Hani şehitler ölmez vatan bölünmezdi? - Kemal Baytaş

Hani şehitler ölmez vatan bölünmezdi?
Vatan bölünmesin diye canını veren on binlerce şehidin artık esamesi okunmuyor. Analar ağlamasın teranesiyle İmralı’da “vatan ile teröristbaşı arasında” becayiş (değiş-tokuş) pazarlığı yapılıyor.
Türkiye’de Türkler hariç Ermeni, Kürt, Gürcü, Arap vatandaşlar herkes kimliğiyle övünüyor. “Hepimiz Ermeniyiz” mitingleri yapan aydın ya da sanatçı kimlikli soytarıların genlerinde “Hepimiz Türküz” diyecek bir hücre kalmıyor.
Irkçılık olur diye Türk yok Türkiyelilik var diyorlar. Örneğin; Fransa’da Fransız yok Fransalılık var ya da İngiltere’de İngiliz yok İngilterelilik var diyen bir Başbakan hayal bile edilemez. Anında gök kubbe başına indirilir.
Atatürk’ün öldüğü gün tüm ülke gözyaşlarına boğuluyor. Şimdi Atatürk anıtlarına çelenk koymak yasaklanıyor. Dairelerden Atatürk resimleri kaldırılıyor. Atatürk isimli okullara şimdikilerin eşlerinin ismi veriliyor. Dünyanın hangi ülkesi yüce kurtarıcısına reva görülen bu rezaletlere sessiz kalabilir. Amerika’da Washington anıtına çelenk koymayı yasaklayacak bir bedhah çıksın da anyayı konyayı görelim.
Hani Türk halkı Atatürk’ü canından çok seviyordu?
2002’den önce Atatürk’e çağdaş devrim ve kurumlarına yapılan melanetlerin yüzde biri yapılsa doğduklarına pişman edilirlerdi. Sanki 2002’den sonra bu ülkeye insanlar başka bir gezegenden ithal edilmiş.
Şimdi “Atatürk bu memlekete hangi kötülüğü yaptı ki ona bu utanmazlıkları reva görüyorsunuz” diyen bir Allah’ın kulu da çıkmıyor.
Dünya üzerinde kendi ordusunun çökertilip, mevtalaştırılmasına gıkı çıkmayan bir halka ya da önce zindana attırıp sonra timsahın gözyaşlarıyla “bunu yapanlar tarihi bir suç işlemiştir” diyen bir devlet adamı, lidere yalnız bizim ülkemizde tanık olunuyor.
Bir şövalye çıkıp da Başbakan’a, Silivri’de bu tutuklamaları veren yargıçlar Yargıtay’ca tazminat ödemeye mahkum edildiklerinde bu yargıçlara “siz bildiğinizi okuyun, sizin para cezanızı devlet öder” diye bir gecede yasa çıkartanlar kimlerdi? Diye sorgu sual de edemiyor.
Başbakan bunu hep yapıyor. Dün yaptığı ya da söylediğine bugün kendisi karşı çıkıyor. Tayyip Erdoğan, Başbakan Erdoğan’a veryansın ediyor.
Tüm bu olup bitenlere karşın Silivri yargıçlarının “bizi alabildiğine kullandılar. Kabak bizim başımıza patladı” diye hala akılları başlarına gelmiyor.haberguncel.blogspot.com
Hani dinimiz yetim hakkı yemeyi cehennemlik bir suç olarak lanetliyordu?
Isra ve Maun sureleri hırsızlık ve devlet malı yiyenlerin ülkesini helak ederiz diyor. Ama din-iman pompalayarak iktidar olanların devri saltanatlarında hırsızlıklar tavana vuruyor.
Her sabah TV 7’de program yapan Prof. unvanlı bir din uleması; “içki içen ya da Ramazan’da oruç tutmayanları selamın aleyküm diye selamlamayın.”
Eğer bunu yaparsanız siz de Tanrı nezdinde içki içmiş kadar günahkar olursunuz diye fetva buyuruyor. Peki, bu hoca efendiler neden cemaati müslümine “ülkeyi soyup, soğana çevirenlere Selamın aleyküm derseniz, hele bir de onlara oy verirseniz siz de aynı hırsızlığı yapmış sayılır, cehennemlik olursunuz” demiyorlar? Aksine “devletin malı deniz yemeyen domuz takımı”, Türkiye sizinle gurur duyuyor diye baş tacı ediliyor.
Bugün Türkiye’nin temel sorunu, çoğunlukla “medyası, bilim adamı, aydını, holdingci işadamı” kim varsa on paralık çıkarları uğruna vicdan ve ülkelerini feda edecek kadar zillet ve dalalete düşmüş olmalarıdır.
Akıl almaz bir duyarsızlık, ödleklik ve yalakalıklar habis bir ur gibi ülkeyi sarıp sarmalıyor. Telefonla konuşurken bile ödleri bir yerlerine karışıyor. Herkes gölgesinden korkuyor. Başbakan bunları iyi teşhis ve tespit ettiği için bu “yalaka hassa ordusundan bir amigo senfonisi” yaratıyor.
Bir TV söyleşisinde müdiran sınıfından bir gazeteci Başbakan’a, “siz yaptığınız her on işin dokuzunda harikalar yarattınız” diyor. Bir başkası TV’lerde Tayyip Erdoğan ezeli ve ebedi Genel Başkan ve gelmiş geçmiş en büyük “dünya lideridir” diyor. Artık dalkavukluk bile zıvanadan çıkıyor. Osmanlı da bu yüzden batıyor.
Bu has odabaşı mahlukata göre dünya lideri olmak için şu kriterler geçerli oluyor.
* “Elhamdülillah şeriatçıyım” demek,
* Demokrasiyi amaç değil (şeriat için) araç olarak kullanacağını söylemek,
* “Müslüman bir insan laik olamaz” fetvasında bulunmak,
* Kendi ordusunu çökertip, tarumar etmek,
* Yargıyı kapı kulu yapmak,
* Basını uydu yapıp, 80 gazeteciyi zindana attırmak,
* Parasız eğitim isteyen gençleri 8 yıla mahkum ettirmek,
* Atatürk’ün ismini tarih kitaplarından sildirmek,
* Amaca ulaşmak için her şey mubahtır anlayışıyla “Hırsızlıkları şer’ileştirmek”,
* Terörist başı Apo’ya teslim bayrağını çekmek,
* Hiç yoktan ülkeyi Suriye batağına gömmek.
Tanrı bizi böylesi dünya liderlerinden korusun.

 http://sozcu.com.tr/2013/yazarlar/kemal-baytas/hani-sehitler-olmez-vatan-bolunmezdi.html

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget