Bizim de bir Kaddafimiz oldu! - Necati Doğru

Tesadüfün bu kadarı! Libya’da Muammer Kaddafi’nin bitişini ilan edip sarayının altındaki gizli dehlizlerden fare gibi kaçarak kayıplara karıştığı gün Türkiye’nin de bir Kaddafi’si oldu.
Size ipucu vereceğim.
Kaddafi, nasıl olunuyor.
Bildiğimce anlatacağım.
Bizim Kaddafi’miz kim?
Tahmini size bırakacağım.

Kaddafi, hukuku cebinde taşıyordu. Tek adamdı. Libya’yı ağzından çıkacak, dudağından dökülecek kararlarla o yönetiyordu.
Halktan biriydi.
Halkını da seviyordu.
Sürekli “benim halkım” diyordu.
Benim bakanım!
Benim generalim.
Benim polisim.
Benim öğretmenim.
Benim işçim.
“Tek Adam” iktidarı kurmuştu. Bütün Libya benimdir. Libya için en iyi olanı ben yaparım diyordu. Libya’da Kaddafi’nin elini sokmadığı tek bir kurum, iradesini yansıtmadığı tek bir yapı, kontrol etmediği tek bir örgüt yoktu. Kaddafi’den bağımsız hareket edebilecek tek bir kurum da katiyen barınamazdı.

xxx

Libya’da bağımsız medya yoktu.
Libya’da bağımsız yargı yoktu.
Libya’da güçlü muhalefet yoktu.
Libya’da Kaddafi’den korkmayan, çekinmeyen, düşüncelerini açıkça söyleyebilen işadamları ve üniversite profesörleri de yoktu.
Çok güçlüydü Kaddafi.
Gücüyle korku veriyordu.
Libya’nın çok nitelikli petrolünü kontrol edebilmenin iştahıyla ve NATO’nun da silahlı desteğiyle  Kaddafi’nin bittirildiği gün Türkiye’de de İktidarın uzun zamandan beri şikayetçi olduğu üst kurullar, Meclis’te tartışılmadan esir alındı.
Bunlar özerk kurumlardı.
Bağımsız karar alabiliyorlardı.
Bağımsızlıkları ellerinden alındı.
Bundan böyle tıpkı Kaddafi’nin Libyası’nda olduğu gibi Türkiye’de de her şey iktidarın dolayısıyla “tek adamın”  isteği, arzusu, iradesi ile varolacak.
Ya da yok olacak.

Xxx

Bu bağımsız kurumlar kimdi?
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu. Telekominikasyon Kurumu. Sermaye Piyasası Kurulu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu. Enerji Piyasası  Düzenleme Kurumu. Kamu İhale Kurumu. Rekabet Kurumu. Şeker Kurumu. Tütün Mamülleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu.
Niçin kurulmuştular?
2001 yılında ortaya çıkan krizin nedenleri arasında iktidar politikacısının, oy uğruna ve yandaşlarını zengin etme ve devletin içine eş-dost-akraba doldurma uğruna ülkede “büyük kara delikler” yarattığı ortaya çıkmıştı.
Politikacı iktidara geliyor.
Elini her şeye sokuyor.
“Tek Adamlığı” yerleştiriyor.
İşte bu kurumlar Türkiye’deki siyasetçinin iktidara geldiğinde; tıpkı Kaddafi Libyası’nda olduğu gibi “Tek Adamlık Hastalığına” tutulup ülkeyi felaketlere götürme tehlikesini önlemek için 2001 yılında Meclis kararıyla  kurulmuştu.

Xxx

Söz gelimi devlet ihaleleri.
İktidarın eliyle dağıtılıyordu.
“Tek Adam” şu müteahhit bizim partiye yakındır ona verilsin, ayrıca devlet bankalarından da şu işadamına kredi verilsin, bize yakın işadamının şirketinden devlete şu fiyata şu mallar alınsın diyebiliyordu. Bu “Kaddafi diktatörlügüne” benzer durumu önlemek için üst kurullar oluşturuldu. Bu kurulara iktidar siyasetçisinden bağımsız hareket etme hakkı verildi. Kurullardan bazılarının  sahtekar, hileci, hortumcu işadamlarının şirketlerini basma, polisi gücünü kullanarak tutuklatma hakkı bile vardı.
Bir cümlelik düzenleme yazdılar.
KHK içine yerleştirdiler.
Meclis tartışmasına açmadılar.
Halkın dikkatine sunmadılar.
Üst kurulların bağımsızlığı kalktı.
Siz şimdi tahmin edin!
Bizim Kaddafi’miz kim oldu?

Necati Doğru

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget