İsrail’in Şam’ı vurmasının AKP medyasında nasıl yer aldığı ve Dışişleri
Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun açıklamaları, psikolojik savaş ve medya
ilişkisi bakımından derslerle doludur ve incelenmelidir.
Bildiğiniz gibi AKP’nin Beşar Esad karşıtı politikalarında sarıldığı
bir yalan da İsrail’in Şam yönetimini desteklediği iddiasıydı. Böylece
tabanlarının şöyle düşüneceğini hesaplıyorlardı: “Biz İsrail karşıtıyız. İsrail
Beşar Esad’ı desteklediğine göre, partimizin Şam’a karşı harekete geçmesi
doğrudur ve normaldir.”
AKP’NİN KUYRUKLU YALANLARI
İsrail’in geçen hafta Şam’ı vurması, bu kozlarını düşüreceği için AKP’li
yetkililer hemen harekete geçtiler:
1. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Hürriyet’in
manşetinden şöyle soruyordu: “Esad neden İsrail’e çakıl taşı bile
atmıyor?”
Davutoğlu’nun Metehan Demir’e söylediği şu cümlelerdeki seçilen
kelimeler, psikolojik savaşın açık izlerini taşıyordu: “Niye İsrail uçakları
Esad’ın sarayının üzerinden uçup ülkesinin onuruyla oynarken bir çakıl taşı bile
atmıyor? Suriye, saldırıya uğrayan ülke ne tepki verirse, o tepkiyi vermeli, onu
yapmalı. İsrail ile Esad arasında bir gizli anlaşma mı var? Savunmasız kadınlara
çocuklara karşı kullandığın gücü, şimdi kurulduğu günden beri düşman gördüğün
İsrail’e karşı neden kullanmıyorsun?”
Stratejik derinlik(!) kokan bu sorularla Davutoğlu, tabanın şöyle
düşünmesini istiyordu: “Suriye bizim keşif uçağımızı düşürdü ama İsrail’in
uçaklarını düşürmedi. Demek ki İsrail ile Suriye müttefikler bize
düşmanlar.”
2. AKP’nin Yeni Şafak’ta yazan Merkez Karar Yönetim Kurulu
(MKYK) üyesi Yasin Aktay, “Esad’a İsrail’den hayat öpücüğü”
başlıklı yazıyla, çıtayı bir parça daha yükseltip, yani yalanın dozajını daha da
artırıp, iki ülkenin işbirliğinin uzun yıllara dayandığını ileri sürdü.
Profesör unvanlı Yasin Aktay’ın oğul Esad’ı da geçip baba Esad’a kadar
gitmesi ve Şam’ın sürekli İsrail’in çıkarlarını savunduğunu yazması, kuşkusuz
cehaletten değil fakat yalanın kuyruklusuna duyulan ihtiyaçtandır.
İSRAİL’İN SURİYE’YE OPERASYON HAZIRLIĞI
Peki, gerçek ne? Olayları ve açıklamaları tarihi sırasına göre
anımsayalım:
1. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak: “Suriye’ye operasyon
için hazırlıklara başladık.” (Hürriyet, 21 Temmuz 2012)
2. İsrail Dışişleri Bakanlığı Siyasi Direktörü Pinhas Avivi,
Suriye konusunda Türkiye ile masaya oturmayı önerdi. (Hürriyet, 22 Ekim
2012)
3. İsrail’den Suriye’ye ateş. (Hürriyet, 11 Kasım 2012)
4. İsrail, Ürdün’de Özgür Suriye Ordusu subaylarıyla gizli görüşme
yaptı. (Ajanslar, 31 Aralık 2012)
5. Almanya’da yayımlanan Focus dergisi, İsrail’in Sayeret
Matkal adlı komando birliğinin, Özgür Suriye Ordusu’na destek için uzun bir
süredir Halep’te olduğunu yazdı. (1 Ocak 2013)
6. Lübnan’da yayımlanan El Manar Dergisi, Türkiye ile Katar’ın 20 Ocak
2013’te Tel Aviv’de İsrailli yetkililerle Suriye konusunda gizli bir görüşme
yaptığını yazdı. Dergiye göre Türkiye’yi İstihbarat Başkan Yardımcısı temsil
etti.
7. İsrail uçakları, Suriye’yi vurdu. (31 Ocak 2013)
İSRAİL GÜVENLİĞİNİN MİHENK TAŞI: AKP
8. İsrail’in eski güvenlik danışmanı Moşe Maoz, 1 Şubat 2013’te
ABD’nin Los Angeles Times gazetesine verdiği demeçte, İsrail’in Suriye
saldırısının ABD ve Türkiye ile koordine edilmiş olabileceğini söyledi.
9. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın Münih Güvenlik
Konferansı’nda söylediği şu sözler, İsrail’in gerçekte AKP’nin Suriye
politikasıyla uyumlu olduğunu gösteriyor: “Hizbullah ve İranlılar Esad’ın kalan
tek müttefikidirler. Esad’ın düşüşü çok yakındır ve bu İranlılar ile Hizbullah’a
büyük bir darbe olacaktır.”
Üstelik Ehud Barak konuşmasında, Şam Yönetimine karşı mücadele eden
Türkiye ile Suudi Arabistan’ı “bölge güvenliğinin mihenk taşı” olarak övdü!
(Anadolu Ajansı, 3 Şubat 2013)
Haliyle “İsrail’den Esad’a hayat öpücüğü” diyen AKP yöneticilerine sormak
durumundayız: İsrail aslında kimi öptü?
Yorum Gönder