Türkiye’deki uzun süreli tutuklamaları eleştiren Ricciardone için, “ABD Büyükelçisi haddini bilmeli. Nasıl bir ülkenin yargı sistemiyle ilgili ahkâm kesersiniz? Bu hakkı size kim veriyor? Biz Sayın Ricciardone’yi kendi sınırları içinde kalmaya davet ediyoruz. Sözlerini hoş karşılamıyoruz, ayıplıyoruz, kınıyoruz” demiş...
Takvimler, 16 Mayıs 2012’yi gösteriyordu.
Aynı Ricciardone, Çankaya Rotary Kulübü’nün Sheraton Oteli’ndeki yemeğine katıldı ve Türk hükümetine övgüler düzdü. Aynen şunları söyledi:
“ABD’nin İran ve bölge ülkelerindeki politikalarında, AKP hükümetinin yürüttüğü diplomasi önemli rol oynuyor... Bölge halkı Türkiye’den ilham alıyor. “
Peki; hükümetin ya da AKP’nin, Francis Ricciardone’nin bu sözlerini eleştirdiğini...
Hüseyin Çelik’in, “ABD Büyükelçisi haddini bilmeli. Nasıl bir ülkenin dış politakasıyla ilgili ahkâm kesersiniz? Bu hakkı size kim veriyor? Biz Sayın Ricciardone’yi kendi sınırları içinde kalmaya davet ediyoruz. Sözlerini hoş karşılamıyoruz, ayıplıyoruz, kınıyoruz” dediğini duydunuz mu?
Duymadınız!
Çünkü; bir yabancı, Türkiye’yi övünce iç işlerimize karışabilir, eleştirince hoş karşılanmaz, ayıplanır, kınanır...
“AKP hükümeti, son derece örnek bir çaba ile yeni bir Anayasa yapmaya çalışıyor. Bunu Türkiye dışında yapan yok. Bu konuda başarılı olmak zorundasınız. Biz de size elimizden gelen desteği vereceğiz.”
Peki; hükümetin ya da AKP’nin, Francis Ricciardone’nin bu sözlerini eleştirdiğini...
Hüseyin Çelik’in, “ABD Büyükelçisi haddini bilmeli. Nasıl bir anayasasıyla ilgili ahkâm kesersiniz? Bu hakkı size kim veriyor? Biz Sayın Ricciardone’yi kendi sınırları içinde kalmaya davet ediyoruz. Sözlerini hoş karşılamıyoruz, ayıplıyoruz, kınıyoruz...” dediğini duydunuz mu?
Duymadınız!
Çünkü; Ricciardone bu güzel sözleri söyleyebilir. Hükümete her türlü desteği özgürce verebilir.
‘Güzel güzel konuştuğu’ sürece dostumuz ve müttefikimizdir.
Ama... Eleştirirse...
“İç işlerimize karışamaz, hoş karşılamayız... Ayıplarız... Kınarız! Vs!”
Övdüler; yere göğe sığdırılmadılar...
Azıcık eleştirdiler; hoş karşılanmadılar, ayıplandılar, kınandılar!
Ancak sadece sövüldüğünde değil...
Övüldüğünde de dik duracaksın...
Ki; millet seni ciddiye alsın!
Bugüne kadar çok yağcılık örnekleri gördük. Çünkü bizde yağcılık ve yalakalık makbuldür! Ama ne yalan söyleyeyim, aşağıda anlatacağım olay gibisini bugüne kadar ne duydum, ne de gördüm:
Turizmcilerin kurduğu Turizm Tanıtma Platformu (TUTAP), “Yılın Turizm ve Tanıtma Ödülü”nü, göreve başlamasının üzerinden sadece iki hafta geçen Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’e vermiş...
Artık Ömer Bey bu iki haftada ne yaptıysa; Beyaz Küre’ye layık görülmüş!
TUTAP yetkililerini kınıyorum: Canım; insan, koca Bakan’a ödül vermek için iki hafta bekler mi?
O ödülü daha göreve atandığı gün vermeleri gerekmez miydi?
Lütfen siz de şu TUTAP’a bir “Yağcılık Ödülü” verin...
Çünkü bana göre sadece 2013’ün değil, “tüm zamanların en hızlı yağcısı” olarak tarihe geçmeyi hak etti!
THY, fotoğraf çekmek için geldiği İstanbul’da öldürülen ABD’li Sarai Sierra’nın eşini ve kardeşini “comfort class” uçurmuş, ücret de almamış... Sorum THY yetkililerine:
Bu durumda; yurt dışında ölen yakınlarını getirmek için giden Türk vatandaşlarından da ücret almamanız gerekmez mi? Sizden itibar görmek için, “yabancı uyruklu” olmamız şart mı?
Hazine, “Zorunlu Trafik Sigortası” primlerini belirleme yetkisini sigorta şirketlerine bırakmış...
Sonuç ne?
Şirketler, primlere yüzde 300 ile yüzde 1000 arasında değişen oranlarda zam yapmış!
Örneğin; iki yüz lira olan prim, dört kat artarak sekiz yüz elli liraya çıkmış...haberguncel.blogspot.com
Ticari araçların, yani taksilerin Zorunlu Trafik Sigortası ise yıllık on bin lirayı buluyormuş!
Şimdi sıra, kasko poliçelerine gelmiş: Şirketlerin nisan ayından itibaren kasko primlerine yüzde 50 zam yapması bekleniyormuş...
Fırsatını bulan serbest serbest düzüyor!
Bize de ağlayıp, sızlamak kalıyor...
Not: ‘Düzmek’ sözcüğünü kaba anlamıyla almayın; ‘paraları üst üste düzüyorlar’ anlamında kullandım!
Yorum Gönder