Kandil’de Taşlar Örüldü mü?!. - Mehmet Faraç

Medya, Kandil Dağı‘ndaki sis perdesi üzerinde Hacivat-Karagöz oynatmaya devam ediyor!..”Karayılan öldü mü, yakalandı mı?”, “Bahoz Erdal lider mi oldu?” Dün Kandil’den yapılan iki açıklama, bu soruları hem yanıtladı hem de derinleştirdi!..
Önce o iki açıklamaya değinelim… ANF’nin dün servise koyduğu “Kürdistan Topluluklar Birliği”nin (KCK) açıklamasıyla ilgili haberde, bu birimin başındak, Murat Karayılan‘dan söz edilmesi dikkat çekiciydi!..
İkinci açıklama ise medyada dünde yer alan “HPG’nin başına Suriyeli Bahoz Erdal geçti” şeklindeki Şam fobisine dayalı haberde yanıt niteliğindeydi!..
Örgütün ajansı, “Halk Savunma Güçleri” olarak adlandırılan “PKK’nın askeri kanadı” HPG’nin başında Bahoz Erdal değil, Nurettin Sofi’nin durmaya devam ettiğini, bu kişiyle yapılan bir röportajla duyurmayı tercih etmişti..
KUMPASTAKİ GİZEM!..
Biz şimdi asıl konumuza dönelim ve medyanın hava operasyonlarının olası tahribatlarından daha fazla önem verdiği KCK yöneticisi Murat Karayılan’ın durumunu analiz edelim…
Medyanın Karayılan’la ilgili “Baş giderse gövde dağılır” beklentisinden kaynaklanan yaklaşımı, asparagas haberler ve tutarsız açıklamlarla süslenerek kamuoyuna sunuldu!..
Oysa Karayılan’ın yakalandığına ilişkin bir veri henüz yok ortada… İran’ın “Üst düzey bir yöneticisi yakalandı” şeklindeki gizemli açıklamasında sözü edilen kişinin Karayılan olma ihtimali de çok zayıf!..
Zira, PKK’yı yakından izleyenler de bilir ki, Karayılan’ın ele geçirilmesinde örgüte çok kayıp verdirmek gerekecektir!..
Peki, o halde nerede Karayılan?.. Aslında derler ya eşyanın doğasına aykırı olmak!.. Bu soru da öyle bir şey işte!..
PKK’ya karşı 2008′den itibaren yoğunlaşan her hava operasyonunda ya da her kara harekatı hazırlığı öncesinde, KCK’nın bir numaralı ismi Murat Karayılan her zaman güvenli üslere çekilmiştir!..
Kimileri der ki Süleymaniye’nin varoşlarında bile gizlendiği olmuştur bazen!..
Yani, Karayılan’ın bugünlerdeki sessizliği, enterne edilmesinden değil, suikast endişesinden kaynaklanıyor!..
PUSUDAKİ SES!..
Diyeceksiniz ki madem güvenli yerde saklanıyor, en azından niçin konuşmuyor ya da görüntü vermiyor?..
İsterseniz bu soruyu geçtiğimiz yıl Kandil’e giderek Karayılan’la konuşan Amberin Zaman’ın röportajındaki çok önemli bir ayrıntıyla yanıtlayalım…
Görün bakalım, bomba içinde bomba barındıran kumpastaki bir dağda, her isteyen istediği zaman çıkıp konuşabiliyor muymuş?..
Bakınız, Kandil’e giden gazeteci, Karayılan’ın nefesine kadar takip edildiğini nasıl anlatıyor:
“Karayılan geçen yılın başında “insansız uçak” Heron‘dan fırlatıldığını iddia ettiği muammalı bir kutuya değiniyor. Tepesinde ufak bir paraşütü olduğunu söylediği cihazda Karayılan’ın sesi kayıtlıymış. Karayılan cihazın 5 kilometre çevresindeki bölgede bulunduğu takdirde, sesini tanıyıp bir yerlere uyarı sinyali gönderiyormuş. Bugüne kadar bu tipte sadece bir cihaz ele geçirmişler.”Labaratuvarımızda incelettik’ diyor Karayılan”
Örgüt içindeki çatışma endişesi, suikast korkusu, TSK’nın kıskacı, İran’ın saldırıları ve son olarak kara harekatı kaygısı…
Sizce Karayılan’ın çok güvenli bir yerde saklanması için bunlar yetmiyor mu?..
Üstelilk geçen yıl Kandil’in tepesine kadar atılan o paraşütlü tuzağın tehlikesi her zaman varken!.. Gelin o tuzağı biraz daha açalım…
KEKLİK TUZAĞI!..
Doğuda keklikleri avlamak için iki yöntem kullanırlar.. Yaygın olan şudur; içinde keklik olan -siz buna truva kekliği de diyebilirsiniz- bir kafesin üzerini taşlarla örülür.. Çevresinde de yöresel deyimle “fak” yani tuzaklar kurulur!..
Kafeste yem olarak kullanılan kuş ötünce çevredeki diğer keklikler onu bulmak için taş yığınlarına yönelirler! İşte o zaman bir çoğu kolaylıkla o faklara yakalanır!..
Teknoloji gelişince avcılar da yöntem değiştirmiş!.. Onlar artık keklik seslerini keydettikleri teypleri taşların içine gizliyorlarmış!.. Bu teyplerden saatlerce yansıyan keklik çığlıkları, kendi kandaşlarını kolaylıkla tuzağa düşürüyormuş!..
“Keklik gibi avlanmak” işte buna derler!.. İşte son 10 gündür kıskaçta tutulan Murat Karayılan’ı da korkutan aslında budur!..
O da biliyor ki paraşütle o cihazların sayısı belli değildir ve Karayılan öksürse bile yeri belli olacaktır!..
HAREKETİ DARBELEMEK!..
Apo’nun sağ kolu ve en yakın hemşerisi olan Murat Karayılan, operasyon- tuzak-suikast üçgeninde bu yüzden sessizce bekliyor!..
Örgütün ajansına yansıyan bilgilere göre, Karayılan son olarak 15 Ağustos eylemlerinin başlamasının yıldönümünde Kandil’de, adı açıklanmayan bir bölgede militanlarına seslendi!..
O muydu, değil miydi net olarak bilinmiyor!. Ancak aşağıda bir bölümünü vereceğimiz konuşmalardaki sözcük seçimine, vurgulara ve dikkat çekilen noktalara bakılırsa, konuşmanın Karayılan tarafından yapıldığı düşüncesi ağırlık kazanıyor!..
Bakınız 17 Ağustos’ta ona atfen yayımlanan o konuşmada, Karayılan tuzak ve suikast kaygısını da dışa vuran hangi cümleleri kullanmıştı:
“Kandil’e yönelik planların altında hareketin yönetimine darbe vurmak, suikast yapma amacı vardır. Basına yansıyan tutuklama haberlerini sadece ‘Yalan-yanlış haberler, psikolojik savaş haberleridir’ diyerek ele almamak gerekiyor. Konseptin çapı geniştir. Hareketin komuta kontrol merkezini darbelemek girişimleri var.”
Ne dersiniz, kafesin çevresine taşlar örüldü mü sizce?..

Mehmet Faraç/AYDINLIK

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget