İşte gerçek ‘Veda Hutbesi!’ - Eren Erdem

İşte gerçek ‘Veda Hutbesi!’ - Eren Erdem
Birçok işyerine girdiğinizde duvarında asılı resimler göreceksiniz. Üzerinde “Veda Hutbesi” yazan bu resimlerde ki metinler genel olarak aynıdır. Sadece son cümlesi üzerinde bir ihtilaf mevcuttur. Ehl’i sünnete göre bu cümle: “Size iki emanet bırakıyorum, Kur’an ve Sünnet”, Haricilere göre bu cümler: “Size bir emanet bırakıyorum: Kur’an”, Şia’ya göre bu cümle: “Size üç emanet bırakıyorum, Kur’an, Sünnet ve Ehl’i beyt” biçimindedir.
Tarihsel tartışmanın dışında, ben bu metinlerden hangisinin doğru olduğu kanaatinin dışında, bu metnin veda hutbesi olmadığı; “Hz.Peygamber’in farklı zamanlarda Safa ve Merve tepelerinde verdiği hutbelerin derlemesi olduğunu” ifade ediyorum.

Bunun delili, Kur’an’ı Kerim’in Tevbe suresinde mevcuttur.

Biliyorum, “İslam dünyasının %99,5’inin kabul ettiği bir meselede ezber bozmak, şaşkınlığa hatta ciddi tepkilere neden olabilir. Keza, doğru ne ise söylenmelidir.
Şimdi gelin “gerçek” Veda Hutbesine göz atalım;
Tevbe Suresi, “Allah ve Elçisinden müşriklere bir uyarıdır bu” diyerek başlar. Ve tam 3. ayette “kilit bir mesaj verir;”
Bu, aynı zamanda, ALLAH ve elçisinden tüm halka, büyük hac günü yayımlanmış bir bildiridir: ALLAH putperestlerden uzaktır, elçisi de... Tevbe ederseniz sizin için daha iyidir. Dönerseniz, bilin ki siz ALLAH’ı aciz bırakamazsınız. İnkarcılara acı birazabı müjdele. (Tevbe Suresi 3. ayet)
Hz. Muhammed sadece bir kez hacc yapmıştır. Bu aynı zamanda “veda haccıdır.” Hacc’ı Ekber günü bildirisi olarak ifade edilen bu “sure” veda haccında okuduğu” hutbedir. Dolayısı ile, “gerçek veda hutbesi” Tevbe suresidir.
***
Tevbe Suresi’nin genel özellikleri;
Tevbe Suresi Kur’an’ın besmele ile başlamayan tek suresidir. Bu, içindeki “emir ve kurallar” hususunda en ufak bir merhamet dahi gösterilmemesi gerekliliğinden kaynaklanır. Yani Kur’an’ın 113 suresi “merhametin” 1 suresi de “kurallara riayet edilmediği taktirde” merhamet gösterilmemesi gerekliliğinin vurgulandığı bölümlerdir.
ABD’nin arkadan iş çevirmesi savaş nedeni
Besmele “merhamete” işaret eder.

