Ortada tuhaf bir şema dolaşıyor!.. Bir sürü isim çerçeveler içinde dizilmiş ve
tuhaf suçlamalar ve iddialarla bezenmiş...
Yandaş medyanın, üzerinde
“Ergenekon” ibaresi bile bulunmamasına karşın “Genelkurmay’ın Ergenekon
şeması”diye pazarlamaya çalıştığı bu kağıt parçasıyla ilgili kuşku giderek
derinleşiyor!..
Çünkü Genelkurmay Başkanlığı bu şemayı kesinlikle
kendilerinin hazırlamadığını, TSK’ya nereden geldiğinin de saptanamadığını
açıklamış!..
Olayın daha vahim bir tarafı da var; “Ergenekon” operasyonunda
tutuklamalara dayanak gösterilen o gizemli şemayı Emniyet Genel Müdürlüğü de, 21
Ocak 2013’te mahkemeye gönderdiği yazıda tamamen yalanlamış!.. Emniyet; “Şema
ilgili kayıtlarımızda intikal etmiş herhangi bir bilgi ve belgeye
rastlanılmamıştır”diye açıklama yapmış.
Ne kadar ilginç değil mi?.. “Uydurma
CD’ler” ve “sehven” montajlamalardan sonra ortada bir de “Ergenekon” iddialarına
mal edilen tuhaf bir şema var ama devletin iki kritik merkezi “vallahi biz
hazırlamadık”diye reddediyor!..
Peki, ortalığı bulandıran, yüzlerce kişinin
tutuklanmasına ve kuşku altında bırakılmasına da yolaçan bu şema uzaydan mı
geldi acaba?..
Ben yandaş medyadaki dezenformasyonun yanısıra Aydınlık’ta bu
konuda yayımlanan belgeli haberleri okuyunca bir yurttaş olarak şaşkınlık içinde
kalıyorum...
Yine de yargıya güvenmek zorundayız... Devletin hakimi ve
savcısı elbette bu karanlık olayı aydınlatmayı görev bilecektir... Çünkü kimin
hazırladığı bile belli olmayan şemalarla yürütülen mahkemeler, devlete ve
yargıya olan güveni de sarsacaktır!..
CHP’nin duyarlı vekili...
Başbakan Erdoğan, 30 Ocak 2013’te AKP grup toplantısında, Anayasa
çalışmalarının Mart sonuna kadar tamamlanmaması halinde, referanduma
gideceklerini açıklamıştı ya?..
CHP Uşak milletvekili Dilek Akagün Yılmaz bu
işe çok şaşırmış!.. Yılmaz, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in yanıtlaması istemiyle
verdiği soru önergesinde ilginç vurgulamalar yapmış. İşte hepinizin de
dikkatinizi çekecek çok yaşamsal sorular:
“- Dört partinin onayı ile kurulan
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na karşı Başbakanın bu baskıcı yaklaşımı konusunda
TBMM’nin onurunu korumak için bir tavır geliştirmeyi düşünüyor musunuz?
-
Başbakan’ın bu kadar acele etmesinin nedeni, Türkiye’yi diktatörlük ortamına
götürecek olan Başkancı sistemi bir an önce getirmek istemesi midir?
- Basına
yansıdığına göre İmralı’da yürütülen müzakerelerde, Abdullah Öcalan ‘Ulus devlet
istemiyorum’ sözlerini söylemiştir. Türk Ulusu kavramı, resmi dilin Türkçe
olduğuna dair madde ve Atatürk milliyetçiliği ile laiklik ilkeleri Anayasa
metninde yer alacak mıdır?”
CHP içinde kimi Atatürk ve Altıok düşmanları
eylem ve söylemleriyle partiyi yaralarken, en azından Uşak milletvekilinin
duyarlılığından ders çıkartılmalı!..haberguncel.blogspot.com
CHP Bakırköy’ü görmüyor mu?..
Yolsuzluk dosyalarıyla mücadele ederek CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturan
Kemal Kılıçdaroğlu, Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen hakkında üç tane
şoke edici kitap yazıldığını bilmiyor mu acaba?..
