Bayram Dinginliği... - Alev Coşkun

Bayramlar, bir gelenektir, bir görgüdür. Bayramlarda, kişiler barışır, küçükler büyüklerin elini öper, kucaklaşır.

İnsan ilişkileri açısından son derece önemli olan bu gelenek, Türk toplumunda sarsılmayacak biçimde kök salmıştır.

Kişisel ilişkilerin bu güzellikleri yanında bugünlerde toplumsal barışa da önem verilmelidir.

Unutmayalım ki, bugünlerde dünya büyük çalkantılar içerisindedir. Ortadoğu’da önemli siyasal ve toplumsal olaylar birbirini izliyor. Mısır, Tunus, Libya’dan sonra Suriye’de karmaşa var.

Açlık sadece Afrika’da değil, Asya ve dünyanın dört bir yanında kendisini belli ediyor. Yoksulluk, yeterli beslenememek sadece Somali’de değil, Türkiye dahil birçok ülkede açıkça vardır.

Dünya bu çalkantıların yanında, henüz 2008’de başlayan büyük ekonomik krizi de atlatamadı.

2008 krizinden önceki düzeye ekonomik yönden ulaşmanın çok zor olduğu özellikle Batı basınında belirtiliyor. Dünya ekonomik krizi, liberal ekonominin büyük sarsıntı geçirdiğinin en önemli tanıklığını yapıyor. Her şeyi piyasaya bırakalım, piyasanın görünmez eli, piyasayı kendi kendine düzenler biçiminde formüle edilen liberal-kapitalist ekonomik sistem, en büyük darbeyi yemiştir.

Amerika, 1970 yılından bu yana yani 40 yıldır, her yıl 700 milyar dolar düzeyinde dış açık vermektedir. ABD, para basarak bugüne kadar ekonomik durumunu bir ölçüde idare etti. Ama artık ekonomik sıkıntı açıkça kabul ediliyor.

Buna paralel olarak, Avrupa Birliği ülkeleri de ekonomik toparlanmayı yapamıyorlar. Almanya hariç, hemen bütün Avrupa ülkelerinin ekonomik göstergeleri sorunludur. Özellikle Yunanistan, Portekiz, İspanya ve onu izleyen İtalya ekonomilerinin iyileşmeye geçişleri çok zor görülüyor.

İhracatın büyük kısmını Avrupa Birliği ülkelerine yapan Türkiye, bütün bu olumsuzlukları görmelidir. Büyük krizin gelecek bir ikinci ve üçüncü dalgası Türkiye üzerinde sarsıcı etkiler yaratır.

Kriz teğet geçiyor, teğet geçecek edebiyatı bir yana bırakılmalı, ciddi önlemler alınmalıdır.

Türkiye’nin etrafı ateş çemberi içerisindedir. Afganistan, Irak işgallerinden sonra, şimdi NATO kanalıyla Libya’ya girilmiştir. Amaç, Libya’nın geniş petrol ve doğalgaz rezervleridir.

Bütün bunlar olurken şimdi Suriye önem kazandı. “Suriye bizim iç işimizdir” sloganı, çok tehlikelidir. Suriye bizim iç işimiz değildir. Türkiye komşularıyla iyi geçinmeli, taşeron olmamalıdır.

CHP, Ankara’daki güvenlik zirvesine katılan ABD büyükelçisini işaret ederek haklı olarak “ABD büyükelçisinin bildiklerini biz bilmiyoruz” diyor. Ankara’da, ABD adına Suriye ile savaş ilişkisine girmek isteyen şahinler var.

Bütün bu gelişmelere bakınca, bayramda birkaç gün yaşanacak dinginliğin, kafalarda barış çağırımları yapmasını dilemek istiyoruz.

Alev Coşkun/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget