Görüyorsunuz; Deniz Feneri Yolsuzluğu'nu soruşturan 3 savcıyı görevden el çektirdiler
Kim yaptı?
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı.
Oraya işaret nereden geldi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan.
Çünkü; bu, yüzyılın yolsuzluğu davasındaki baş şüphelilerden ikisi; AKP'nin yayın organı gibi çalışan Kanal 7'nin Başkanı Zekeriya Karaman ile Başbakan Erdoğan'ın gözdelerinden olup iki dönem RTÜK başkanlığı görevine getirdiği Zahit Akman.
Bunlar; savcıları şikayet ettiler.
Onlar şikayet edince Ak HSYK durur mu, Akman ile Karaman'ı üzmek kimin haddine...
Derhal istek yerine getirildi
HAY ÇOK YAŞA BAŞSAVCI
Elbette ki bu durum gerek Adalet Bakanlığı, gerek de bu yeni HSYK hakkında ciddi eleştirilere yol açtı.
Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bir açıklama yapma gereği duydu. Başsavcı diyor ki: 'Yargıya duyulacak güveni sarsabilecek nitelikte değerlendirmelerin önünü almak için savcılar değiştirildi.'
Neymiş bu yargıya olan güveni sarsan iş:
Alman mahkemesinin 2008 yılında verdiği kararda; 'Deniz Feneri yolsuzluğunun asıl failleri Türkiye'dedir!' diyerek işaret ettiği isimlerden Zekeriya Karaman ile Zahit Akman, HSYK'ya şikayet dilekçeleri veriyorlar. Bu dilekçelerde Akman-Karaman yoldaşlar; savcıları şikayet ettiler Ak HSYK'ya. Anayasa referandumu ile oluşturulan yeni HSYK veya Ak (Tertemiz) HSYK da Akman-Karaman yoldaşları üzen savcılara işten el çektirdi.
Efendim işte bu baş şüphelilerin istekleri yapılmaz ise adalete duyulan güven sarsılır imiş.
Bunu diyen çok yüce adaletçi Ankara Başsavcılığı'nı tebrik ediyorum.
Elbette ki Ap Ak HSYK'yı da...
Şüphelileri o kadar koruyor ki dilekçelerine bakıp 1 hafta içinde soruşturma başlatıp 2 hafta içinde de savcılarını görevden alıyor.
Pekiii?
Ey Ak HSYK, sizler; mahkeme kararı ile hataları kanıtlanmış olan Ergenekon davalarının o bildiğiniz savcılarını ve yargıçlarını niye görevden almıyorsunuz?
Cevap verin ey başsavcılar, baş HSYK'cılar cevap verin:
Ergenekon ve Balyoz davalarının şüphelilerinin onca dilekçeleri ortada iken; o dilekçelere böyle hiç olumlu cevap vermiyorsunuz amma iş Kanal 7 ve Deniz Feneri çevresi olunca birden bire adaletin şahini kesiliyorsunuz.
Yoksa Mehmet Haberal'ın mahkum ettirdiği o savcılar ve yargıçlar için özel bir dokunulmazlık yasası mı var?
KİMİ ALDINIZ GÖREVDEN?
İşte sizin görevden aldığınız o savcılardan birisi olan Mehmet Tamöz; Ak HSYK müfettişine verdiği savunma dilekçesinde şöyle diyor:
(...) Savcıların hukuki bilgileri yanında kendilerinde vatan, millet, bayrak sevgisinin varolması gerektiği inancındayım.
Yargı mensupları arasında ‘yaranma’ duygusu ile yargı görevi yapılması, adaletin bittiği yer olduğu inancındayım ve bu inançla hareket etmekteyim. Tarafımda var olan vatan, millet ve bayrak sevgisinin hiçbir zaman kaybolmayacağı bir gerçektir. Ancak cesaretimin kırılması veya kırdırılması, yüreğimin yaralanması mümkündür.
Kırılma veya yaralanmanın iyileşmemesi halinde meslekte kalmayacağım gerçektir. Bu durumda geldiğim yere döneceğim ve baba mesleği olan limon satma ve tarımla uğraşacağım da bir gerçektir.”
İşte, 'Ben iktidara yaranmak için görev yapmam; kanun ne diyorsa onu yaparım. Bunu yaparken de vatanı, milleti düşünürüm!' diyen bir savcı.
Yeni liberal Ak HSYK'nın böyle savcılara tahammül edemeyeceği zaten belliydi. İnşallah Ergenekon savcıları, 'Vatan, millet, bayrak; diyor. Silahlı terör örgütünün üyesidir!' diyerek hakkında dosya hazırlamazlar.
- - -
Neyin üstünü kapatacaksınız peki?
Tutuklanan o isimlerden birisi; birilerine, 'Bir şeyler yapın; yoksa konuşacağım!' diye tehdit göndermiş olmasın.
Almanya'daki Deniz Feneri'nin yoksullar için topladığı paralardan Türkiye'ye yollanan milyonca Euro'nun bir partinin siyasi çalışmalarında kullanıldığının ortaya çıkmasından mı korkuluyor yoksa?
Deniz Feneri soruşturmasında yargı nerede duracak?
İktidarın yanında mı hukukun yanında mı?
Hep birlikte göreceğiz.
Rıza Zelyut/GÜNEŞ
Yorum Gönder