Kılıçdaroğlu; Fedai
Erdoğ’un yazdığı, “Bakırköy’de Belgeler Konuşuyor”, Umut Veli Develi’nin
yazdığı, “Noter Onaylı Yolsuzluk Hikayesi” ve Rıza Zelyut’un kaleme aldığı
“Baykal’ın Bakırköy’ü” adlı kitaplardaki vahim iddialar ve belgelerden haberdar
mı?..
Vatandaşlar bana yazdıkları mektupları Ankara’ya da gönderdiğine göre,
tüm CHP yönetimi Bakırköy’de yaşananlardan haberdar!..
Peki, Kılıçdaroğlu bir
CHP yöneticisine şu kitapları ve belgeleri okuyun sonra da Bakırköy’e gidin,
halkın Erzen ve kadrolarıyla ilgili şikayetlerini dinleyin, gereğini yapın
diyecek mi?..
Demezse hiç kuşkunuz olmasın bana gelen yüzlerce mektup ve
telefondan da anlaşılıyor ki, Bakırköy halkı gereğini seçimlerde yapacak?..
Aksine CHP yalnızca Bakırköy’de değil tüm İstanbul’da büyük zarar görecek.
Evet; Erzen’i kim, hangi CHP yöneticisi, nasıl bir gerekçeyle koruyor?..
Aleyhinde üç kitap yazılmış bir belediye başkanına sahip çıkanların o müthiş
dayanağı nedir acaba?..
Hükümetin son üç ayda, dört AKP’li belediye başkanını
yolsuzluk iddiaları nedeniyle ihraç ettiği bir dönemde, CHP yönetimi Erzen’in
Bakırköy’de yarattığı erozyona daha ne kadar seyirci kalacak?..
Yanıt bekliyoruz Ateş bey...
Bir belediye başkanı hakkında üç olumsuz kitap yazılması bile kamuoyunda kötü
bir algı oluşmasına yetmez mi?..
Yeter ama Erzen, bunların eski olduğunu öne
sürerek bölgeye yerleşen kötü algıyı suskunlukla yok edebileceğini sanıyor. Oysa
çok yanılıyor...
Çünkü Erzen ve belediyesi hakkında yazılan üç kitaptaki
vahim iddiaların yanısıra yurttaşların Aydınlık’a gönderdiği tüm mektuplar ve
belgeler de kamuoyuna sırasıyla açıklanacak...
Erzen, 22 Ocak’ta bu köşede
yeşil alanların imara açılmasıyla ilgili 11 soruya niçin yanıt vermiyor acaba?..
Soruyu bıkmadan usanmadan tekrar edeceğiz:
1- Ataköy 7. ve 8. kısımdaki 1195
ada 2 parsel imar kurbanı oldu mu?..
2- Bakırköy-Osmaniye 1043 adanın 150
dönümü imara açıldı mı?.. 1043 ada 2 parsele lokanta ruhsatı verildi mi?.
Buradaki seramik satış yeri çevrecilerin baskısı üzerine yıktırıldı mı?.
Erzen’in buraya yapma sözü verdiği botanik parka ne oldu?
3- Zuhuratbaba,
adliye arkasındaki yeşil alan imara açıldı mı?..
4- Ataköy 59 ada, 62 parsel
da bulunan 6. kısım içindeki yeşil alan ve okul arsasına alışveriş merkezi
yapıldı mı?..
5- Fişekhane Caddesi’ndeki yeşil alan ve depremde sığınılacak
açık alan çevrecilerin 1997 yılından bu yana yürüttüğü mücadeleye rağmen
yapılaşma kurbanı oldu mu?..
6- Ataköy 5. kısım, 51/4 ada, 33 ve 38
parseldeki okul alanında nasıl bir yapı var?
7- Yeşilköy Beşiktaş Spor
Kulübü’nün bulunduğu bölgedede herhangi bir spor alanı ve parkta yapılaşma oldu
mu?..
8- Ataköy 1. kısımdaki yeşil alanın yerine otel yapıldı mı?..
9-
Florya, Basınköy’deki heyelanlı alanda yapılaşma yaşandı mı?
10- Ataköy 1200
ada, 1 parseldeki kamuya terk edilen yeşil alana lüks lokanta yaptırıldı mı?..
Burasıyla ilgili herhangi bir yıkım kararı var mı?..
11- Yeşilyurt Hava Harp
Okulu yanındaki yeşil alanda herhangi bir yapılaşma oldu mu?..
Yorum Gönder