Tevbe Suresi’nde 4 temel konu işlenir.
Bunlardan ilki; “müslümanların, müşriklerle yaptığı anlaşmalara sadık kalması, asla bir ihanete girmemesi kuralıdır. Lakin, anlaşma yapılan müşrikler, aleyhinizde iş yürütür ve sizi yurtlarınızdan çıkartmaya kalkarsa, onlarla savaşın emri vardır.“ Bu emre uymamak, kişiyi İslam hududunun dışına çıkartır. Çünkü ayette geçen “savaşma kavli” emir sıgası ihtiva eder.
Bu işin bugüne uyarlaması; “ABD’nin Türkiye ve tüm İslam toplumu aleyhinde iş çevirmesi, ve bizleri yurdumuzdan etme gayretidir. Bu, savaş nedenidir. Bırakın savaşmayı, adeta bu müşriklerle sevişen bir aklın, İslam hududunda olduğunu söylemek dahi küfürdür.”
Surenin bir diğer konusu “cizye” konusudur. Cizye lügatte: ihtiyacı kadarını bırakıp, gerisine el koymak/kamulaştırmak demektir. Tevbe suresine göre; “kenzci kişi/yekun sermaye şirke düşmüştür. Kendi rızasıyla vermiyorsa, malın kamulaşması icab eder.”
Bugün müslümanlar, bırakın “bu işi yapmayı.” Bizzat kendileri “kenzci olmuştur.” Mal biriktirme, sermaye toplama, ihale ve rant yağmacılığı. Bu yaklaşımlar, tevbe suresini ihlal olup, kişinin İslam hududunun dışına çıkmasına vesile olurlar.
***
Gelelim surenin en önemli mesajına!
Şimdi hayal ediniz! Kabe’nin tepesine çıkmış bir Peygamber, halka yüzünü dönmüş. Bir dinin “peygamberi.” Bir dindar, bir dinin temsilcisi. Halka dönmüş ve aynen şöyle söylüyor;
“Ey iman edenler, alimlerin ve din adamlarının çoğunluğu halkın mallarını gasp ederek mal biriktirirler. Ve bu yolla, insanları Allah yolundan geri çevirirler. Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunca/insanlık için harcamayanlara azabı müjdele. O gün biriktirdikleri altınlar eritilir, onunla yanları, sırtları, böğürleri dağlanır. Ve onlara; “tadın işte egonuz için topladıklarınız” denilir. (Tevbe 34-35)
Bu görüntüyü tahayyül edin. Veda haccında Allah elçisi insanlığı “din adamlarından sakınmaya” çağırıyor! Üstelik bunu yapan, bir dinin zuhur etme vesilesi olan Resul/Elçi Peygamber.
Düşünün. Allah Peygamberi; insanları bugün kimlerden sakınmaya çağırıyor? Evet. Bu nokta mühim.
Şunu belirtmek gerekir ki, Allah resulü; “laruhbanidir.” Eğer bugün siyasi, ideolojik bir tutumla mukayese edilecekse, bu “yaygın kavramların tümünün dışında” laruhbanilik ile ifade edilebilir. Laruhbanilik, veda haccında; adeta manifesto nitelikli bir bildiride ki temel mesaj olmuştur.

Mazlumun hakkını zalime sattılar
Denklem basittir; “arkanızdan iş çeviren müşrikler (ABD ve İsrail), cizye (kamulaştırma), ruhban sınıfının tasfiyesi (cemaatlerin toplumsal etkisine karşı mücadele) ve kenze karşıtlık (sermaye sınıfıyla mücadele). İşte veda hutbesinin 4 temel kolonu bunlardır. İslam’ın devrimci duyarlılığının temel 4 referansı bu saydıklarımdır.
Bugün, “din adamlarının zulmü”; mazlumların arkasından iş çeviren zorba emperyalistlerin varlığını meşrulaştırmaktadır. Ve bu emperyalist güçler; sermayenin, kapitalizmin tahakkümü üzerinden var olabilmektedirler. İç içe girmiş bu yapıya savaş açan tevbe suresi; Allah elçisinin insanlığa son uyası olma özelliği ihtiva etmektedir.
Ya Müslümanlar? Bu uyarıyı dikkate aldılar mı?
***
Dikkate almayı bırakın; “iktidar sopasını ele geçirir geçirmez, ihale, rant peşine düştüler. Tevbe suresinin savaş emri verdiği müşriklerle kol kola girdiler, din adamlarının kenzcilerini millete sultan yaptılar. Bırakın cizyeyi, kapitalist sermaye ile kol kola girip, sultanlık kurdular. Kenz yaptılar, mal topladılar, yediler, içtiler, yan gelip yattılar. Bol keseden attılar. Mazlumun hakkını, zalime sattılar...”
Allah basiret versin!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget