Terör örgütüyle gizli yürütülen görüşmelere gözler çevrilirken, eğitimle ilgili asıl
sorunlar da ustalıkla gizleniyor. Ömer Dinçer’in eğitimde yaptığı
tahribatı Nabi Avcı’nın, mevcut kadroyla çözemeyeceği de
ortada…
Okullarda “serbest kıyafet” adı
altında kızların türbanlı, kara çarşaflı, erkeklerin sakallı,
kravatsız olarak derslere girmeleri özendiriliyor. Bu tür
eylemleri Milli Eğitim Bakanlığı’nın üst düzey bazı bürokratları
da el altından destekliyor olacak ki, hükümete yakın sendikalar
bunun öncülüğünü yapıyor. Öğretmenler arasındaki huzur bozuldu.
Nöbetçi olan öğretmen kılık-kıyafet yönetmeliğine aykırı hareket
edenlerle ilgili tutanak düzenleyince okulda kavgalar yaşanır
hale geldi.
Okullarda neler oluyor?
Ömer Dinçer, ilköğretim müfettişliğini
kaldırıp onların isimlerini “il denetçisi” yaptı. Sayıları da 2
bin 900 civarında… Kendilerine büyük görevler verilen denetçiler
bu isme alışamadı. Tüm Eğitim Müfettişleri Derneği (Tem-DER),
Müfettişler Derneği, Tüm Eğitim Müfettişleri ve Eğitimciler
Sendikası (TEMSE) eski isimlerini almak, özlük haklarıyla ilgili
kayıpların giderilmesi için çaba gösterse de, bakanlıkta onları
anlayan da, dinleyen de yok… Tıpkı, bulundukları yerde 8 yılını
dolduran şube müdürlerinin beklediği yönetmelik çıkmadığı
gibi…
Milli Eğitim Bakanlığı’nın
uygulamalarından rahatsız olan bazı bürokratlarla, bakanlıkta
konuştuğumda, eğitim-öğretim alanındaki gidişatın çok kötü
olduğunu dile getirdiler. Bunlardan bazılarını sıralayalım:
Müfredat değiştirilmediği için ortaokul 1. sınıfa
yani 5. sınıfta ciddi sıkıntılar yaşanıyor. 5. sınıftaki ders saati
sayısı artırıldı ancak buna göre müfredatta düzenleme olmuyor.
Bazı derslerde müfredat yetmiyor, bazılarında fazla geliyor.
- Norm kadro dolayısıyla öğretmenlerin
sıkıntısı artarak devam ediyor. Daha önce
ilköğretim
olan, şimdi ilkokula dönüşen okullarda branş öğretmenleri,
ilköğretimden ortaokula dönüşenlerde ise sınıf öğretmenleri norm
fazlası duruma düştü. Kendi eğitim bölgesinde gidebileceği okul
olmadığı için farklı yerlere gönderiliyor.
- 5. sınıflarda norm fazlası oluşunca, öğretmenler asıl
branşı dışında matematik, ingilizce gibi derslerde
görevlendirildi. Öğretmenlerin bilgilerinin, öğrencilerin çok
gerisinde kaldığı anlaşıldı. Bu alanda ciddi sorunlar devam
ediyor.
- Okullarda tek tip kıyafet
zorunluluğu kaldırılmıştı. Ancak bu kez Güneydoğu’nun bazı
ilçlerinde terör örgütünün isteğiyle öğrencilere terör
örgütünün giydiği kıyafetler giydiriliyor. Bazılarında örgütü
simgeleyen sarı-kırmızı-yeşil renkli kıyafet kullanılıyor. Tek tip
kıyafete geçilmesi konusunda yoğun istekler var. Öğretmenler,
okul yönetimi, veli işbirliğiyle kıyafet konusundaki kargaşaya
son verilmesi amaçlanıyor.
Devamsızlığın
önü alınamıyor
- Meslek liselerinde
devamsızlık had safhaya ulaştı. Bugün hemen tüm öğrencilerin
devamsızlığı 18-20 gün civarında… Öğrencinin devamsızlığını
önleyecek, mevcut duruma da çözüm getirilmeli.
- Liselerde de devamsızlık sorunu yaşanıyor. Liseler de
zorunlu eğitim kapsamına alındığı için öğrenci ancak başarısız
olursa sınıfta kalır. Devamsızlıktan sınıfta kalma olmaması
gerekiyor. Ancak bu konuda yönetmelik değişikliği de yapılmadı.
Bazı öğrenciler de açık liseye kayıt yaptırıp rapor alamama
sorunundan kurtuluyor.
- Ortaokullarda 8.
sınıfta, liselerin 12. sınıfında devamsızlık sorunu yaşanıyor.
Okullarda şimdiden hiç öğrenci bulunmuyor. Öğretmen derse girmeden
maaşını alıyor ancak ek ders ücretinden yararlanamıyor. Eskiden
devamsızlıklar mayıs ayından itibaren artıyordu. Şimdi ise ikinci
dönemde öğrenci bir sınava girdikten sonra okula gelmemeye
başladı.
Kursa gitmeyene sertifika
- İlkokula alınan çocuğun yaşına uygun program
yapılmadı ve küçük yaşta ilkokula başlayan öğrencilerde ciddi
öğrenme sıkıntısı ortaya çıktı. Çok sayıda veli çocuklarını
raporla okuldan aldı. Öğrenci küçük yaşta okula alınabilir ama buna
göre de eğitim verilmeli.
- Özürlü
çocukların gittiği özel eğitim kurumlarında, öğrenci eğitim
almadan eğitim alıyormuş gibi devlet tarafından okul sahiplerine
para ödeniyor. Avuç içi okuma sistemine geçilecekti. Ancak bu ani
olarak durduruldu.
- Türkiye genelinde 2 bin
500 civarında motorlu sürücü kurslarına da, kursiyer gelmeden
gelmiş gibi gösteriyor. Çalıştırılması gereken yerde kursiyer
çalıştırılmıyor. Özel sağlık meslek liselerinde bulunması
gereken araç-gereçler bazı okullarda sadece açılışta
bulunduruluyor.
- Meslek edindirme
kurslarının oturmuş bir mevzuatı yok. Takip ve denetimi yetersiz.
Kurs verilmeden sertifika veriliyor ve bunlar emsallerinin önüne
geçiyor. Bu kurslar aracılığıyla İŞKUR’dan haksız kazanç elde
ediliyor.
Eğitimi perişan edenler, “akıllı
tahtalarıyla” övünüyorlar. Kandırmayın milleti. 85 bin tahta
kullanılamıyor. O beğenmediğiniz kara tahtaya yine
muhtaçsınız…
Yorum Gönder