Son zamanlara AKPKK Yetkililerinden en fazla duyduğumuz kelime “Süreç”tir.
“Ne Mutlu Türküm
Diyene” sözünü duyunca tüyleri diken-diken olan Çankaya’daki Abdullah, Türkiyeli
Eşbaşkan Erdoğan, Yardımcısı Arınç,
Yeni Bakanı Güler, İmralı’daki Abdullah,
BDP’li eşbaşkanlar ağızlarını her açtıklarında, “Aman sürece zarar
vermeyelim”, “Sürecin üzerine titremeliyiz”, “Süreç devam
etmeli” demektedirler.
Kandırmaya çalışan,
yakınlarını aldatan, yalan söyleyen insanların davranışlarını sergiliyorlar.
Çünkü onlar gayet iyi biliyorlar ki, “Süreç” diye millete kakalamak istedikleri
olayın asıl adı “İhanet”tir.
Tek korkuları,
Türk Milletinin gerçeği görüp bunları alaşağı etmesi ve gerçek bağımsız Türk
Yargısının eline vermesidir.
İhanetin yabancı
planlayıcılarını, Kürtçülük ve Siyaset ayağını, Şeriatçı-Bölücü birlikteliğini
tarihten örnekler vererek defalarca yazdık. Türk Milleti, kim hain kim değil her
geçen gün daha iyi anlamaya başladı.
Türk Milletinin şimdilik
şüphe ile yaklaştığı kurum “Medya”.
Devlet Bankalarından
verilen kredilerle satın aldırılan ve başına damadın oturtulduğu Medya grubu,
cemaat basını ve besleme basın organlarının hedefleri zaten bellidir ve
yıllardır “Anadolu İslâm Cumhuriyeti” için çalışmaktadırlar.
Türk
Milleti bu grupların ne gazetelerini okur, ne de televizyonlarını seyreder.
İzlenme ve satış rakamlarından bu durum anlaşılır. Bunların bayi satışı 10-20
bin civarındadır. Abone usulü ile çalıştıklarını ve bu şekilde yüz binlerce
gazete sattıklarını söylerler ama abone listelerini asla açıklamazlar. Çünkü bu
çapta bir abonelik yoktur. Maliye Bakanlığı bunları görmezden gelir, vergi
kaybına ses çıkarmaz, incelemez inceleyemez!
Esas problem, yıllar
yılı Türk Milletini “Lâik Cumhuriyetin Bekçisiyiz”,
“Türkiye
Türklerindir” diye kandırıp, şimdi de Türkiye Cumhuriyetinin temeline
dinamit koyanlara gazete köşelerini ve ekranlarını açanlardadır.
Bunların
hepsinin devletle işleri vardır, doymak bilmezler. Üç kuruşluk menfaat uğruna
veya bir polis-bir savcı-bir vergi denetmeni korkusuna anında teslim olurlar.
Türkiyeli Eşbaşkandan Allahtan korkar gibi tırsarlar.
Vatan-Millet-Demokrasi-Lâik Cumhuriyet-Sosyal Devlet-Üniter Yapı
bunların umurlarında değildir.
Yeter ki bunların dümenleri bozulmasın, ülkeye
ne olursa olsun!
Oto
yedek parça satıcılığından, tüpçülükten, iş makinesi satıcılığından,
kaçakçılıktan Medya Patronluğuna yükseldiklerini unuttuğumuzu zannederler.
Türkiye’nin çağdaşlıktan
koparılması, Türk Ordusunun sahte-düzmece delillerle yok edilmesi, Yargının
iktidarın emrine girmesi, 21. Yüzyıl’da tarikat ve cemaatlerin devleti
kuşatması, milletin gırtlağına kadar borca sokulması onları hiç mi hiç
ilgilendirmez. Herkesi kör, Türk Milletini de aptal
sanırlar.
Bilmedikleri, görmedikleri şudur;
*Eğer “Karşı Devrimciler”
başarılı olur ve Türkiye Cumhuriyetini,
İran tipi “Anadolu İslam Cumhuriyetine” dönüştürürlerse, kesilecek ilk
başlar bu dört-beş kişinin kafaları olacaktır.
Bundan kurtuluşları yoktur.
Atatürk’ün en güçlü olduğu zamanda, Devletin Asteğmeninin kafasını kör bıçakla
kesmekten korkmayan zihniyet, şimdi
bunlara mı acıyacak? İran hemen
yanımızda!..
*Eğer
Türk Milleti, kendisine uygulanan basın ambargosunu yırtar ve gerçekleri görürse
(mutlaka böyle olacaktır) demokratik yolla milletin başından def edeceği
tarikat-cemaat artıklarını tarihin derinliklerine gömdükten sonra bunlardan
mutlaka hesap soracaktır.
Bu yazılanların amacı
hem bilgilendirmek, hem de tarihe not düşmektir.
Ömrümüz yeterse biz hesap
soracağız. Biz soramazsak, bizden sonra gelecek Türk Gençliği hesap
soracaktır.
Türkiyeli
Eşbaşkan Erdoğan; “Bitaraf olan, bertaraf olur” dedi ve bu sepetler taraf
oldular.
Biz de diyoruz ki; “Türk Milletinden yana taraf olmayanlara, Türk
Milletinin kuyusunu kazanlara demokratik kurallarla hesap sormayanların iki
dünyası da kararsın.
Bu aziz milletin
imkânlarını kullanacaksın, ekmeğini yiyeceksin ama ihanet etmekten geri
durmayacaksın! Herkes durduğu yerin
hesabını verecektir…
Sağlık ve başarı
dileklerimle
06 Şubat 2013
RİFAT
SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
twitter.com/rifatserdaroglu<
Yorum Gönder