Hatay’daki teröristleri kim koruyor? - Mehmet Faraç

Hatay’ın Cilvegözü Sınır Kapısı’ndaki dehşet verici patlama unutulmadı... 14 kişinin öldüğü patlamada yaralanan 30 kişiden bazıları halen tedavi altında...
Peki, Gaziantep ve Hatay kırsalındaki üç köyde, Ocak-Şubat ayı içersinde meydana gelen gizemli patlamalar soruşturuldu mu acaba?.. Ne yazık ki hayır!..
CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz da bölgedeki tehlikeyi sık sık gündeme getirenlerden biri... Bakınız, 19 Şubat’ta bu köşeye de yansıyan açıklamasında neler demişti:
“Bölgede terör örgütleri, ajanlar cirit atıyor. Devlet olayları kontrol edemez hale geldi.”
CHP Belen İlçe Başkanı Fevzi Yüksel de, “Suriyeli muhaliflerin Ötüken sitesinde kiraladığı evde 300 kilo TNT ele geçirildi. Resmi makamlar bunu gizlemeye çalışıyor. Bu patlayıcılar Belen’de ne arıyor” diye sormuştu.
İçişleri Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı bu sorulara iki aydır nedense yanıt veremiyor!.. Devlet yanıt vermeyince, Suriye’yi karıştırmak için Türkiye topraklarını mühimmat deposuna çevirenlerin pervasızlığı da artıyor.
İşte İşçi Partisi’nin Hatay’daki yöneticileri de, patlayıcı üretildiği iddiaları üzerine Yayladağı ilçesine bağlı sınır köylerinde incelemelerde bulunmuşlar.
Şimdi İçişleri Bakanı Muammer Güler’e sormak gerekiyor; Yayladağı’nın Görentaş ve Güveççi köylerinde silahlı kişilerin dolaştığı doğru mu?.. Bunların silah ve patlayıcı üretimi işinde çalıştığı iddiası ne kadar gerçekçi?..
Bölgedeki yurttaşlar, inceleme yapan İşçi Partisi heyetine “O köylere gitmeyin, silahlı terör grupları var. Sizi kaçırır veya öldürürler” derken hangi tehlikeyi haber verdiler?
AKP iktidarı, Hatay’daki terörist-patlayıcı ikileminde giderek büyüyen tehlike karşısında daha ne kadar susacak acaba?.. Yeni bir Cilvegözü patlaması yaşanıncaya kadar mı?..
Çocuğun mezhebi!..
Dünkü Aydınlık’ın üçüncü sayfasında çok düşündürücü bir haber vardı. Milli Eğitim’deki pervasızlığın hangi boyutlara ulaştığını gösteren bu haber, eğitim kurumlarının kimlere teslim edildiğini de net biçimde gösteriyordu...
İstanbul’un Esenler ilçesindeki Yunus Emre Ortaokulu’nun din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni R.H., yedinci sınıf öğrencilerine utanç verici bir anket uygulamış.
İstanbul Milli Eğitim Müdürü merak ediyor mu acaba; ilkokul 7. sınıf öğrencisine “Hangi mezheptensiniz, mezhep imamınız kimdir” diye sorulabilir mi?..
Hele on yaşlarındaki çocuklara “neden bu mezhebi seçtiniz” gibi komik bir soru yöneltmek hangi zekanın ürünüdür?.. Söyler misiniz; çocuklar dünyaya gelince mezheplerini kendileri mi seçiyorlar?..
Türkiye’de mürit-bürokrat zihniyetinin geldiği nokta bu işte!.. Peki, bu kafanın Alevi yurttaşların kapılarına çarpı işareti koyan zavallılardan ne farkı var ki?..
Bakırköy’de kim iftiracı?..
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, çocukların koşması gereken 12 yeşil alanın niçin imara açıldığını ve kimlere rant sağlandığını aylardır nedense açıklayamıyor?..
1 milyona yakın usulsüz ödeme yapılan sağlık ihalesinde niçin yargılandığı sorusuna yanıt veremiyor.
Yalnızca 2009 yılında 2. 7 milyon TL  usulsüz mesai parası ödemesiyle ilgili hakkındaki Sayıştay raporlarını ve suç duyurularını da gözardı ediyor...
