Kitabın adı “Belediye Başkanı”. Yazarı
Muğla’nın 1973’ten 89’a üç dönem başkanı Erman
Şahin… 60’lardan 12 Eylül’e Muğla’yı ve Muğlalıları anlatan; yaşamla
iç içe bir belediyeciliği belgeleyen, kentteki “Atatürk ve cumhuriyet
sevdası”nın hemen her seçime nasıl yansıdığını sergileyen 560 sayfalık
“1’inci cilt”. (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Basım
Evi-Ocak 2013)
Yazarı, kent halkıyla bütünleşmiş belediye başkanlığına
hazırlayan yıllar, “27 Mayıs Devrimi”ni yaşadığı
Ankara Hukuk Fakültesi’ndeki öğrenciliğinden başlıyor; çünkü
devrimle yükselen “ulusal kalkınma bilinci”nin temelinde
yatan “halk için, halkla beraber” anlayışı, kentini
yönetirken de rehberi olacak…
Ya Trabzon-Tonya’ya bağlı
Çayırbağı köyünde 1960-62’deki yedek subay öğretmenliği’ne
ne demeli? Yaşamı boyunca ödün vermediği yurtseverliğinin mayasındaki
“ihtilalin öğretmeni” kimliğini özgeçmişine armağan
ediyordu..
İşte böyle başlayan serüvendeki ilk 20 yılın anıları 12 Eylül 1980
tarihli bir “tebligat”la noktalanıyor. Denizli 11. Piyade
Tugay ve Denizli, Aydın, Muğla Sıkıyönetim Komutanı Tuğgeneral İlhan
Özcan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yönetime el koyduğunu, belediye
başkanlığının sona erdiğini anımsatarak diyor ki: “Durumu sükûnet ve
olgunlukla karşılayacağınızı ümit ederim.”
Sonrasını 2. cilde
bırakan Şahin’i 1984’teki yerel seçimlerde halk yeniden “göreve
iade” etti. 1991’de SHP milletvekili olarak
Demirel-İnönü koalisyonunda atandığı Devlet ve ardından
Bayındırlık bakanlıklarına rağmen, hemşerileri ve dostları arasında hep
“Başkan” olarak anıldı.
Efsane isimler
Şahin’in tam bir Muğla âşığı olarak yürüttüğü yerel yöneticiliğini,
yaşamın içinden gerçekçi gözlem ve resimlerle destekleyerek aktardığı; hatta
kentin kimi mimari özgünlüklerini kendi desenleriyle belgelediği kitabını bu
yazıda özetlemek bile olanaksız.
Ancak kitabın farklı bir yanı var ki kenti
“insan”larıyla anmak… berberinden aşçısına, kasabından
mimarına herkesle yaşanan belediyeciliği tüm
“kahramanlar”ıyla anlatmak..
Örneğin Muğla’nın yaslandığı
“Asar (Hisar) Dağı”nın sarp
yamaçlarındaki yoksul ve kimlikli insanlara hiç “kamulaştırma yapmadan
yol kazandırmak” nasıl olabilmişti? Bahçelerinden, hatta evlerinden
yola giden yerleri “Erman’a”, yani belediyeye
“gönüllü” olarak “bedava” veren
insanlar, imar tarihinin efsane isimleriydiler...
Meclis üyesinden teknik
elemanına, işçisinden bürokratına hiç abartısız “24 saat”
görev yaparak, kentin sorunlarıyla “fazla mesai bile
almadan” soluksuz ilgilenen belediyeciler de yerel yöneticiliğin
destansı isimleri...
Ya kentin 3’te 2’sini oluşturan eski semtlerdeki
“sit” kararıyla imar hakları kısıtlanan binlerce Muğlalının
“Sizi bu beladan kurtaracağız” diyen
“sağ”cı adaylara değil, “sit Muğla için
onurdur” diyen Erman’a oy vermelerine ne demeli?
Bütün bu inanılmaz
özverilerin lideri olabilmenin ayrıntılarını keyifle okuduktan sonra asıl
“sır”rını ise kitabın arka kapağındaki tanımda bulacaksınız:
“Kemalist Solcu Başkan…”
Yorum Gönder