Kemal Bey, Devlet Bey, siz de gelin! - Mustafa Mutlu

Yarın yine yüz binlerce vatandaş Silivri’ye akacak. Çünkü savcılık mütalaasının okunduğu duruşmadan sonra, Ergenekon yargılamasına yarınki oturumla devam edilecek.
Anayasa’ya ve yasalarımıza göre yargılama “aleni” olmak zorunda... Yani dileyen her vatandaşın mahkeme salonuna girip, duruşmayı izleme hakkı var...
Ama son zamanlarda her duruşma günü, Silivri Cezaevi Yerleşkesi’ndeki duruşma salonuna ulaşan tüm yollar 10 kilometre öncesinden barikatlarla kesiliyor.
Araçlarından inip kilometrelerce yürümek zorunda kalan sanık yakınları ve vatandaşlar, jandarmanın biber gazlı, panzerli, coplu saldırısıyla püskürtülüyor.
Yani sadece duruşmanın aleniliği ilkesi ayaklar altına alınmakla kalmıyor; aynı zamanda yurttaşların seyahat, ifade ve gösteri özgürlükleri de engelleniyor.

Açık tehdit...

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in açıklamaları gösteriyor ki aynı çirkin ve hukuksuz oyun, yarınki duruşma öncesinde ve sırasında da sahneye konulacak.
Yine yaşlı, genç, erkek, kadın onlarca vatandaş; yasalardan ve Anayasa’dan kaynaklanan haklarını kullanmak istedikleri için hastanelik edilecek ve hatta... Aklıma bile getirmek istemiyorum ama...
Belki de can verecek!
Çünkü kendi çıkarları söz konusu olduğunda demokrasi havarisi kesilen Hüseyin Bey açıkça tehdit ediyor...
“Gelmeyin, gelirseniz de ‘Polis bizi itti, kaktı, biber gazı sıktı’ diye şikâyet etmeyin” diyor...

Polis devleti!

Boşuna beklemeyin; “Eğer gerçek bir demokrasiyle yönetiliyorsak bu tür sözler söylenmez, yasal ve Anayasal haklarını kullanan vatandaşlar şiddetle durdurulmaz” demeyeceğim.
Çünkü sizin kadar ben de “hangi rejimle” yönetildiğimizi çok iyi biliyorum!
Demokrasi, yerini çoktan diktatörlüğe...
Hukuk devleti de polis devletine bıraktı.
Muhalif olana zindan da dayak da işkence de ölüm de reva görülüyor!
Gerçek demokratların bu baskı karşısında yapacağı tek şey var:
Sonuna kadar direnmek...
Yasal ve anayasal haklarına sonuna kadar sahip çıkmak...
Tehditlere pabuç bırakmamak; dayaktan, biber gazından, panzerden korkmamak...

Her şey olabilir!

Biliyorum ki yüz binlerce gerçek demokrat Silivri’ye ulaşmak için bu geceden yollara dökülecek...
Engelleneceğini, hırpalanacağını bile bile zalimler karşısında eğilip bükülmeyecek!
Tanığım:
CHP, neredeyse ilk günden bu yana her duruşmayı en az yirmi milletvekiliyle izliyor...
Ne acıdır ki onlar da vatandaşlar gibi jandarmanın saldırısına uğruyor, yaralanıyor, cambazlık yaparak demir barikatları aşmak zorunda kalıyor... Ancak bu kez onların varlığı yetmez:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli başta olmak üzere tüm muhalefet partilerinin genel başkanları da yarın Silivri’de olmalı...
Dayak yiyen seçmenlerinin önüne geçip, mahkeme salonuna yürümeli...
Hüseyin Çelik’in tehdidine; seçmenlerine, Anayasa’ya ve yasalara sahip çıkarak yanıt vermeli!
Çünkü yarın Silivri’de her şey olabilir...
Bunu önlemenin tek yolu, genel başkanların bu hukuksuzluğa “Dur” demek için yüz binlerin önüne geçip, Silivri Cezaevi Yerleşkesi’ne ulaşan barikatların olaysız bir şekilde açılmasını sağlamalarıdır.
Bir kenara not alsınlar:
Gelmezlerse ve yarın orada tek kişinin bile burnu kanarsa en az bu saldırıların talimatını veren iktidar yetkilileri kadar sorumlu olurlar!

GÜNÜN SORUSU

Antalya’da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda düzenlenen “çelenk sunma töreni”ne katılan 6 yurttaşın toplam 31 yıl 1 ay hapisleri istenmiş... Suçları, “Polis memurunu elle itmek”miş... Sorum ortaya:
O yurttaşların amacı Cumhuriyet’i kutlamak değil de PKK gösterisi yapmak olsaydı; bu dava açılır mıydı?

Uyan Türkiye (34)

Özel yetkili mahkeme, Ergenekon davasında ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen ve kansere yakalanan bilim insanı Fatih Hilmioğlu’nu bir türlü tahliye etmiyor!
O tahliye edilmediği için ölümcül “uyku apnesi” hastalığına yakalanan Emekli Üsteğmen ve Avukat Serdar Öztürk de tedaviyi reddediyor.
Zaten Hilmioğlu da uzun zamandır tahliye talebinden vazgeçti, “Daha ağır hasta olan tutuklular var, onlar tahliye edilmeli... Asıl cinayet onların durumu” diyor!
İşin en acı taraflarından biri de devleti yönetenlerin Silivri’deki tutukluların uğradığı bu insanlık dışı muameleyi görmezden gelmeleri...
Tam 34 gündür duygu ve düşüncelerimizi yazıp, en azından vicdanlarıyla yüzleşmelerini sağlamak için faks ve e-postayla kendilerine sorumsuz devlet sorumlularına ulaştırmaya çalışıyoruz...
Bugün resmi tatil; fırsattan yararlanarak size sormak istiyorum:
Tamam mı, devam mı?
Kampanyayı burada keselim mi; yoksa hep birlikte ve daha da güçlenerek devam mı edelim?
Yanıtlarınızı bekliyorum!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget