Bugün, 30 Ağustos Zafer Bayramı.
Yunan ordusunu 1922'de bozguna uğratarak bozguna uğratarak Kurtuluş Savaşı'nı tamamlandığımız gün. O uzun savaşı zaferle tamamlayan Mustafa Kemal Paşa'ya, arkadaşlarına ve Mehmetçiğe selamlar olsun.
Bu sene 30 Ağustos şöleninde ilk kez Cumhurbaşkanı Gül; başkomutan konumunda ev sahipliği yapacak; Genelkurmay Başkanı ise misafir konumunda bulunacak. İyi de bu Başkomutan ile Genelkurmay Başkanı neyi kutlayacaklar?
Geçen gün televizyonda izledim, kanım dondu:
Başbakan Erdoğan Kasımpaşa'da... Bir vatandaş ona yaklaşıp diyor ki:
'Sayın Başbakanım! Oğlum Hakkari'de askerdi, tezkeresini aldı ama yol güvenliği olmadığı için 25 gündür gelemiyor. Lütfen bize yardım et.'
İşte size Türkiye'nin son hali. Bundan büyük utanç olabilir mi? Ona buna fırça atan Başbakan önce Hakkari'yi PKK'nın elinden kurtarmayı neden akıl etmez?
Gerçeği artık kabul edin: Terör örgütü Hakkari'yi artık 'Kurtarılmış Bölge' ilan etmiş. Orada devlet temsilcisi istemiyor; bulduğunu öldürüyor.
Bizim Başkomutan ile Başbakan ise askeri burnunu sürttük, diye seviniyor. Yandaş basın da hep bunu haber yapıyor.
Ve bu yandaşlara hak veren milletin yarısı bayram yapıyor.
Bir de PKK'lılar aynı bayram havasındalar.
Çünkü; terör örgütü istediğini yapıyor; istediğini dövüyor; istediğini öldürüyor.
Gidin siz Amerika'ya... Bırakın bir askere el kaldırmayı veya polisin yanağına tokat atmayı; onun 'Dur!' uyarısına uymayın.
Anında kurşunu yersiniz.
Çünkü orada demokrasi vardır. Demokrasi; normal vatandaşın güvenliğini haydut takımına karşı tam koruyan sistemin adıdır.
SUÇLU ONLAR DEĞİL
Siz, Güneydoğu'yu 33 yıldır kana bulayan PKK terörüne, 'terör' demez de 'Kürt sorunu' der iseniz.
Siz Türkiye'de 36 etnik yapı olduğundan söz eder de o etnik gruplardan birisi olan Kürt ayrılıkçılarına; özellik/özerklik işareti gönderirseniz.
Siz; bu devleti kuran üst kimlik olan Türk milletinin adını bir kere bile anmaz iseniz; Türk milletini; etnik bir grup gibi (kabile veya başka bir milletin son kalıntısı) gibi gösterirseniz.
Siz; PKK'nın eylemlerini; 'Bunu PKK yapmış olamaz, Ergenekoncuların işidir!' diye açık açık aklarsanız.
Siz PKK içinde derin PKK'dan söz edip bunların Abdullah Öcalan'ı dinlemediğini söyleyerek teröristbaşını suçsuz çıkarmaya uğraşırsanız.
Siz; 'Öcalan'ı da aşan işler var!' diyerek Öcalan'ı masumlaştırmak isterseniz.
Siz; seçimler öncesinde; vatandaşın gözünü boyamak için PKK ile geçici barış yaparsanız... Böylece onları; koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin bir eşiti gibi gösterirseniz.
Polis Akademisi'nde bile 'Kürt Sorunu'nu (!) kendi devlet görevlilerinize tartıştırır iseniz.
Olacağı işte budur.
Onlar bayram eder...
Biz ise şehitlerin arkasından ağlarız.
SURİYE İMİŞ!
Millet; bayramda bile şehit cenazeleri kaldırıyor; Başkomutan pozundaki Gül ise 'Suriye'de olanları görmezden gelemeyiz, orası bizi ilgilendiriyor.'diyerek hedef şaşırtıyor. Siz; Suriye hükümetine karşı makinelilerle, roketatarlarla, bombalarla mücadele yürüten Suriye'deki teröristlere arka çıkarsanız; Türkiye'deki teröriste laf söyleme hakkınız kalır mı?
Suriye'ye ABD emrinde müdahele ederseniz; birkaç sene sonra aynı gerekçe ile Türkiye'ye NATO müdahalesine nasıl karşı çıkacaksınız?
Ayıptır Sayın Gül, ayıptır. Bizim çocuklarımızın Suriyeli Müslüman Kardaşlar örgütünün militanları kadar değeri yok mu?
- - -
Sevgili okurlarım!
Kutsal Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı dolayısıyla bize mesaj yollayan, mektup yazan, telefon açan bütün okurlarımın bayramını kutluyorum. Onlara tek tek cevap verme imkanım olmadığı için kusuruma bakmasınlar.
İnşallah bayram ertesinde daha iyi bir Türkiye'ye uyanırız...
Rıza Zelyut/GÜNEŞ
Yorum Gönder