Devrim Yasaları - Özdemir İnce

AKP Hükümeti’nin sözcüsü Hüseyin Çelik gene Cumhuriyet’e meydan okuyor:
“Devrim Kanunu adı altında çıkartılan ve toplum dokusuna uymayan, pratikte uygulanmayan, çağın ruhuna da uymayan kanunlar tabii ki gözden geçirilir.” (Radikal, 08.11.12)
Neresini düzelteyim ben bu yanlış torbasının? Toplum dokusuna uyan yasaya Devrim Yasası mı denir? Toplumun arkaik, miadı dolmuş dokusunu değiştirmek için özellikle çıkartılmış yasalar bunlar! İşte bu nedenle Devrim Yasası! Pratikte uygulanmıyorsa, suç hükümetinizin. Uygulayın! Devrim yasalarının tamamı toplumu laikleştirmek, çağdaşlaştırmak, çağcıllaştırmak için çıkartılmış yasalardır: Geçmişle bugün (1925 yılı) arasındaki uçurumu kapatmak ve bugünle gelecek arasında mantıksal ve zihinsel bir köprü olsun diye çıkartılmıştır. Devrim Yasaları, Hüseyin Çelik’in İslamcı çağına elbette uymayacaktır.
Ortaya çıktıklarında, Musevilik de, Hıristiyanlık da, İslam da “toplum dokusu”na ve “çağın ruhu”na uymuyordu. Laik Cumhuriyet devrimlerinin toplumun dokusuna ve çağın ruhuna uymamasında şaşılacak ne var? Araba tekerleği de, elektirik ampulü de toplumun dokusuna ve çağın ruhuna uymuyordu. Ama dokuyu ve ruhu değiştirdiler!
Toplumun dokusuna, çağın ruhuna uymamak, onlarla çelişmek bir kusur değil, tam tersine büyük bir insanî erdemdir. Değişim ve gelişimin kaynakları ve dayanaklarıdır. Cumhuriyet devrimleri çağa uymayan toplumsal kurumları çağdaşlaştırdı.
Bu yazdıklarımı anlayabilecek mi acaba Bakan bey Hüseyin Çelik?

Devrimler ne yaptı?

“31 Mart-Ahrar-Terakkiperver-Milli Görüş” çizgisinden gelen bütün siyasetçiler gibi Hüseyin Çelik de gerçek düşünceyi gizleme geleneğine bağlı biri. Özetle, “Hiçbir kanun kıyamete kadar sürmez. Zamanın ruhuna uymayan kanunlar değişebilir” dedikten sonra, Harf Devrimi’ni değerlendirirken ağzındaki baklayı çıkartıyor: “Bir gecede harf inkilabı oldu. Sabah kalkınca insanlar okumaz-yazmaz durumdaydı. Diyelim ki o gün yapılan yanlıştı. Şimdi bunu tersine çevirmek daha büyük yanlış olur.”
15 Kasım tarihli “Harf Devrimi Konusunda Zırvalar” başlıklı yazımı anımsamanızı rica edeceğim. Cumhuriyeti kuran Devrim Yasaları’na sıradan kanun muamelesi yapan ve”Hiçbir kanun kıyamete kadar sürmez” buyuran bir zihniyetin gerçek amacı bütün devrim yasalarını ilga etmektir. Yürürlükteki anayasanın 174. Maddesi’nin koruması altına alınmış olan Devrim Yasaları çöp toplamayla ilgili yasalar değildir, devlet ve düzen kurucu yasalardır. Bu yasaların miadı dolmaz, kurduğu devlet ve düzen devam ettiği sürece baş köşede durur. Bir saygı ve bağlılık simgesi olarak saklanır. Hüseyin Çelik’in bir Arap selefîsi, Müslüman Kardeşler mensubu gibi konuşması hiç şaşırtıcı değil.
Devrim Yasaları, bu ülkede bir tek Cumhuriyet karşıtı, bir tek Cumhuriyet düşmanı, bir tek karşı devrimci kalmasa bile bir anı, geçmişin ve tarihin bir armağanı olarak Devrim Müzesi’nde saklanır. Muhteşem Süleyman’ın ihtişamından daha fazla yadigârdırlar.
31 Mart ve Menemen olayı ile İzmir Suikastı’nın düzmece olduğunu iddia eden, Said Nursî’yi bütün zamanların en büyük âlimi sayan, Cumhuriyet Devrimleri’ni bir toplumsal cinayet olarak gören bir zihniyetten başka türlü bir davranış beklemek saflık olur.
İmam-hatipli Bekir Bozdağ’ın bu türden muzir konularda söz almaması kanbersiz düğün yapmaya benzer. Rol gereği, Devrim Kanunları’nın değişebileceği sinyalini verip CHP’ye çağrı yapmış. Cesarete bakın! CHP’nin çıkardığı ve birbirinin “sebeb-i hayat”ı olan yasaları kaldırmak için CHP’yi yardıma çağırıyor. Bu yasalardan birinin bir virgülünün değiştirilmesine, bir sözcüğünün kaldırılmasına katkıda bulunsun, CHP kapıya kilit vurmak zorunda kalır.
AKP, Bay Bozdağ’ın ağzından, 30 Kasım 1925 tarihinde kapatılan tekke ve zaviyelerin tekrar açılmasını istiyormuş. Bu da yarınki yazımızın konusu olacak.

Cumhuriyetin kurucu durakları

Siyasi Devrimler: 1.Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922); 2. Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923); 3. Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924).
Toplumsal Devrimler: 1. Şapka ve Kıyafet Devrimi (25 Kasım 1925); 2. Tekke ve Türbelerin Kapatılması (30 Kasım 1925); 3. Kadınlara Erkeklerle Eşit Haklar Verilmesi (1926-1934); 4. Soyadı Kanunu (21 Haziran 1934); 5. Uluslararası Saat, Takvim ve Uzunluk Ölçülerinin Kabulü (1925-1931); 6. Lâkap ve Unvanların Kaldırılması (3 Mart 1934):
Hukuk Devrimi: 1. Şeriye ve Evkaf Vekaleninin Kaldırılması (3 Mart 1924); 2. Türk Medeni Kanunu ve öteki kanunların çıkartılarak Laik Hukuk Düzenine geçilmesi (1924-1937); 3. Öğretim Birliği Yasası (Tevhid-i Tedrisat) (3 Mart 1924); 4. Yeni Türk Harflerinin Kabulü (1 Kasım 1928); 5. Türk Dil ve Tarih Kurumlarının Kurulması (1931-1932); 6. Üniversite Reformu (31 Mayıs 1933).

Devrimlere ve yasalara ne oldu?

Sekizi Devrim Yasası kabul edilen ve yürürlükteki anayasanın 174. Maddesi’nin koruması altında olan, yedisi cumhuriyet düzeninin temel direği 7 yasa... Bu 15 yasa çıkartıldıkları tarihlerden itibaren karşı devrimin hedefi olmuşlardır.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun (Öğretim Birliği Yasası) metni yerinde duruyor ama yasa fiilen yürürlükten kaldırıldı. Medreseler, AKP marifetiyle yakında tekrar açılabilir. Bunun ilk işaretleri Van’da Said Nursî sempozyumlarında verilmişti. Tekke ve zaviyelerin yeniden açılması fitne ve fesadı bunun ikinci işareti.
Kenan Evren faşizmi Türk Dil ve Tarih Kurumları’nın icabına baktı ve bu özerk kuruluşları bir devlet dairesi haline getirdi.
AKP iktidarının ve (gerçekleşirse) Başkan Erdoğan’ın yok etme hedefinde bu yasalar var!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget