Hepiniz sanırım anımsıyoruz hafızlarımıza kanınan o üç çarpıcı görüntüyü… Saddam Hüseyin‘in ABD işgali sırasında bir meydandaki gövde gösterisini, gaflet içindeki yurttaşlarının onun heykeline terlikle vurmasını ve Irak liderini bir çukurdan çıkarılırken gösteren o trajik fotoğraflar!..Tarih işte bugünlerde, o düşünürücü görüntüler üzerinden tekerrüre zorlanıyor!.. Peki, o görüntülerin devamında neler olabilir sizce?..
Abu Dabi Televizyonu, Bağdat’ın düştüğü 9 Nisan 2003 günü Saddam Hüseyin’in halkın arasında çekilen görüntülerini yayınlamıştı!..
Saddam, çoşkulu bir kalabalık çevresini sararken bir aracın tepesine çıkarak şaşkın haldeki Iraklıları selamlamıştı!..
Irak lideri, meydan okuyan ve işgal altındaki halkına umut aşılamaya çalışan bir direnişçi portresi çizmişti o gün!..
İkinci görüntü gaflet ve dalaleti anlatıyordu!..Irak’ın işgali sırasında, Bağdat’ın Firdevs Meydanı’ndaki ünlü Saddam heykelinin yıkılışı ve onu tekmeleyen bir Iraklı’nın hezeyan içindeki görüntüsü belleklere işlemişti!..
Daha sonraları bu görüntünün ABD tezgahı olduğu ortaya çıkmıştı!.. Çünkü Saddam heykelinin devrilmesi eyleminde uygulanan senaryoyu, o gün orada olan New Yorker Dergisi muhabiri Peter Maass geçtiğimiz Ocak ayında deşifre etmişti!..
Ve üçüncü görüntü en vahimiydi!.. Kimine göre bir “diktatör”, kimine göre de ABD’ye kafa tutan bir kahraman olan Saddam, artık işgalcilerin elindeydi!..
Saçı sakalı uzamış haliyle, Saddam’ı bir çukurdan çıkarılırken gösteren psikolojik harp fotoğrafları medyaya hızlıca servis edilmişti!..
Dördüncü fotoğraf, Saddam’ın bizzat kendi yurttaşlarınca idam edilmesini gösteriyordu!.. İşbirlikçiler “Cehenneme git” diye bağırırken, o yüzlerini maskeyle gizleyen cellatlarına “hain” olduklarını haykırabilmişti!..
Peki ya son görüntüler?.. Onlar bir film şeridi gibi emperyalizm ve destekçilerinin yüzsüzlüğüne seri tokatlar gibi çarpmaya devam ediyor?..
Dağılmış, çökmüş, yıkılmış, birbirine düşmüş Irak halkının yıllardır süren iç savaş fotoğraflarıdır onlar!..
TAŞERONUN PİS AYAKLARI!..
İşte işbirlikçiliğin desteğiyle yazılan bu kirli ve kanlı tarih, Irak’ı anımsamak için bu kez Libya üzerinden tekerrür etmeye zorlanıyor!..
Daha doğrusu, satılmışlığın ve uşaklığın ikilemindeki birileri, tekerrürün tekerleğindeki çomağı elide tutuyor!..
Irak’ı ve onun liderinin kaderini anımsatan görüntüler artık kıskaçtaki Libya‘dan da gözlerimize nakşoluyor!..
İşgalciliğin petrol kuyusunda, taşeronluğun kölesi olanlar, kan ve benzin bulaşmış parmaklarıyla derin tezgahın deklanşörüne basarken; ders alınmayan ibretlik görüntülerin ilki medyaya yansımıştı bile!..
Kaddafi, NATO kisvesine saklanan yağmacıların Libya’yı kuşatmaya çalıştığı ilk günlerde, ülkenin en büyük alanlarından Yeşil Meydan‘a çıkmıştı!.. Tıpkı Saddam gibi bir otomobilin üzerinde halkı selamlamış ve savaşacağını ilan etmişti!..
Irak’ı anımsatan bu ikinci görüntü ise aylar sonra medyaya yansıdı…
NATO tezgahının paslı dişlileri olan çapulcular, emperyalizme direşinin önemli bir kalesinde, okyanus ötesinin forsaları gibi ihanete kürek sallamışlardı!..
Meyaya önceki gün Trablusgarp‘tan yansıyanlar, bildik görüntülerdi!.. Saddam’ın heykelini tekmeleyen asiler, pis ayaklarıyla bu kez Kaddafi’nin heykelleri ve fotoğrafları üzerinde tepiniyorlardı!..
İhanet ve işbirlikçilik derinleşirse, olasıdır ki Arap dünyasında klasikleşmeye zorlanan üçüncü görüntünün şavkı da düşlerdendir!..
Kaddafi’nin de Saddam gibi gizlendiği yerde yakalanması planlanacaktır!..
Ve belki, dördüncü görüntünün de tekerrürene olanak aranacak; Kaddafi’nin de Saddam gibi kendi yurttaşlarınca takıye urganıyla asılması istenecektir!..
PEKİ YA ASIL GÖRÜNTÜ!..
Ancak Arap dünyasında son aylarda fotokopileşen ve üzerinde en çok durulacak görüntüler, liderler üzerinden yansıyanlar olmayacaktır!..
Düşündürücü görüntüler halk üzerinden patlayacaktır gaflet içindeki zihinlere!..
Kendi liderlerini arkadan vuranların görüntüleri, bir urganda sallanan bedenden çok daha derin bir vahşeti gösterecektir!..
İktidar kavgasında köle olmayı kabul edenlerin, Haçlıların rantı uğruna girişilen savaşta birbirlerini nasıl boğazlayacağını gösteren o fotoğraflar, kanlı albümler dolduracaktır çok yakında!..
Ve belki de fotoğraftan çok öte, utancın vizyonundan hiç düşmeyecek bir kalleşlik filmi olacaktır o görüntüler!..
Üstelik o görüntüleri çeken NATO markalı film makinesinden yalnızca şiddet, bölünme, yağma ve iç savaş görüntüleri değil, utanç da damlamaya devam edecektir!..
Tıpkı Irak’ta akmaya devam ettiği gibi!..
Irak, Mısır ve Libya… En büyük sanssızlıkları ne biliyor musunuz; orada Atatürk doğuracak bir annenin çıkmaması!..
İyisi mi sözü Büyük Önder‘e bırakalım… Belki en yakınımızdaki engin soytarılar ve zavallılar da ders alırlar:
“Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi, mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir… Milletin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar!..”
Mehmet Faraç/AYDINLIK
Yorum Gönder