Sömürgeci Anlayış... - Hikmet Çetinkaya

Televizyonlardaki görüntüleri anımsıyor musunuz?
Libya’nın başkenti Trablus’ta Kaddafi’nin karargâhı Babül Aziziye’yi ele geçirdikten sonra ne varsa yağmaladılar...
İçlerinden birisi, Kaddafi’nin şapkasını başına geçirmiş, ganimetten kendi payına düşen altın kolyeyi boynuna takmıştı.
Bir başkasının elinde altın kabzalı silah vardı...
Üç kişi yine ellerinde altın kabzalı silahlarla, diz çöküp başını toprağa koyduktan sonra bağırıyorlardı:
“Allahüekber!”
Bu arada Türkiye, Libyalı isyancılara ne olur ne olmaz diye bayram harçlığı olarak 200 milyon lira göndermişti...
***
Dışişleri Bakanı Davutoğlu da Türk gazetecilerle birlikte Bingazi’ye uğrayıp, Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Abdülcelili’yle ikili bir görüşme yaptıktan sonra şöyle konuştu:
“Türk yetkilileri bürokratik engelleri aşarak nakdi meblağları ulaştırdı...”
Önceki akşam Davutoğlu’nu bir televizyon kanalında izlerken, yağmacı isyancılar geldi gözlerimin önüne...
Gerçekten Libya halkı demokrasi ve özgürlük mü istiyordu, yoksa aşiretler çatışması sonucu pay kapmak mı?
Ortadoğu ve Afrika’nın yoksul halkları, bir yandan iç savaşı yaşarken, öte yandan emperyalist güçlerin gövde gösterisine tanık olduğunun ayrımında bile değildi.
ABD Irak’ı işgal edip çoluk çocuk demeden sivilleri öldürürken, Ortadoğu halkları bir gün sıranın kendilerine geleceğinden habersizdi.
Libya lideri çadırıyla İtalya ve Fransa’da kamp kurarken oldukça mutluydu...
***
Şimdi olup bitenleri izledikçe, Türkiye’nin nasıl bir dönüş yapıp Kaddafi’yi elinin tersiyle ittiğini düşünüyorum. Sonra aşiretler arasındaki çatışmayı, yağma edilen araçları, tabloları, televizyonları, müzik setlerini.
Asıl bomba daha sonra patlayacak...
Kaddafi önünde sonunda yakalanacak ya da öldürülecek.
Ondan sonra siz seyredin gümbürtüyü...
İsyancılar NATO şemsiyesi altında Trablus’a girdiler ve Kaddafi’nin karargâhını yağmaladılar.
Türkiye çatışmaların tam ortasındaki taraf. İlk vuruşu Fransa yapmıştı. Ardından ABD devreye girdi ve Fransa’yı uyardı:
“Dur bakalım!”
Çokuluslu petrol şirketleri şimdiden atağa geçti... Kaliteli ve yüksek verimlilik taşıyan Libya petrolü var çünkü.
Başı ABD çekiyor... İngiltere, Hollanda ve diğerleri, gözlerini Libya’ya dikmiş bekliyor...
***
Küreselleşme, yani vahşi kapitalizm...
Peki Rusya ne yapıyor?
Sadece seyrediyor olup bitenleri...
Libya ve Suriye’ye en çok silah satan ülke değil miydi Rusya?
Libya’da aşiret çatışması Türk müteahhitlerini canından bezdirdi... 25 milyar dolarlık bir ticari anlaşma vardı...
Türkiye şimdi bu parayı nasıl alırım derdine düştüğünden işin içine balıklama atladı...
Libya’nın sonunun ne olacağı belli mi?
Değil!
Yoksul Ortadoğu ve Afrika ülkeleri, eskisi gibi emperyalist devletlerin sömürgesi mi olacak?
ABD ve Avrupa ülkeleri ekonomik bunalımın eşiğinde... Yeraltı kaynakları yoksul ülkelerde... Salt petrol değil altın, elmas da yoksul ülkelerin topraklarında...
***
Varsıl ülkelerin silah tüccarları, çokuluslu petrol ve altın avcıları, yoksul ülkelere yönelirler, dinsel, etniksel, mezhepsel çatışma çıkarıp kendi ceplerini düşünürler.
Irak gözümüzün önünde...
Saddam’ın devrilmesi, yargılanıp idam edilmesi ABD’nin işine yaradı mı yaramadı mı?
Yaramadığı için Bush gitti, barış kuşu Obama geldi!
Oysa Obama da Bush gibi bir şahindi...
Biri beyaz diğeri siyah...
Ne fark eder!

Hikmet Çetinkaya/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget