Gazetelerin basılması artık öylesine sıradan olaylar haline getirildi ki, kimi çevrelerin içine düştüğü suskunluk, tarihin kirli sayfalarına ibret verici notlar şeklinde düşmeye başladı!..
İşbirlikçilik, yağdanlık, yandaşlık ve candaşlık uğruna başlarını kuma gömenlerin paçavra tarihi yazılıyor bugünlerde!..
Demokrasi deyince mangalda kül bırakmayanlar, insan hakları deyince militan kesilenler, basın özgürlüğünde başkalarına söz söyletmeyenler işte bugünlerde yazılan bu kirli tarihin müsvetelerinden ileri gitmeyeceklerdir!..
Bu yüzden demokrasi de bu günlerde utanıyor, rotasından saptırılan kalemler de!..
Evet, Aydınlık gazetesi ve Ulusal Kanal‘a yönelik baskın karşısında kamuoyunun sessizliği, yüzüne peçe kapatılmış demokrasinin ar perdesini bile titretiyor artık!..
Utanılası Sessizlik!..
Düşünsenize; demokrasinin, insan haklarının, basın özgürlüğünün en çok tahrip edildiği bir süreç yaşanıyor ve yalnızca yandaş medya değil; havariliğin hamam locasını andıran ekranlarda kese kağıdına dönmüş mevkuteler, üç maymanlar tiyatrosunda figüranlık yapıyorlar!..
Bir televizyonun yayın yönetmeni, bir gazetenin sorumlu müdürüyle muhabirleri ve bir partinin üst düzey yetkilileri gözaltına alınırken; siyasi partilerin, kitle örgütlerinin, insan hakları kuruluşlarının ve dahası medya örgütlerinin büyük bölümü utanılacak bu sessizliği gömüldü!..
Sorarım ey millet; nereye uzanacak bu kaotik kıskaç, nereye gidecek bu faşist baskı zinciri?..
“Aydınım” diyenler derin bir suskunluğa gömülürse!..
“Demokratım” diyenler üç maymunu oynarsa!..
“Solcuyum” diyenler başlarını öne eğerse!..
“Kemalistim” diyenler cılız bir alkıştan kaçınırsa!..
“Atatürkçüyüm” diyenler duyarsızlaşırsa!..
Okumuşu-yazmışı, gözlerini korkak bir çocuk gibi kapatırsa!..
Konuşacak sözü olan diline kelepçe vurursa!..
Haykıracak nefesi olan utangaç biçimde yutkunursa!..
Kumpasa sıkışmış yürekler öfkelerini hapsederse!..
Ve bir ulusun bireyleri bananecilik oynamaya devam ederse…
Sorarım EY MİLLET; NİCE OLUR BU MEMLEKETİN HALİ?..
Mehmet Faraç/AYDINLIK
Yorum Gönder