Yeni bakanlar, iştahla, arzuyla ve yıldırım hızıyla görevlerine başladılar. Ben de burada “Bakan’a hoş geldin yapalım” yazıları yazıyorum.
Amacım “bakan yağlama” değil.
Çok yağcı yazar var.
Yağıcılık yüzsüzlüktür.
Basın ahlakında çürümüşlük sayılır. Bu yüzden uyarma yapıyorum. Okur, “yeni bakanların encamını”
görsün diye dikkat çekmeye çalışıyorum. Dikkat çekmek gazete yazarının
çürümüşlüğü savuşturma çabasıdır. Geçen gün yeni İçişleri Bakanı Muammer
Güler’in, İstanbul Valisi ve İl Özel İdaresi’nin de başkanı iken “bir bina kiralama öyküsünü” yazmıştım.
Kısaca hatırlatayım:
Bu tarihi bir bina.
Binanın sahibi bir banka.
Kiralayan İl Özel İdaresi.
Taraflar, kira bedelini 2 trilyon 700 milyar (eski parayla) diye
anlaşmışlar. Binanın sahibi Ziraat Bankası, “kira karşılığı olarak 2
trilyon 700 milyar lirayı bana vermeyin bu tarihi binayı onarmak için
kulanın” demiş
Kontrat böyle imzalanmış.
Altında yeni bakanın imzası.
xxx
Fakat tarihi binayı onarmak için harcanan para kira kontratında
belirtilen miktarı yüzde 100’den fazla aşarak 5 trilyon 187 milyar
liraya ulaşıyor. Yazımda; “bu fark nereden doğuyor, hesap vermeden çekip gittiniz, milletvekili oldunuz, şimdi de bakan oldunuz” diye dikkat çekmiştim.
Bakan’dan cevap gelmedi.
Bakan siz cevap verin demiş olmalı ki, İl Özel İdaresi Basın
Müdürlüğü’nden cevap geldi. Uzun uzun kanun maddeleri, mevzuat hükümleri
sıralamışlar. Bu binayı kiralarken koruma kurulu projesi göz önünde
bulundurulmadığı için miktar 2 trilyon 700 milyar diye yazılmış. Korumu
Kurulu projesi devreye girdiği için harcama 5 trilyon 184 milyara çıktı
diyor.
Özre bak!
Koruma Kurulu onayı alınmamış.
İçinde oturulamıyor.
Depreme dayanıklı değil,
Fakat bina kiralanmış.
Yeni İçişleri Bakanı’nın geçmişte yaptığına bak. İl Genel Meclis Üyesi Ali Cemal Kimverdi’nin
bulup çıkardığı belgeye göre, Sayın Bakan’ın başkanı olduğu o yıllarda
İl Özel İdaresi’nin bütün paralarının bu bankaya yatırılması kararı da
var.
Bu ne anlama geliyor?
Bankacıya sorun. Söyler.
Xxx
Madem ki, “Bakan’a hoş geldin yazılarına” başladık bir yeni bakanın daha kapısını çalalım.
Eski turizm bakanı aşılamaydı.
AKP’ye dışardan aşılanmıştı.
Yeni Turizm bakanı damardan.
Ocaktan yetişme AKP’li.
Sadece İstanbul’un ve Türkiye’nin değil, tüm dünyanın eşi bulunmaz
tarihi bölgelerinden biri olan Sultanahmet ve Ayasofya’ya 4 adım,
Topkapı Sarayı’nın duvarlarına 8 adım kadar yakın Doğu Roma saray
kalıntılarının üzerine bir otelci çelik putreller çakıp üzerine otel
ilavesi yaptı. Bu otelcinin “Başbakan’ın yakın arkadaşı olduğu” için bu kadar cesur davrandığı söylendi. Eski Turizm Bakanı bile, “ben bu tarihi bölgede bu yapıyı içime sindiremiyorum” demekten öteye bir şey yapamadı.
Kanunsuz yapıyı yıkamadı.
Yıkmaya gücü yetmedi.
Davalar açıldı.
Yerel mahkeme ve yüksek mahkeme ikisi de bu binaların yıkılmasına karar verdiler. Ancak otelci 4 yıldan beri binaları yıkmıyor.
Bekledi?
Acaba neyi bekledi?
Damardan bir AKP’li turizm bakanı olsun da ben mahkemenin yıkılsın
kararı verdiği binaları otel diye açayım. Açılışını da yeni Turizm
Bakanı’na yaptırayım diye mi bekledi?
Xxx
Böyle ise…
Otelcinin beklediği gün geldi.
Ellerini ovuşturuyordur.
Yeni turizm bakanını göreceğiz.
Adaletin yıkılsın kararı verdiği binaları, neden 4 yıldır yıkmayıp
beklettiğini otelciye soracak mı? Binaları yıkacak mı yoksa açılışına
gelip nutuk mu atacak?
Giden aşılamaydı.
Encamını gördük.
Gelen damardan.
Encamını göreceğiz.
Yorum Gönder