Erzen’in avukatlarına yazdırdığı komik ve karmaşık iddiaları da, onu kamuoyu karşısında haklı çıkartamıyor...
Örneğin Erzen, Çevre Dostları Derneği’nin belediyeye ait bir binayı kullanmasını utanmadan “işgal” diye tanımlamış!.. Oysa elimizdeki belgeler de gösteriyor ki, sözkonusu binayı  Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı 17.09.2001 tarihli resmi yazıyla derneğin kullanımına tahsis etmiş.
Bakırköy Kaymakamı Hasan Bağcı da, 17.10.2002 tarihli yazıyla sözkonusu derneğe lokal izin belgesi vermiş.
Bu belgeler ortada dururken Erzen çevrecilere nasıl “işgalci” diye iftira atabiliyor acaba?.. Bu binayı zorla boşaltan Erzen, mahkemenin bu haksız uygulama nedeniyle yürütmeyi durdurma kararı vermesini niçin halktan gizliyor?..
Erzen, İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin 2009/1154 nolu kararıyla derneğe 20 bin TL tazminat ödediğini niçin unutturmak istiyor?..
Gelelim Çevre Dostları’nın niçin hedef yapıldığına?.. Bakınız, Bakırköy Belediyesi’nde sabıkalı bir güvenlik görevlisi tarafından ölümle tehdit edilen (dosya Yargıtay’da) Çevre Dostları Derneği’nin Başkanı Ülker Durukan neler söylüyor:
“Çevre Dostları Derneği hiç bir zaman işgalci olmamış tam aksine kamu mallarını ucuza satan, yeşil alanları imara açanlarla mücadele etmiştir. Nitekim derneğimiz, 1996’dan bu yana toprak mafyasıyla uğraşarak, Florya Ormanı’nı, Yeni Mahalle fidanlığını kamu malı yağmacılarından kurtarmıştır. Sapla samanı karıştırarak yürümeye alışık olan Erzen, işgalle suçladığı binadaki kuruluş günümüze niçin gelip bizi kutlamıştır?.. Erzen, Ataköy 7-8 kısımdaki 1195 ada 2 parsel de (imamın yeri) diye anılan alanı imara açmasına karşı çıkınca derneğimizi yasadışı olarak tahliye etmiştir. Kendisi kamu mallarını koruyorsa, 146 trilyon muhammen bedeli olan kamu malı kültür merkezimizi neden 16 trilyona satmıştır.”
Ateş Ünal Erzen de, Aydınlık’ı susturmak için çırpınan işbirlikçi anketçiler de şu gerçeği kafalarına soksunlar; belgeler elimizde ve güneş balçıkla sıvanmıyor...
AKP’lilerin imar katliamı!..
CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyelerinin 2010 yılının mayıs ayında oluşturdukları “izleme komisyonu” AKP’li belediyelerin ranta dayalı bütün uygulamalarını takip ediyor...
İzleme komisyonu özellikle yeşil alanların imara açılması,  kamu hizmet alanlarının turizm-ticaret alanına dönüştürülmesi uygulamalarının üzerine gidiyor.
CHP’nin komisyonu kurulduktan hemen sonra, ilk altı ayda, hukuka aykırı plan tadilatları nedeniyle AKP’li belediyeler aleyhine 60 dava açılmış. Ancak idare mahkemeleri bu davaların 40’ıyla ilgili “ehliyet yokluğu nedeniyle red” kararı vermiş!.. Bakınız CHP’li üyeler gönderdikleri mektupta bu durumu nasıl anlatmışlar:
“AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı imar katliamı, sayısal değerlendirmenin ötesine geçmiş, istatistiği tutulacak rakamsal boyutlara ulaşmıştır. Maalesef bu imar katliamı kamuoyunda kanıksamış, medyada haber olma özelliğini de kaybetmiştir. AKP’li yetkililer de  bu duyarsızlığa güvenerek ‘imar cinayetlerini’ sürdürmektedir.  Kamuoyunun duyarsızlığına rağmen dava açmaya devam edeceğiz. CHP Grubu olarak dava açmaya başladıktan sonra, İBB yönetiminin hukuka aykırı imar plan tadilatı tekliflerinde azalma olmuştur.”

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget