Deniz Feneri e.V.nin Türkiye ayağını yürüten savcılar için kritik bir dönem başladı. Önemli isimlere ulaşan savcılar hakkında soruşturma başlatıldı…
Almanya’daki Deniz Feneri e.V. soruşturmasının Türkiye ayağını yaklaşık 3 yıldır yürüten, soruşturmaya polisi karıştırmayan, ellerindeki belgeleri ve aldıkları ifadeleri bir türlü sızmayan Ankara Cumhuriyet Savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz‘ün bağlı oldukları Cumhuriyet Başsavcı vekilleri geçen hafta değişti.
Basın suçlarına bakan Başsavcı vekili Nuri Yiğit‘in yerine HSYK yedek üyesi Harun Kodalak, Deniz Feneri soruşturmasını koordine edecek. Bu değişiklik bir hafta önce gerçekleşmesine rağmen, bu sürede önceki uygulamalardan farklı bir gelişme yaşanmadı. Soruşturmayı yürüten üç Cumhuriyet Savcısı bir yandan soruşturmaları devam ederken, bir yandan da soruşturma klasörlerindeki belgeleri inceleyen HSYK’nın iki müfettişinin takıldığı konularda bilgi veriyorlar.
‘HSYK bir anda hızlandı’
Savcı ve hakimler hakkında da şikayetlerde bulunulabilir. Ama,şikayet edilen Deniz Feneri Savcıları olunca, görevlendirmenin de bu güne kadar alışık olmadık bir biçimde hızlı yapılması, acaba “HSYK mı hızlandı, yoksa daha önce müfettiş görevlendirmeleri yapan Adalet Bakanlığı’nın büroksisi mi hantaldı?” sorularını akla getiriyor.
RTÜK eski Başkanı Zahid Akman ile Kanal 7 Televizyonu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ın avukatı şikayet dilekçesinin üzerinden 6 gün sonra iki müfettiş Ankara Adliyesi’ne gelip Deniz Feneri e.V. soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcıları hakında inceleme-soruşturma başlatmıştı. Şu anda klasörler üzerinde inceleme devam ediyor.
Sıra kritik isimlerdeydi
Başından beri, soruşturma gerçekten “büyük bir gizlilik içinde” sürdürülüyor. İfadesine başvurulan kişiler, Cumhuriyet Savcıları’nın elinde hangi belgeler ve bilgiler olduğunu bilmediği için hiç beklemedikleri konularda sorgulandılar. İşte, o sorgu sırasında kamuoyunun tanıdığı, bildiği önemli bazı isimler de geçti. Giderek, tepe isimlere ve belki bir siyasi partiyi çok yakından ilgilendirecek isinmlerde gündeme gelebilir.
Hatta, o siyasi partinin ilçe başkanlığı görevinde bulunan bir kişinin “kurye”lik yaptığı ve bu yüzden o partinin de kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na önemli belgeler gönderilirse buna da şaşırmamak gerekiyor.
Soruşturma yara alır
Bu soruşturma öyle bir noktadaya sürükleniyor ki, soruşturmayı yürüten Savılar Nadi Türkaslan, Adulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz kritik bir kararda verebilirler. Soruşturmayı yürüten HSYK müfettişlerinin önerisi doğrultusunda, HSYK kararıyla savcıların tamamı ya da bazıları soruşturmadan el çektirilebilir. Soruşturma kaldığı yerden yeni bir Savcı heyetiyle yürütülebilir. Cumhuriyet Savcıları’nın elinden bu soruşturma alınırsa, yeni gelen heyet ne kadar iyi niyetli olursa olsun, bu soruşturma büyük yara alır.
İşte, Deniz Feneri e.V.‘de gelinen nokta bu. Ya alınacaklar, ya soruşturmadan çekilecekler. Gecikmiş olmanın dışında hiçbir eleştiri olmayan ve örnek gösterilen soruşturma, hızla bir yerlere çekilmek isteniyor…
Bekleyelim görelim…
Saygı Öztürk/SÖZCÜ
Yorum Gönder