CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son dönemlerde
yoğun bir şekilde tartışılan T.C ibaresinin kaldırılması konusuna ilişkin olarak
"Türkiye Cumhuriyetini tabelalardan sildiler. Bu iktidar neyin ve kimin
iktidarı? O Cumhuriyet seni başbakan, milletvekili yaptı, senin o cumhuriyetten
alıp veremediğin nedir?" diye sordu.
Karaman beldesinde partililerce karşılanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çay içtiği kahvehanede gazetecilerin
sorularını yanıtladı. Başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin soru üzerine
Kılıçdaroğlu, "AKP'nin son seçim beyannamesine bakın, son
seçim beyannamesinde 'anayasa kısa ve öz olmalı, erkler ayrılığı dikkate
alınmalı, parlamenter sistem güçlendirilmelidir' diyor. Bunu söyleyerek halktan
oy aldı. Halka gidip 'ben başkanlık sistemini getireceğim' diye söyledi mi?
Söylemedi. Şimdi getiriyor, ne demiştim? Yalan söyleyenden başbakan
olmaz" şeklinde konuştu.
"Halka gidip 'ben başkanlık sistemini
getireceğim' diye oy aldıysanız, o zaman gereğini yapın" diyen
Kılıçdaroğlu, "Parlamenter sistem' diyorsunuz, halka öyle
gidiyorsunuz, sonra getiriyorsunuz başkanlık sistemini, tepki geliyor, yarı
başkanlık sistemi... Bu parlamento, rejim değişikliğinin altına imza atacak
parlamento değildir. Başkanlık sistemi Recep Bey içindir, bu parlamentoda bu
sistem geçmez. Recep Tayyip Erdoğan değil, kim gelirse gelsin geçmez"
ifadesini kullandı.
4. Yargı Paketi
Kılıçdaroğlu, 4. Yargı Paketi'yle ilgili soru üzerine paketi
yeterli bulmadığını söyledi.
Avrupa Komisyonunun Genişlemeden
Sorumlu Üyesi Stefan Füle'nin kendisini ziyarete
geldiğini, yargı paketiyle demokrasi ve özgürlük alanının genişleyeceğini
söyleyerek, destek istediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Ben de kendisine şunu söylemiştim, her yargı reform paketinden sonra
hapisteki gazeteci sayısı arttı. Bu yargı paketiyle hapisteki gazeteci sayısı
düşüyor mu? Hayır, düşünce suçlularının önündeki engeller kaldırıldı mı? Hayır.
Gazetecileri, avukatları ve düşünürleri hapiste olan bir ülkede hangi yargı
paketinden bahsediyorsunuz, hangisi reform olarak kabul edilebilir ki?
Hiçbirisi."
Kılıçdaroğlu, "Murat Karayılan'ın siyasete girme
ve İmralı'ya gidecek heyette bulunma isteğine yönelik" soruya ise
"PKK'nın muhatabı Recep Tayyip Erdoğan'dır, bu soruları ona
sormanız gerekir'' yanıtını verdi.
'Sağlıklı çalışan bir demokrasi
değil'
Zonguldak'taki programı kapsamında partisinin il başkanlığını
ziyaret eden Kılıçdaroğlu, 100. Yıl Şehirlerarası Otobüs Terminali'nin çevre
düzenlemesi ve belediyenin satın aldığı araçların hizmete alınması töreninin
ardından Kozlu beldesi sahil yolundaki Atıksu Arıtma Tesisi'nin açılışına
katıldı.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Mehmet Haberal'ın 4 yıldır
hapishanede olduğunu, kendisine milletvekili adayıyken cumhuriyet savcılığından
"temiz kağıdı" verildiğini söyledi. Yüksek Seçim
Kurulu'nun da Haberal'ın milletvekili olmasında engel görmediğini ifade eden
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Sizler teveccüh ettiniz,
Haberal milletvekili oldu. Biz isterdik ki parlamentoya gelip görev yapsın ama 4
yıldır hapiste. Demokrasi istiyorsak önce milli iradeye, halkın iradesine saygı
duymasını bileceğiz. Bir ülkede iktidar partisi, milli iradeye saygı
göstermiyorsa halkın oylarıyla seçilen milletvekilini hapishanelerde tutuyorsa o
ülkede demokrasi sağlıklı işlemiyor demektir. O nedenle bizdeki demokrasiye
batılılar 'hibrit demokrasi' diyorlar. Sağlıklı çalışan bir demokrasi değil. Biz
demiyoruz ki onlara dokunulmazlık verin, onlar yargılanmasınlar, böyle
arayışımız yok. Dokunulmazlıklara önce biz karşıyız, millet seçti, meclise
gelirler, işini yaparlar. İşini yapmayacaksın, mahkum da olmayacaksın ama
hapishanede seni tutacağız, bunu kabul etmiyoruz. Sadece milletvekilleri değil,
eğer bir ülkede gazeteciler, yazarlar, askerler, avukatlar, üniversite
öğrencileri hapishanelere dolduruluyorsa o ülkede demokrasi ve özgürlük sorunu
var demektir."
Kılıçdaroğlu, bir siyasal iktidar, milletin değerlerine, milli
değerlere önem vermiyorsa halkın onu yargılama hakkının bulunduğunu savunarak,
"Vicdanında yargılama hakkı vardır. Bir ülkenin başbakanı
kalkıp da bütün milletin önünde 'ben bütün milliyetçilik anlayışını ayaklarımın
altına alıyorum' derse, 74 milyon insan olarak 'Bir dakika Sayın Başbakan, orada
bekle, sen hiçbir milliyetçiliği ayaklar altına alıp çiğneyemezsin'
diyeceğiz" ifadesini kullandı.
Türk siyasetinin en temel sorununun, liderlerin halka doğruları
söylememesi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, kendisinin her zaman doğruları
söyleyeceğini belirtti.
Başkanlık tartışmaları
Kılıçdaroğlu, Anayasa Uzlaşmanı Komisyonu'na çağdaş, özgürlükçü bir
anayasa yapmak için oturdukları sırada görüşmelerin ortasında başkanlık sistemin
getirildiğini ifade ederek, şöyle devam etti: "AKP'nin son
seçim beyannamesinde 'Hazırlanacak anayasa kısa, öz ve açık olmalı, güçler
arasındaki ilişkiler parlamenter sistem eses alınarak, açık ve net ele alınarak
belirlenmelidir' deniyor. 'Parlamenter sistem, güçlendirilmelidir' diyor. Tam
görüşmelerin ortasında ise 'başkanlık sistemini getireceğim' diyor. Sen halka
'başkanlık sistemini getireceğim' diye söz verdin mi? Hayır, 'parlamenter
sistemi güçlendireceğim' diye söz verdin. Şimdi tam tersini yapıyorsun. Ne
söyledim, 'yalan söyleyenden başbakan olmaz', yalan söyleyen kişi Türkiye
Cumhuriyetine başbakanlık yapmaz."
'Cumhuriyetten alıp veremediğin
nedir?'
Milli değerlere sahip çıkmanın herkesin görevi olduğuna vurgu yapan
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Hangi ülkeye giderseniz gidin o
ülkenin milli değerlerini o ülkenin bütün yurttaşları korurlar. Biz önce
milliyetçiliği ayaklar altına aldık sonra Türkiye Cumhuriyetini tabelalardan
sildik. Allah aşkına söyler misiniz bana, bu iktidar neyin ve kimin iktidarı? O
cumhuriyet seni başbakan, milletvekili yaptı, senin o cumhuriyetten alıp
veremediğin nedir?"
Kılıçdaroğlu, "Bunların kültürü, takiye
kültürüdür, yani yalan üzerine inşa edilmiş bir kültürdür"
diyerek, "Amaçlarına ulaşmak için kullanamayacakları
hiçbir şey yoktur. En kutsal değerleri istismar etmekte kimse bunların eline su
dökemez. 'Cumhuriyet, cumhuriyet' dediler, geldiler önce Türkiye Cumhuriyetini
silmeye kalktılar. Düşünün rahmetli Erbakan vardı, arkadan ilk hançerleyenler
yine bunlar oldu" ifadesini kullandı.
Çözüm süreci
Kılıçdaroğlu, halkın huzur ve barış isteğini dile getirerek,
kimsenin hiçbir zaman "bu ülkede çatışma olsun"
demediğini kaydetti. Önemli olan "Barışı nasıl sağlayacağız?"
sorusunun cevabını bulmak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları
kaydetti: "Recep Tayyip Erdoğan konuşmuyor, 'barış' diyor,
aksini söyleyen mi var, 'huzur' diyor, aksini söyleyen mi var, 'analar
ağlamasın' diyor, aksini söyleyen mi var? Sorum şu sana Recep Tayyip Erdoğan,
neyin karşılığında barış, neyin karşılığında huzur, neyin karşılığında analar
ağlamasın, çık millete söyle. Bana söylemiyorsan millete söyle.''
Kılıçdaroğlu, kapalı kapılar ardında Türkiye'nin çıkarlarını
kimsenin pazarlamasına izin vermeyeceklerini ifade ederek,
"Recep Tayyip Erdoğan'a söylüyorum senin milletvekillerin, sen, bakanların
konuşmuyor, neyin karşılığında bu pazarlıkları yapıyorsunuz siz. 'Pazarlık
yapmıyoruz' diyor yalan söylüyorsun sen, Recep Tayyip Erdoğan, millete yalan
söylüyorsun'' dedi.
Akil İnsanlar Heyeti
Konuşmasında Akil İnsanlar Heyeti'ne de değinen Kılıçdaroğlu, şöyle
devam etti:
''Siz hiç siyasi otoritenin emrinde,
onun söylediğini Türkiye'de seslendirmek için görevlendirilen kişilere 'akil
adam' dendiğini duydunuz mu, başka bir ülkede böyle bir saçmalık olabilir mi?
Akil adam, 'aklını kiraya vermeyen, siyasi otoritenin emrine girmeyen,
vatandaşın dertlerini özgürce dile getiren adam' demektir. Akil adam papağanın
yaptığını yapmaz, birisinin söylediğini aynı tekrar etmek için Türkiye'yi
gezmez. Akil adammış, sevsinler sizin akil adamlığınızı."
Kılıçdaroğlu, son günlerde sistemli olarak CHP'ye karşı bir
kampanya açıldığını savunarak, ''Çünkü, biliyorlar ki
cumhuriyetin önünde, demokrasinin önünde, özgürlüklerin önünde, hukukun
üstünlüğüne inanan bir anlayışın önünde, en kararlı duruşu sergileyen CHP'dir.
Bunu her yurttaşımın bilmesini isterim. Bir başbakan çıkıp halkına yalan
söylüyorsa onu başbakanlık koltuğundan indirmek halkın görevidir'' diye
konuştu.
'Hangi mahkeme, hangi adalet'
"Mahkemelere bakın, hangi mahkeme, hangi adalet"
diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Onlar da akil adamların bir başka versiyonu. Recep Tayyip Erdoğan
söylüyor, ertesi gün fezleke düzenleniyor, söylüyor ertesi gün hapis cezaları
veriliyor, böyle yargı mı olur? Türkiye iyi yönetilmiyor, ne olduğu belli değil.
Suriye'ye, İran'a, Irak'a bakın. Hiçbir komşumuzla kavga etmek, savaşmak
istemiyoruz, biz Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi 'Yurtta da dünyada da
barış' istiyoruz. Bunu hayata geçirmek için, bu idealin arkasında
duruyoruz."
CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat
Matkap'ın da katıldığı törende, Kılıçdaroğlu, Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, projeyi hayata geçiren DMP İş Ortaklığı
Temsilcisi Pasch Alonso ile butona basarak tesisin
açılışını yaptı.
Kılıçdaroğlu'na çeşitli hediyelerin verildiği törende, ''Ergenekon'' davasından tutuklu yargılanan CHP Zonguldak
Milletvekili Mehmet Haberal'ın da mesajı
okundu.
Yorum Gönder