Başbakan rehinelerin serbest bırakılması konusunda uyarıda bulunmuş:
“Aman Habur’a benzemesin, şova dönüşmesin” demişti...
Amediye’deki teslimat neye dönüştü peki?
Öcalan bir emirle Türk ordusunun kurtaramadığı rehineleri serbest bıraktırıyor.
Hem PKK hem Türk kamuoyu üzerinde güç gösterisi yapıyor...
Rehineleri, Tokat Reşadiye’de 7 askerimizi şehit ettiren Süleyman Şahin isimli PKK’lı, muzaffer general edasıyla teslim ediyor...
Karşımızda bir terör örgütü değil ordu manzarası yaratılıyor. Bu manzarayı Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı Osman Pamukoğlu şöyle yorumluyor:
“PKK tarafından kaçırılan asker ve diğer görevlilerin, bir devletten diğer bir devlete protokol tutanakları ve tören düzeniyle teslim edilmesi bir devletin şeref ve haysiyetinin, bir ulusun gurur ve onurunun beş paralık hale getirilmesidir.
Kaçırılanlar çok doğal olarak, sınırdan hiç kimseye haber vermeden de bırakılabilirdi. PKK bunu bilerek yapmıyor..
Kaçırılanlar rehine kurtarma operasyonu yapılarak da getirilebilirdi. Onu da bu hükümet yapamaz... Türkiye dolu dizgin bölünmeye götürülüyor...”
İmralı sürecinde sürekli Öcalan gol atıyor... Bazıları:
- Aman efendim barış uğruna katlanacağız, derken... Bir okurumuz hatırlatıyor:
“Sevr de bir barış antlaşmasıydı...”
Yeni mi gördüler?
“Yetmez ama evet”çi profesör yazısına “Türkiye’nin ilk şeriat yasası geliyor” başlığını atmış...
Süt Bankası yasa tasarısından söz ediyor. Süt Bankası yasası ile aynı süt anneden süt almış cocukların evlenmesi yasaklanıyor. Düzenleme Diyanet İşleri Başkanlığı’nın fetvasına göre yapılıyor... İyi de... Cumhuriyetçi vatandaşlar 2007 yılında meydanlarda:
- Türkiye İran olmayacak (olmamalı), Türkiye laiktir laik kalacak (kalmalı) diye bağırdıklarında bu arkadaşlar o kitleleri statükocu, darbeci, laikçi, askerci, vs. diye karalamış, ihbar etmiş değil miydi?
Onlara göre gerçek demokratlar AKP’yi destekleyenlerdi...
Aradan topu topu 5 - 6 yıl geçti... Şimdi şeriatçı gelişmelerden yakınıyorlar...
Laklik olmadan demokrasinin olmayacağını görememişler miydi gerçekten?
Cumhuriyet mitinglerindeki kitlelerin gerçek demokratlar olduğunu fark etmediler mi?
Cumhuriyetçilerin iktidarın önünü temizlemek için ezildiğini şimdi anladılar mı?
Yoksa ilk fırsatta AKP saflarındaki yerlerini alırlar mı? Her şey olabilir...
Eğitimde kullanılmak üzere alınan 47 bin tablet bozuk çıkmış. Zavallı çocuklarımız; önce sütleri bozuk çıktı, şimdi de tabletleri!
* * *
Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Türkiye yabancılar için cazibe merkezi haline geldi” demiş.
Doğrudur.
Ama bir koyup üç almak isteyen
yabancılar için!
Fahrettin Fidan
Dart
Samsun’da 4+4+4 sistemine karşı düzenlenen eylemde dart oyunu da oynanmış. Oyunda hedef tahtasına Başbakan Erdoğan’ın resmi konmuş, o resme ok atan iki üniversite öğrencisi Beyazıt Besim (23) ile Mert Deniz Özkaya (22) hakkında “Kamu görevlisine aleni hakaret” suçundan 2 yıla kadar hapis cezası istenmiş. Demokratik bir ülkede bir başbakan böyle bir oyuna güler geçer. Türkiye’de ise eleştiriye tahammül sıfıra indi malumunuz.
Selin Yağmur soruyor:
- Muğla’da üzerinde Atatürk portresi bulunan bir halıyı paspas yapmışlardı. Acaba sayın savcılar soruşturma açtı mı? Hiç duymadık...
Habur’da serbest bırakılan rehineler kendilerini serbest bırakan
(Reşadiye’de 7 askeri katleden)
PKK’lı Süleyman Şahin’in elini sıkmamış.
Serbest bırakılan rehineler AKP’nin çözüm sürecine karşı gelme
suçundan rehin alınıp -pardon- tutuklanıp Silivri’ye konmaz inşallah!
Akif Kökçe
TSK
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, bu yıl üç ayda 100’e yakın pilotun istifa ettiğini doğruluyor, rakamın şişmesini mecburi hizmetin 15 yıldan 10 yıla düşürülmesine bağlıyor: “Ayrılanların yerine atama yapılır, zafiyet doğmaz” diyor. Bu pilotlar tarlada mı yetişiyor? Yerlerini doldurmak bu kadar kolay mı? İşin doğrusu... Dışarda iş imkanı bulan subaylar TSK’dan kaçıyor. Çünkü ocakta kendine istikbal görmüyor.
Yorum Gönder