sigaranın zararlarını anlatıyor ulusa seslenişinde.
Pardon  birkaç saat önce vali bey beyanat verdi ve provokasyon dedi.. Cart dedi curt dedi dansöz gibi kıvırdı gözlerimizin içine baka baka.
Hem de sıkılmadan, utanmadan,
Tahrir Meydanındaki halka bile böyle şiddet gösterilmedi.
Yerden bombalar yetmedi havadan helikopterler başladı.
Her şeye rağmen direniş gittikçe büyüyor ve zulme karşı birliktelik artıyor.
Bu gün ve gece tarihe AKP kara bir leke olarak, Türk Halkı için Atatürk ışığının dönüşü olarak geçecektir.
Ey! Tayyip Erdoğan; BOP Eş Başkanı
Şimdi rahatladın mı?
Sanmam planların bozuldu sanırım. Zira sen emperyalistlerle planın işlemesi için başka şey olmasını istedin.
Kürt’ü Türk’ü birbirine kırdırmaktı amacın ama kusura bakma olmadı işte. Öyle olsaydı işine gelecekti değil mi?
İç savaş çıksaydı daha iyiydi iktidarın için.
Sultan olacaktın ya sözde.
Bak geri tepti, halk senin tüm güçlerine karşı tek yumruk oldu, seni istemediğini haykırıyor.
Bence sen bittin Erdoğan, ya çek git ya da istifa et.
Bu arada bizim mahallede de tencerelere tavalara vurulmaya başlandı. Camlardan alkışlar Tayyip İstifa diye diye bağırıyor herkes sabahın bu erken saatinde. Evlerin ışıkları yanıp sönüyor. Kimse uyumuyor. Ben de dışarı çıkıyorum yazımı burada kesiyorum.
Sevgiler.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget