Zırlama - Bekir Coşkun

Ben de çabuk ağlarım...
Bağırarak ağlarım, uygunsa...
Kimse tutamaz...
*
TIR şoförü, yandaki arabanın direksiyonunda bağırarak ağlayan beni görünce camı açmış sormuştu:
“Genç miydi?..”
Ona sadece aklıma Pako’ya kırmızı çiçekli tasma alıp da parka götürdüğümüz günün geldiğini söyleyemedim...
*
Babam, demek ki çok güldüğüm bir gün, kaşlarını çatıp “Erkekler gülmez” demişti...
Dışarıya da Kartal Tibet’in filminin afişini asmışlardı:
“Erkekler Ağlamaz...”
“Gülmez” ile “ağlamaz” arasında...
İkisinin ortasında çok dayanamadım...
*
Türkiye Dışişleri Bakanı’nın Gazze’de salya sümük ağlamasının tartışıldığı günlerde işte bunları düşündüm...
Keşke o ağlayan adam “ağlayabilen” Dışişleri Bakanı olsaydı...
Ama Suriye sınırında, öldürdükleri insanları kamyonetin arkasına üst üste doldurup... Kollarından, ayaklarından sürükleyerek bir çukura atanlarla daha dün İstanbul’da dayanışma toplantısı yapan adam niye ağlasın?..
Ya da bir ölüyü motosikletin arkasına bağlayıp Gazze sokaklarında sürükleyen vahşeti destekleyen adam mıydı o ağlayan?..
*
Çeşitlidir ağlamak:
- Zırıldama...
- Hıçkırık...
- Figan...
- Salya sümük...
- Hüngürtü...
- İçin için...
- Fırt...
*
Yengem bize “Sinirimden çok yiyorum yine” demediği zamanlar da “Sinirimden gülüyorum yani” derdi...
Eee...
Belli olmuyor işte...
*
Bari siyasetin suratında gözyaşları kirlenmesin...
*
Sözüm temiz gözyaşı olanlara:
Ağlayacaksanız ağlayın bence...
Duygular alev aldığında...
İçinizde yangın başladığında...
Bir sızı damağınıza oturduğunda...
Burnunuzun direği sızladığında...
İki damla yaş göz pınarlarına dayandığında...
Gizlemeyin...
*
Ağlayın ağlanacaksa...
İnsan ağlar...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget