İTÜ’de ilginç gelişmeler yaşanıyor. Bir yandan İngilizce eğitime geçen bölümlerde ODTÜ’yü yakalamanın sevinci, öte yanda ise öğretim üyelerinden birisinin İngilizce eğitimin iptali için açtığı davanın, Danıştay tarafından kabul edilmesinin şoku yaşanıyor.
Peki şimdi, bu iptal davasından sonra İTÜ’de İngilizce eğitime veda mı edilecek?
Bu soruyu direk İTÜ Rektörü’ne sorduk. “Söz konusu dava, YÖK’ün bize verdiği izne yönelik olarak açılmış. Yeni öğrendik. YÖK, bizim kendilerine gönderdiğimiz bilgileri mahkemeye gönderseydi ya da bizi bilgilendirseydi, böyle bir karar alınmazdı” diyor.
Peki kararın gerekçesi ne?
Mahkeme YÖK’e diyor ki: İlgili bölümlerde İngilizce eğitim verecek yeterince öğretim elemanı olmamasına karşın İTÜ’ye niye böyle bir izin verdin! Mademki kendi koyduğun kurallara uymayan bir karar aldın ben de iptal ediyorum...
Dava, şimdi belli ki üst mahkemeye taşınacak. Muhtemelen de aksi yönde karar alınacak. Çünkü İTÜ ben bu koşulları zaten yerine getiriyorum, belgeleri sununca, sorun ortadan kalkacak diyor.
Ayrıca YÖK’ün koyduğu kurallar çerçevesinde yabancı uyruklu hoca ya da doktorasını İngilizce eğitim yapan ülkelerden birisinde tamamlama kuralı işletilmeye başlanırsa da, şu anda İngilizce eğitim yaptığını iddia eden üniversitelerin çok azı dışında İngilizce eğitim sevdasına son verilir...
Söz İTÜ’den açılmışken, çalışanlar arasında heyecan yaratan bir başka proje ise öğretim elemanlarından diğer çalışanlara, herkese uygun fiyatlarda ev projesinin hayata geçmesi. Çalışanlar iki büyük inşaat firması ile yapılan anlaşmalar sonucunda birisinde yüzde 25 indirimli 100 konut, diğerinden de çok özel fiyatlarla 1000 konut alabileceklermiş. Her iki projenin de üniversiteye çok yakın olması dikkat çekiyor...
4 milyon üniversiteli!
Üniversitelerdeki öğrenci sayısı 4 milyona yaklaştı. Ama bunun 2 milyon 226 bini açık öğretimde, 883 bini de ön lisans programlarında öğrenim görüyor.
Yüksek lisans yapan öğrenci sayısı da 60 bin 450’ye ulaştı. Doktora öğrenci sayısı ise 9 bin 500.Üniversitelerimize geçen yıl, 821 bin yeni öğrenci kayıt oldu, 573 bin öğrenci de mezun oldu
ÖSYM’nin istatistiklerine göre, her 2 araştırma görevlisinden 1’i kadın. Ama her 10 profesörden
7’si erkek!
Peki, bu çelişki nereden geliyor? İşte o da ayrı bir araştırma konusu.
Üniversitelerdeki akademik personel sayısı incelendiğinde karşımıza ilginç istatistikler çıkıyor.
2010-11 öğretim yılında üniversitelerimizde toplam 111 bin 495 öğretim elemanı görev aldı. Bunlardan 45 bin 599’u kadın, 65 bin 89’u ise erkeklerden oluşuyor.
36 bin 669 araştırma görevlisinden de 17 bin 603’ü kadın, 19 bin 86’sı erkek. Kadın erkek oranı, üst akademik kadrolara çıkıldıkça erkekler lehine artıyor.
Toplam 15 bin 529 profesörün 4 bin 288’i kadın, 11 bin 241’i ise erkek?
40 yaş üstü 10 bin öğrenci!
Okumanın yaşı yok derler. Çok doğru. Üniversite istatistiklerinde bunu çok net görebiliyorsunuz.
ÖSYM’nin verilerine göre üniversitelerimizde 40 yaş ve üzeri tam 10 bin 724 öğrenci bulunuyor.Bunlardan 3 bin 275’i kadın, 7 bin 449’u ise erkek.
Yaş gruplarına göre en fazla öğrenci 19 yaş kuşağında. Bu yaştaki öğrenci sayısı, 197 bin 843. Onu ikinci sırada 95 bin öğrenci ile 20 yaşındakiler izliyor. 21 yaşından itibaren ise rakamlar giderek düşüyor. Örneğin 21’de 53 bine, 22’de 41 bine, 23’te 36 bine, 24’te 27 bine, 25’te 23 bine, 29’da 12 bine kadar iniyor?
Kayıt maratonu
Kayıt maratonuna bayram arası verilecek. Ama bayramdan hemen sonra, kayıtlara dört koldan devam edilecek. Üniversite kayıtları, 5/9 Eylül arasında. Fen ve anadolu liseleri ile kolejlerde de yine 5 Eylül’den sonra nefes nefese bir kayıt dönemi yaşanacak. Kolejlerde 3. dönem kayıtları, anadolu liselerinde de 3. ön kayıt dönemi bugün tamamlanıyor.
Peki kontenjanlar doldu mu? Birkaçı dışında kesinlikle hayır.
Peki dolar mı?
Bu mantıkla gidilirse yine kesinlikle hayır.Umarız, önceki yıllarda olduğu gibi, bir milyon öğrenci bu okullara girmek için kapıda beklerken, üniversitelerde on binlerce, anadolu liselerinde de binlerce kontenjan, sistemden kaynaklanan nedenlerle boş kalmaz...
Özetin özeti: Bakalım daha neler göreceğiz?..
Abbas Güçlü/Milliyet
Yorum Gönder