Özellikle kırsal kesimde, sosyal yaşamı bağnazlık ve geri kalmışlığın cenderesinde tutmak isteyen iki kesim var; gericiler ve töreciler...
Onlar uzun yıllar boyunca, başta kız çocukları olmak üzere toplumun eğitim açısından geri kalması için çırpınıp durdular...
Çünkü mürit ve maraba sistemi bunu gerektiriyor... O tehlikeli anlayışa göre; çocuk okumazsa, kolaylıkla ya mürit olur ya da maraba!.. Feodalitenin ve şeyhlik kurumunun uzun yıllar kırsalda mektep yerine medrese sistemini dayatmasının altında da işte bu tuzak yatıyordu...
Son yıllarda da kızların eğitim sistemi içindeki yeri giderek daraltılıyor... Zaten adına “444” denilen sistemin amacı da buydu...Kızları medrese köşelerine atmak ya da pamuk tarlalarında ırgatlığa zorlamak...
Baksanıza, “444” rezaletinin vahim sonuçları o kadar hızlı ortaya çıkıyor ki... CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören’in Milli Eğitim istatistikleri üzerinde yaptığı araştırmaya göre,bu yıl tam 37 bin 277 kız çocuğu ortaöğretime kayıt yaptırmamış... Ören demiş ki; “Geçen yıl bu rakamın 16 bin olması da, AKP’nin dayattığı sistemin eğitime vurduğu darbeyi açıkça gösteriyor.”
Şu rezalete bakar mısınız; iki yıl içinde Türkiye genelinde toplam 53 binden fazla kız çocuğu orta öğretime kayıt yaptırmamış!..
Peki nereye gitti bu kız çocukları?.. Pamuk tarlaları ya da fındık bahçelerine ırgatlığa mı?.. Yoksa tarikat yuvalarına, cemaat evlerine ve radikal dinci örgütlerin “medrese” diye tanımladığı hücrelere mi?..
Şüphesiz eğitimden yoksun bırakılan küçücük kız çocukları adeta rejim düşmanı yetiştirilen tüm bu merkezlere de çekilmiş olabilir...
Peki buralara götürülemeyen kız çocuklarının sonu nereye varır?.. Onları nasıl tehlikeler bekliyor?.. Hiç kuşkunuz olmasın onların büyük bölümü de özellikle Doğu ve Güneydoğu’da, küçük yaşta evlilik oyunlarının, “berdel” tuzağının, başlık parası cenderesinin yani kısacası “törerizm”in kurbanı olacaklardır...
Eğitim sistemini çıkmaza sokan, çocukları okul yerine eve kapatan zihniyet, üniformadan çıkartılmış gencecik kızların Anadolu kırsalında töre kefenine mahkum bırakıldığını ne zaman görecek acaba?..
Peki ya kadın örgütleri, hemcinslerini cehaletin geri planına iten şu çok tehlikeli tabloya karşı ne zaman seslerini yükseltecekler?..
Eğitimin çöküş tablosu...
Mürit-bürokrat sisteminin en etkili olduğu yer de eğitim kurumları... Tarikat ve cemaatlerin cirit attığı eğitim kurumlarının herbiri neredeyse medreseye dönüştürülüyor...
Yurdun dört bir yanındaki tabela üniversitelerinin barakalarında eğitim vermeye çalışan fakülteler bile eğitim-öğretim açısından ciddi bir erozyon yaşatıyor...
Eğitimde kalitenin düştüğünü gösteren en önemli veriler ise önceki gün açıklanan YGS sonuçlarında ortaya çıktı.Hayır, 8 bin 500 öğrencinin sınavlarda sıfır çekmesine değinmeyeceğim...
Çünkü eğitimdeki kalitenin ve verimliliğin iyice düştüğünü gösteren başka çarpıcı ve de ürkütücü rakamlar da var.
Örneğin YGS’de 840 bin aday 5 matematik sorusu çözememiş!.. Tam 1 milyon 303 bin aday ise 5 fen sorusunu bile yapamamış!..
ÖSYM’nin verilerine göre, fen testinde adayların net ortalaması son 3 yılda kademeli olarak düşmeye devam etmiş.
2011’de 4.1 olan test ortalaması 2012 yılında 4 ortalamanın da altına inerek 3.56 olmuş. Bu yıl ise ortalamalar 3.5’e kadar düşmüş.
Türkçe testinde geçen yıl 18 olan net ortalaması da bu yıl 16.8’e düşmüş.
YGS sonuçlarındaki vahim tablo bile AKP iktidarının uyguladığı eğitim sisteminin öğrencileri iyice çıkmaza sürüklediğini kanıtlıyor...
Üstelik Atatürk ve laikliğin dışlandığı Milli Eğitim sisteminde sürekli yapılan değişiklikler, bir yandan kafa karıştırırken diğer yandan da hem eğitimcilerin motivasyonunu azaltıyor hem de öğrencilerin heveseni kırıyor... Sonuçta Türk eğitim sistemi yalpalaya yalpalaya iyice kaosa sürükleniyor...
Adana’nın seçimi heyecanı..
Yerel seçimlere bir yıllık süre var ama, özellikle Adana’daki kimi aday adayları hummalı bir çalışma içinde... Ofisler açmışlar, köy köy dolaşıyorlar...
Bu seçim hareketliliği CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun geçen hafta Adana’ya yaptığı ziyaret sırasında da dışa vurdu. Kalabalık bir kitle havaalanından itibaren Kılıçdaroğlu’nun çevresini sardı. Hepsinin tek isteği vardı; Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayının bir an önce açıklanması...
Kalabalığın afişler ve sloganlarla öne çıkardığı isim ise avukat Soner Çetin’den başkası değildi... 2009 seçimlerinde aday gösterilmesine rağmen bir hafta sonra geri çekilen Çetin bu kez kararlı... Zaten Kılıçdaroğlu’nun çevresini saran üniformalı ve şapkalı yüzlerce gönüllü de, afiş ve pankartları onun için taşıyordu.
Yaklaşık altı ay önce seçim ofisi açan ve Adana’yı sokak sokak gezen Çetin, CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkanı olmak için çabalıyor... Peki CHP Adana’da başarılı olabilir mi?..
2009 Yerel Seçimlerinde, Adana’da MHP yüzde 29,7, AKP yüzde 29,5 CHP ise 26,2 oranında oy almıştı.
Yapılan son anketlere göre MHP dışındaki iki partinin oy oranları pek değişmemiş. Adana’daki yarışta CHP 2. sıraya yükselmiş. Ana muhalefet 3 puan geriden AKP’nin ensesinde...
Bu anketlerde kitleye “kimi başkan görmek istersiniz” gibi sorular da yöneltiliyor. Son anketlere göre seçmenin ilk tercihi Soner Çetin. Onu sırasıyla CHP Adana Milletvekilleri Ümit Özgümüş ve Turgay Develi takip ediyor. Unutmadan yazmak gerekiyor, CHP Adana Milletvekillerinden Ali Demirçalı ile eski bakanlardan Arif Sezer de aday olmak için çalışıyor.
Son anketlere göre, Kılıçdaroğlu “milletvekilleri aday olmasın” derse Soner Çetin’in adı iyice öne çıkacak...
Yorum Gönder