Ankara fena halde karıştı. Bunun sebebi ne "İmralı mütarekeleri" ne Suriye ne de ABD ile yaşanan "gerilim"... Ortalığı karıştıran önceki gün tüm gazetelerde yer alan cismi küçük ama arkası, altı büyük -dedikodusu da çok- bir haber.
Salı
günü rutin Meclis Başkanlık Divanı toplantısı yapıldı. Genelde bu
toplantılardan haberlik pek bir şey çıkmaz, ama bu defa gazetelerin
tamamında haber oldu. Haberi büyüten Akşam Gazetesi, "Vekillere Özel Kıyak" başlığını kullandı. Star, "Milletvekili Danışmanına ABD Modeli" dedi. O "kıyak veya model"in
özeti şuydu: Meclis milletvekillerine 25 ilâ 50 bin lira özel bütçe
verecek, milletvekili de yanında çalıştıracağı danışman, sekreter ve
şoförün maaşını buradan kendisi ödeyecekti. İstediğine, istediği kadar
maaş vs.
Bu haberi bizzat Meclis
Başkanı Cemil Çiçek yalanladı. Peş peşe açıklamalar yapıldı. Başkanlık
Divanı’nda neler yaşandığı ise ortada kaldı. Mesele önemliydi ki, Çiçek
sabah erkenden Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya’yı
arayıp şunları söylemiş:
"Haber
doğru değil. Dün Başkanlık Divanı vardı, doğru. Milletvekilleriyle
ilgili konuştuğumuz konu şuydu: trafikte, törenlerde vekillerin
sıkıntıları oluyor; protokol sorunları... Nüfus Müdürü bile arabasıyla
geliyor. Vekil geldiğinde yer bulamıyor. Bunları konuşuyorduk."
Yani kesinlikle böyle bir konu gündeme gelmemişti. Küçükkaya, "Ama gündeme gelmiş."
diye ısrar edince, Çiçek toplantı tutanağından -ismini vermeyip
muhalefetten olduğunu söylemekle yetindiği- bir milletvekilinin: "Yurtdışındaki modellerde olduğu gibi milletvekillerine toplu bütçe tahsisi... Bazı ülkelerde var, bütçe veriliyor..." şeklindeki sözlerini okumuş. Küçükkaya neye karar verdiklerini sorunca Çiçek: " Yetkimiz yok. Yasada ve anayasada yeri yok." demiş, çok tepki geldiğini de eklemiş. Ama Çiçek
öğleden sonra Küçükkaya’yı bir kez daha aramış. Bu defa çalışanların
özlük hakları ile ilgili bilgi verip şunları anlatmış:
"Bu
iş dallanıp budaklandı, büyüdü maalesef. Haksız yere saldırı
altındayız. Olmayan bir teklif gündem oldu... Yanlış anlamalar devam
ediyor. Hiçbir milletvekili bunu teklif olarak gündeme getirmedi...
Keşke batıda olduğu gibi milletvekillerine denetime tabi harcamak için
bütçe verilebilse, ama dediğim gibi bunun ne bir teklifi var ne de 25
bin lira gibi kabul edilmiş bir rakamı. Dışarıda konuşulmuş; Meclis'te,
kuliste konuşuluyor olabilir. Ama biz böyle bir karar vermedik. Zaten
anayasamıza da uygun değil."
Oysa yine Akşam Gazetesi’nin haberine göre, Anadolu Ajansı da Divan toplantısıyla ilgili şu haberi servise koymuştu:
"Toplantıda
milletvekillerine, yanlarında çalıştıracakları personelin ücreti de
dahil olmak üzere toplam bir maaş verilmesi gündeme geldi.
Milletvekillerine, verilen bu ücretle istediği kadar personele, istediği
ücret verebilmesine ilişkin bu öneri konusunda Meclis'in bir çalışma
yürütmesi benimsendi."
- Teklifin Adresi -
Olanların yanında epey "küçük"
kalacak bu konunun neden böylesine dallanıp budaklandığına, yaşanan
panik havasına eminim siz de şaşırmışsınızdır. Ancak Meclis kulislerine
kulak verince kazın ayağının hiç de basit olmadığını, ortalığın niçin bu
kadar karıştığını anladık. Önce o "yok" denilen hazırlığın adresini bulabilmek için bazı notlar aktaralım:
1-
Meclis Başkanı Çiçek birkaç ay önce sırayla Meclis’teki tüm komisyon
üyelerine ayrı ayrı yemek verir. Bu yemeklerin birisinde AKP’li bir
milletvekili: "Telefon, mesaj
ücretlerimizi Meclis ödüyor malum. Ama ben telefonumu fazla
kullanmıyorum, mesaj da göndermiyorum. Harcamadığım o para Meclis’e
kalıyor. Bu parayı bize toptan verin benzin ve saire masraflarımızı
karşılayalım." gibi bir öneride bulunur. İddialara göre Başkan Çiçek, "Meclis
ödeneğini size vermemiz mümkün değil, ama personel maaşlarının size
verilmesi düşünülüyor. Böylece istediğiniz kadar danışman, şoför,
sekreter çalıştırırsınız veya çalıştırmazsınız. Maaşlarını siz
belirlersiniz" mealinde cevap verir.
2- Cumhurbaşkanı Gül 16 Ocak’ta Türk Parlamenterler Birliği Başkanı ve AKP Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil (iki dönem Meclis Başkanvekilliği de yaptı) başkanlığındaki heyeti kabul eder. Basına kapalı kabul hakkında Başkan Pakdil, "milletvekilleriyle
ilgili kanun konusunda çalışma yapmayı düşündüklerini; mali, sosyal
hakları ile statüsünün belirlenmesi gerektiği görüşünü Gül’e
ilettikleri" açıklamasını yapar. Cumhurbaşkanı Gül’ün de, "konunun güzel bir takdimle kamuoyuyla paylaşılarak yapılabileceğini" söylediğini belirtir.
3- 31 Ocak’ta Hürriyet Gazetesi’nde Nevzat Pakdil’e dayandırılarak, “Vekillere Özel Yasa Kulisi” başlıklı bir haber yayınlanır. Haber özetle şöyledir:
“Türk Parlamenterler
Birliği, tüm hakların ve kuralların toplandığı özel bir milletvekili
yasası hazırlanması için kolları sıvadı. Milletvekilleri: 'Meclis bize
yıllık bütçe versin; danışman, şoför, seçim bürolarını bu bütçeden
karşılayalım. Hesabını da Meclis'e verelim.' önerisi getirdiler. Birlik
Başkanı ve AK Parti Milletvekili Nevzat Pakdil önerileri
değerlendirerek yeni bir metin hazırlayacaklarını ve parti gruplarına
sunacaklarını söyledi. Pakdil, 'Biz milletvekillerinin üç eleman
çalıştırmasına izin veriyoruz. Bunların devlete maliyeti en az aylık 15
bin lira. Bazı arkadaşlarımız Avrupa’daki gibi milletvekiline bir bütçe
verilmesini öneriyor, 'Eğer bu yöntem kabul edilirse o zaman elamanlara
daha az para ödenir. Bu yöntem daha tasarruflu olur.' diyorlar."
4- Ortalığı karıştıran toplantı öncesinde Meclis bürokratları, divan üyelerine içerisinde "yok" denilen o öneriyle ilgili bir dosya sunar. Büroktartların kendiliğinden böyle bir şey yapması mümkün müdür?
- Paniğin Sebebi... Dedikodular -
Bu
uzun izahtan sonra herhalde böyle bir hazırlık olup olmadığı yeterince
netleşmiştir. Gelelim büyük paniğin sebebine: Meclis kulislerinde yemin
billah edilerek öyle şeyler anlatılıyor ki, inanılır gibi değil.
Malum,
ülkemiz işsizlikten kırılıyor, asgari ücretle çalışmaya razı
milyonlarca insan var. Hele burası bir devlet kapısı, hele de
Meclis’se!.. Veya mevcut çalışanlardan -ister çalışma şartları
ağırlaştırılsın, isterse ücretleri düşürülsün- kim işini ve sosyal
güvencesini kaybetmek ister ki?!..
Şunların yaşandığını düşünebilir misiniz?
Bir milletvekili: "Masrafım çok oluyor." diyerek danışman ve sekreterinden "katkı" istesin... Bir başkası: "Öğrencilere burs veriyorum." diyerek aynı yönteme başvursun... Bir başka danışmanın maaş kartına milletvekilinin eşi el koysun... Bir milletvekili: "Araba aldım, taksitlere katkı yapın." diye danışman ve sekreterinin maaşından kesinti yapsın...
Evet, iddialara göre daha o düzenleme yapılmadan bunlar olmuş; hatta birkaç danışman: "Bu şartlarda çalışamayız." diyerek görevi bırakmış.
Milletvekillerinin böyle yollara tevessül ettiğine/edeceğine, "köleleştirme yasasının" Meclis’e taşınacağına inanmak mümkün değil. Ama kulislerin ağzı da torba değil ki büzesin!..
Normalde yeri göğü inletmesi gereken muhalefet milletvekillerinin konuyla ilgili sessizliği de anlamlı değil mi?
Acaba neden ki?!..haberguncel.blogspot.com
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan ve Mamak’a kucak dolusu sevgiler...
Müyesser YILDIZ
8 Şubat 2013
Yorum Gönder