Susarsanız tarih sizi affetmeyecek! - Tünay Süer

Taraf Gazetesinden Mehmet Baransu'nun haberine göre "" Başbakanlık ve MİT'in ortak hazırladığı "2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Taslağı “hazırlanmış.
"Gizli" kanun tasarısı çalışmasının metinlerine ulaştığını iddia eden Baransu MİT için düzenlenen yeni yasa ile fişleme, izleme, psikolojik istihbarat ve operasyon yetkileri veriliyor diye yazmış.
Buna göre; teklifle, MİT’e “muhtemel iç tehditlere karşı” operasyon yetkisi veriliyor. MİT bu operasyonları mahkemelerde izin almadan yapabilecek(!)
Yani MİT, AKP Hükümeti, kimi tehdit sayarsa onları “iç tehdit” diyerek operasyonlar baskınlar yapacak, bunlar için savcılardan mahkemelerde izin almak zorunda olmayacak. Astığı astık, kestiği kestik olacak demektir bu.
 Düzenleme yaygın keyfiliklere, insan hakları ve hukuk ihlallerine neden olacağı gibi aynı zamanda cumhuriyetin MİT Cumhuriyetine dönüştürülmesi demek oluyor.
Yurtdışı operasyon yetkisi, Anayasa’ya göre TBMM’nin izniyle silahlı kuvvetler tarafından kullanılabiliyorken bu yasa ile anayasa bir yana bırakılarak başbakanın onayıyla yetki tamamıyla MİT’e verilecek. Hiç kimse MİT’ten hesap soramayacak. Üstüne üstlük MİT’e özel mahkemeler kurulacakmış.
Vay canına’
Eğer böyle bir yasa geçerse tam faşist Hitler Almanya’sına döneceğiz demektir.
 Zira “Madde 4/I de – Psikolojik istihbarat faaliyetlerinde bulunmak, iç ve dış tehdit odakları tarafından yürütülen psikolojik hareket çalışmalarına karşı koymak. “olarak geçiyor.
Aklımıza hemen askerin bu yetkiyle AKP’yi ve Fetullah Gülen Cemaati’ni bitirmek için “İnternet Andıcı” operasyonunu yaptığı iddiası geliyor değil mi? Bu kapsamda Albay Dursun Çiçek dahil birçok askerimiz tutuklanmıştı. Şimdi aynısını yapma yetkisi MİT’e veriliyor. Bu ne lahana turşusu bu ne perhiz?
CHP böyle bir haberi duymadı mı acaba? Yine her zamanki gibi sessiz kalmayı mı yeğleyecek? Salı günleri genel başkanın başbakana çatmaları ile mi geçecek?
Başbakanın öteden beri amacı ABD ‘nin boyun eğdiremediği Türk ordusunun yerine kendisine bağlı polis gücünden bir ordu yaratmaktı. Orduyu birden lav edecek güç yoktu elinde, işte dalga, dalga can damarlarını keserek yaptı bunu.
                                                                         ***
Emekli General Veli Küçük’ün kızı Avukat Zeynep Küçük’ün şemalarla, krokilerle ve telefon sinyalleri ile harita üzerinde anlatısını Ulusal Kanalda ikinci kez dinledim.
Cumhuriyet Gazetesinin bombalanması, Danıştay davası ile başlayan Ergenekon, Balyoz, Oda TV, Poyrazköy, Kafes gibi birçok başlıklı dava zincirlerinin sırf Türk Ordusunu çökertmek için yapıldığı gün gibi aydınlandı.
Bu davalardaki diğer amaç Türk aydınlarını, yürekli gazetecilerini halktan uzaklaştırmak ve de susturmak için hazırlanan komplolar ile kalleşçe bir tuzaktı, Bunu biz ulusalcılar biliyorduk ama yandaş medya ne yazık ki iktidar ile birlikte hareket ederek görmemezlikten geldi.
Onlar, tarihe işbirlikçi, kara ve yalancı medya olarak geçeceklerdir.
Yıllardır devam eden bu davalarda tüm yurtseverlerimize sanık demek bile büyük haksızlıktır. ABD ve AKP senaryoları ile hiçbir delil olmadan resmen esir tutulmaktadırlar.
Anlamak istemeyenler, halen darbe yapacaklardı diye fetva verenler ABD güdümlü AKP'nin ve özerklik vaat edilen PKK ‘ın 'Açılım, Çözüm ve Barış Süreci'' gibi yalanlarla T.C. ni bitirme çabalarına ortak kişilerdir. Yani suça iştirak edenlerdir.
Vatanımız bugün aslında hükmü kalmamış Türkiye Devletini işgal eden bir iktidar tarafından yalanlarla, başbakanın halkı kışkırtıcı sözleriyle yönetilmeye çalışılmaktadır.
 Başbakan bizler, onlar diye ayırım yaparak "Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik" etmektedir. Dindar insanların bilinçaltına hitap ederek kışkırtmaktır. Bildiğim kadarıyla (Türkçe Kuran’dan) düşmanlardan, dinsizlerden, kâfirlerden hep "ONLAR" diyerek bahsediliyor.
Bu durumda AKP ‘in kapatılması gerekmektedir.
 Polis Akademisi mezuniyet töreninde konuşurken polisimizin vandallara karşı “destan yazdığını” söyledi.
Destana bakın!
Yüzlerce yaralı 5 ölüm ve ne yazık ki bir gözlerini kaybeden vatandaşlarımız ve halen hastanelerde tedavi altında olan, beyin travması geçiren Gezi Park gazileri.
Sanki İstanbul’daki eylemi destekleyen Türkiye’nin diğer kentlerine düşman askerleri girmiş te polis te onların icaplarına bakmış.
Böylesine saçma ve acımasız bir düşünce olur mu ya?
PKK lı militanların yakıp, yıkmalarına karşın polis torpilli karşılık versin ama öte yanda özgürlük ve gerçek demokrasi için ayağa kalkan kendi vatandaşına, kurşunlar, coplar, zehirli gazlar ve göz oymalarla adeta zafer kazansın.
Buna adalet diyorlarsa yerin dibine batsın böyle adalet.
Buna destan denirse Allah kahretsin böyle acımasız destanı.
                                                  ****
Başbakan diktatörlüğünde güçlendikçe polis içindeki emniyet istihbarattaki cemaat yapılanması hızla tasfiye etmeye başladığını görüyoruz. İstanbul, İzmir ve Ankara İstihbarat Şube Müdürlerinin görevden alındığını basından öğrendik.
Kendisinden olmayan herkesi bir şekilde kendince cezalandırıyor. Ya sürgün yapıyor ya da Silivri’ye postalıyor.
Benim polisim diyor AKP’nin polisi oluyor yani, diğer taraftan cemaatin polisi deniyor.
Allah Aşkına Türk Polisi nerede? Halkın polisi nerede?
Karşısında güçlü bir muhalefet partisi olmayınca çok rahat yalan söylüyor ve elindeki erki de çok güzel kullanıyor.
Çözüm süreci, barış süreci deniliyor ve Türkiye bölünmeye gidiyor. ABD Büyükelçisi ta Amerikalardan gelip Hakkâri ve civarında araştırmalar yapıyor, sanki Papa gibi eli öpülüyor.
Bu ne iştir? AB ye içişlerimize karışamazlar diye kafa tutan başbakan ABD ye nedense içimizden çıkartamıyor.
Francis Ricciardone Diyarbakır ve Güneydoğu gezisini neden yapıyor acaba? Herhâlde turistik geziye gelmedi.
Türkiye’nin bölünmesine ramak kaldı. CHP halen bunu anlayamıyorsa yazıklar olsun.
Öcalan’a özgürlük ama PKK ile yıllarca savaşan komutanlara, askerlere zindanlar. Bu Allahtan reva mıdır?
Burada CHP eski Milletvekili Şahin Mengü’nün şu sözlerini tekrar ediyor ve gönülden katılarak yazımı bitiriyorum.
Biz CHP li Ulusalcılar, bölücülere teslim olmayacağız. Bu partide yıllarca görev yapmış olanlar, susma hakkınız yok. Ülke süratle bölünmeye doğru gidiyor. Her gün tarihi değerlerimize saldırılıyor. Ses çıkartmak zorundasınız. Susarsanız tarih sizi affetmeyecek.
Saygı ve sevgilerimle.
TC.Tünay Süer

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget