‘Akil adam’la konuşmamdır! - Mustafa Mutlu

Hükümetin “akil adamlar” listesindeki isimler önceki akşam Başbakan’la bir araya geldi. Altmış üç kişilik bu listede beni şaşırtan tek isim, muhalif tavrıyla bilinen Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Lemi Özgen’di. İşin ilginci Lemi Bey geçen yıl PKK’nın şehir yapılanması olduğu öne sürülen KCK Terör Örgütü’ne yönelik operasyon kapsamında gözaltına alınmıştı. Hâlen bu suçlamayla yargılanan Lemi Özgen’in, iktidarın “akil insanlar listesi”ne neden ve nasıl girdiğini merak edip kendisini aradım. Konuşmayı aynen yayınlıyorum:

Beni bağlar!

- Lemi Bey, merhaba. “Akil adam” olmuşsunuz, hayırlı olsun.
- Teşekkür ederim Mustafa Bey...
- Siz muhalif bir isim olarak biliniyorsunuz; davet nasıl gerçekleşti ve neden kabul ettiniz?
- Geçen pazar günü Devlet Bakanı Beşir Atalay aradı ve teklifi iletti. Doğrusu ben de şaşırdım ve bunu kendisine de söyledim. Ayrıca KCK Davası’nda yargılandığımı da hatırlattım. O ise KESK Başkanı olarak takındığım tavrın ve yargılandığım davanın, böyle bir görev için engel olmayacağını belirtti. Bir günlük süre istedim, ertesi gün kararımı verdim ve teklifi kabul ettim. Çünkü bu sorunun çözümü için taraflar arasında diyalog sağlanmasını gerekli buluyorum. Akan kanın durması için silahların değil, insanların konuşması gerektiğine inanıyorum.
- İyi de onlar sizi “diyalog sürecinin başlamasını sağlamak” için davet etmediler ki... Çünkü sözünü ettiğiniz diyaloğun yıllardır sürdüğü ortaya çıktı. Neyse; sonrası nasıl gelişti?
- Sonra çarşamba günü arayıp toplantıya davet ettiler, perşembe de Başbakan’la buluştuk. Ama hemen belirteyim; ben o listeye kurumsal kimliğimle değil, Lemi Özgen olarak girdim.
- Öyle söyleseniz de isminizin başına her defasında KESK Genel Başkanı yazıyor. Yani ister istemez orada KESK’i yani 200 binin üzerindeki üyenizi temsil etmiş oluyorsunuz.
- Benim o komisyonda yapacağım çalışmalar sadece beni bağlar.
- Ben öyle düşünmüyorum. Peki; göreviniz ne? Başbakan, “akil adamlar” olarak size ne gibi bir görev verdi.
- Akan kanın durması için diyalog yöntemi önemli bir yöntemdir. Başbakan bize hiçbir şeyi dayatmayacağının garantisini verdi ve sadece bu barış ve diyalog sürecini toplumun bütün kesimlerine anlatmamızı ve toplumun önerilerini, eleştirilerini ve düşüncelerini raporlaştırmamızı istedi.

İçeriği bilmiyoruz!

- Peki; neyi anlatacaksınız? İmralı’da süren görüşmelerin... Hadi; daha açık söyleyeyim, yapılan pazarlıkların içeriği hakkında bilgi verildi mi size?
- Hayır. İçerik konusunda hiçbir bilgi verilmedi. Biz sadece halka gidip, akan kanın durmasını ve diyalog sürecinin başlamasının ne kadar gerekli olduğunu anlatacağız.
- Süren pazarlığın, karşılıklı olarak verilen ödünlerin detayını bilmeden yapacağınız bu iş, sizin sırtınıza da büyük bir sorumluluk yüklemiyor mu? Yani; yarın öbür gün asla savunamayacağınız ödünlerin verildiği ortaya çıkarsa, faturanın iktidar kadar size de kesileceğini biliyor musunuz?
- İçeriği bilmememiz büyük eksiklik tabii. Bunu ben de Başbakan’a söyledim. Ama bizden istenen, bu barış projesine genel bir destek sağlamak.
- Ya ne olduğunu bilmeden satacağınız mal ayıplı çıkarsa? Müşteri üreteni değil, satanı; yani sizi sorumlu tutmayacak mı?
- Ayıplı bir şey çıkarsa; ben de itiraz ederim zaten... İçeriği belli olmayan bu görüşmelerden kamuoyunun kabul edemeyeceği ödünler verildiği ortaya çıkarsa, elbette destek vermem...
- Ancak sizin işiniz iki ayda bitecek. Yani malı zaten satmış olacaksınız. Ondan sonra itiraz etmenizin kime ne faydası olacak? Ya da şöyle sorayım: Birileri bu uygulamada, sizin desteğinizi almış gibi görünüp, gerisini önemsemiyor olabilir mi?
- Orasını bilemem...
İşte böyle... Ben “akil adamlar”ın en muhalif bilineniyle görüştüm ve konuştuklarımızı aynen yazdım.
Takdir sizin!

GÜNÜN SORUSU

Ergenekon Davası’na 8 Nisan’da devam edilecek. Çeşitli sivil toplum örgütleri o gün Silivri’de olmak için kampanyalar düzenliyor. Bu kampanyalara AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’ten “tehdit” kokan bir açıklama geldi. Çelik, “Şimdiden onları uyarıyoruz. Ondan sonra ‘Polis bizi itti kaktı, biber gazı sıktı’ diyorlar” demiş... Sorum kendisine:
Yargılamaların herkese açık olduğu ilkesini anayasadan ve yasalardan çıkardınız da haberimiz mi olmadı?

Uyan Türkiye... (33)

Kansere yakalanan bilim insanı Fatih Hilmioğlu bir türlü tahliye edilmiyor! O, tahliye edilmediği için ölümcül “uyku apnesi” hastalığına yakalanan Emekli Üsteğmen, Avukat Serdar Öztürk de tedaviyi reddediyor. Eğer siz de yapılanları haksızlık olarak görüyorsanız, her gün iletişim bilgilerini yayınladığım makamları arayarak kendi duygularınızı iletmeyi ihmal etmeyin.
Bugün sıra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’de...

Faks: (0312) 705 40 11
E-posta: ozel.kalem@aile.gov.tr

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget