Erdoğan Devrim mi yapmak istiyor? - Tünay Süer

Gezi parkı direnişiyle başlayan ve gittikçe büyüyen eylemde Türk Tabipler Birliğinin açıklamasına göre 29 u ağır, dört binin üzerinde yaralı ve 3 can kaybı var. Gözaltları sayısı ise bini aşkın deniyor.
“Milleti kendisine düşmanmış gibi gören, sanal tehditler üreten, sanal korkular üreten bir devlet, adil olamaz, sosyal olamaz, laik olamaz, hukuk devleti hiç olamaz.” Diyen başbakan söylediklerinin tam tersini yaparak nereye varmak istiyor? Kimi anlatmaya çalışıyor? Kimdir bu adam?
 Böyle bir insanı uzaklarda aramaya gerek yok, bence başbakanın aynaya bakması yeterlidir.
 Ben artık polis ordusunu acımasızca kendi halkının üzerine salmasının intikam veya bastırma gibi gerçeklerden uzak olduğunu düşünüyorum.
Ellerinde bir sopa bile olmayan gencecik çocukların üzerlerine polis ordusunu salarak öldüresiye gaz bombaları attırıyor. Yere düşen bir kişiyi on polis birden tekmeliyor.
 Ne idüğü belirsiz sopalı adamlar (ki bunların bazılarının sivil polis olduğunu emniyet müdürlüğü açıkladı) ve şimdilerde ortalarda türeyen Arapça konuşan adamların çivili sopalarla yakaladıklarını öldüresiye dövdüklerini izliyoruz. Bunların başbakanın aylar önceden doğu da beslediği teröristler olduğu ve bir gün halka dönecekleri söyleniyordu. Demek ki doğruymuş diye düşünüyorum.
Kendi halkı olarak kabul etmese de kendisine tepkili olan savunmasız halka böylesine canice saldırı yaptırmak hangi dine hangi kitaba girer anlamak zor. Değer mi bir saltanat uğruna bunca insanın canını yakmak, bedduasını almak, bu nasıl Müslümanlıktır?
Bu plan da acaba ABD ‘in planı mıdır?
İki gün önce hem Tiwetter de hem de Facebooktan Türkiye Cumhurbaşkanına birçok mesaj atarak bu katliama benzer saldırıları, yetkilerini kullanarak durdurmasını rica etmiştim bir anne olarak.
Ne yazık ki elindeki yetkileri kullanmadı Sayın Cumhurbaşkanı Gül. Demek ki başbakanın gölgesi olmaktan kendisini kurtaramıyor. Yazık. Çok yazık.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın sözlerine gelince, polise saldırı olmadıktan sonra hiçbir şey yapmıyor, ancak canı tehlikeye girerse meşru müdafaada bulunuyor diyor. Bu olanlar karşısında sözlerinin gerçek olmadığı meydandandır.
Polise kim saldırıyor sorarım. Polis üç kişiyi beraber görse bile acımasızca plastik mermi, gaz bombaları ve Tomalarla su sıkıyor.
Savunmasız insanların demokratik haklarına bu şekilde saldırı ancak Hitler zamanında yapılıyordu bildiğim kadarıyla.
                                                                        ****
Başbakan kendisine yapılan protestoları provoke ederek adeta iç savaş çıkmasını ister gibi.
Ben şu satırları yazarken Ankara Kızılay ve Rize’de polisler feci şekilde saldırıya geçtiler.  Rize’de aralarında AKP Gençlik Kolları’nın da bulunduğu iddia edilen kalabalığın basın açıklaması yapmak isteyen direnişçileri bir binada sıkıştırdıkları bildirildi. Polisin yüz kişilik gurubu uzaklaştırmadığı ve basın açıklaması yapmak isteyen TGB, ADD, Eğitim-İş gibi STK mensuplarının kendilerini korumak için sığındıkları yerde mahsur kaldıkları bildirildi.
Bu polisler dışarıdan ithal mi edildi diyesim geliyor. Bu ne acımasızlıktır? Karşılarındaki kendi vatandaşı değil de düşman askerleri midir?
Başbakanın amacı halkı birbirine kırdırmak mıdır?
Yoksa Anayasa Profesörü Erdoğan Teziç'in söylediği gibi yapmak istediği yeni anayasada ilk üç maddeyi değiştirmesi imkânsız olduğundan  rejimi değiştiremediği için, olayı başka noktaya çekmek mi  istiyor.?
Harp yapar gibi silahsız insanların üzerine polis ordusunu salmasının ve olayları tırmandırmasının sebebi bu mudur?
Masum protestoları anarşiye çevirip askeri sokağa çıkartarak devrim mi yapmak istiyor?
Erdoğan Teziç’in bu düşüncelerini yabana atmamak gerek sanırım. Tayyip Erdoğan bu, iktidarı ve başkanlığı için her şeyi yapabilir. CHP ‘in yurtsever milletvekillerinin bu konuyu düşünmelerini öneriyorum.
Olayların başlamasını Taksim Gezi Parktaki bir avuç insanın sabah ezanında üzerlerine gaz bombaları sıktırmakla başbakan başlattı.
Mızrak çuvala sığmamaya başlamış, bardak taşmak üzereydi ve nihayet beklenmedik şekilde bu baskılara ve totaliter faşizan rejime halk yeter artık dedi.
Gelecekleri çalınan öğrenciler, işçiler tüm emekçiler sokaklarda emniyet güçleri tarafından dövülüyor, biber gazları sıkılıyor, yerlerde süründürülüyorlardı. Yatak odalarına kadar telefonlar dinleniyordu. Milletin kaç çocuk yapacağına kendisi karar veriyordu. Medyayı avucunun içine alarak halktan her şeyi gizliyordu. Vatanseverler bahanelerle, düzmece suçlamalarla zindanlara tıkılıyorlardı. Türkiye’yi yasaklar ülkesine dönmüş, topluma ayar vermeye çalışarak halkı canından bezdirmişti.
 Halk bu baskılar karşısında vatanın her cephesinde sokaklara dökülerek onun istifasını istemeye başladı.
Bunun nedenlerini başbakan kendi hatalarında aramalıdır diyeceğim ama demek ki bunlar hata değil bilinçli yapılan baskılardı. Başbakan halkı bilerek canından usandırdı.
Değer mi bir saltanat uğruna bunca insanın canını yakmak, bedduasını almak, bu nasıl Müslümanlıktır?
Türkiye’yi yasaklar ülkesine çeviren bir başbakan sayesinde Halk ve Ulusal Kanaldan başka diğer yandaş TV lerin haberlerine almadığı bu özgürlük hareketine diğer yabancı basın çok önem vererek neler söylediler haberleri nasıl duyurdular bir kaçına bakalım isterseniz.
- Alman Kanalları: Türkler Savaşırsa Kazanır.- Italyan Kanalları: Bir Ağaç İçin Bunu Yapan Türkler Neler Yapar Düşünün..
- Fransız Kanalları: Onlar Atatürk'ün Çocukları Ve Uyandılar!- Kanada Kanalları: Onlar Her Savaşı Kazanırlar! Ve Başardılar!- Rusya Kanalları: Türkler Bir İnanılmaz! Onlar Her şeyi başarıyorlar!
- İngiltere Kanalları:   Türkler Harika. Onların Yaptığını şu ana kadar hiç bir yerde görmedik!
Halkın tepkisi ile şimdilerde yayına başlayan yandaşlar utanmalıdırlar.
                                                              ***
Düşenin dostu olmaz!
Hele bu insanın bir ülkenin seçimle gelen başbakanı olup da 21.Yüzyılda Hitler rejimini uygulayıp milleti tarafından istenmediği anlaşılırsa ne dostu kalır ne de etrafındaki yalakaları.
Hepsi teker teker uzaklaşırlar ondan
Bu çok acı bir şeydir.
İşte henüz taze bir örnek,
Fas’tan “yabiladi.com” sitesinin haberine göre Afrika gezisi kapsamında Fas’a ziyarette bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kral VI. Muhammed tarafından kabul edilmemiş.
Şu anda TBMM sinde AKP Milletvekilleri bunu yalanlıyorlar bir hırs içerisinde. Kral 6. Muhammed’in 20 günlüğüne yurt dışında olduğunu söylüyorlar.
Başbakanlık yetkilileri de Hürriyet Daily News’e böyle söylemişler.
Peki, başbakanlık yetkilileri bunu bilmiyorlar mıydı acaba?
                                                            ***
Bugün oldukça uzun olan yazımı demir parmaklıklar ardına kapatılan yurtseverlerimizden İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in AKP ye cesurca seslendiği sözleri ile bitiriyorum
Siz Türk Milletini yıkmaya kalktınız. Türk Milleti sizi yıkacak.
                                                                  ***
Dayanacağız tüm yapılanlara olanlara yüreğimiz kan ağlasa da güçlü olacağız.
Evet, zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ı vardır. Bu düzene direnmek için Allah yardımcımız olsun diyorum
TC.Tünay Süer

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget