Önce ahlak diye yola çıktılar.
Ahlaklı olan sadece onlardı.
Çünkü Allah korkuları vardı.
Bugün geldikleri nokta şurası: Yine Allah’ı, camiyi, türbanı, namazı
tekellerinde tutuyorlar. Allah, cami, türban, namaz yanına şimdi Avrupa Birliği
ölçülerine uysun diye ombudsmanı (baş deneticiyi) de koydular.
Ombudsmanları var.
Ahlakları yok.
Darbeci generallerin ezdiği “mazlumlar- mağdurlar” olmaktan
çıktılar, “darbeci generallere ve onların kızları ve oğullarına çamur
sıvayan ahlaksızlar” konumuna geçtiler.
Xxx
Ombudsmanın seçildiği gün, yandaş gazetelerin birinci sayfalarında ve TV
kanalarının ana haber bültenlerinde “12 Eylül Darbesini yapan
generallerin ve yakınlarının sahip oldukları apartman dairleri, tarlalar,
hanlar, paralar” büyük haber olarak listeler halinde yazılıp
söyleniyordu.
Halka şöyle bir hava verildi.
Darbeyi millet için yapmadılar.
Para, pul, servet için yaptılar.
Evren’in damadı arsa zengini.
Kızı apartman zengini.
Ersin’in kızının 169 villası var.
Şahikaya, 90 villaya konmuş.
Celasun, 224 daire kapatmış.
Bu bilgileri, iktidar partisine yakın gazete ve TV kanallarına servis eden
kurum MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurumu) adında bir devlet kuruluşuydu.
Xxx
Yalan mum bir gün sürdü.
Bir gün sonra darbeci generallerin yakınları “yazılanların yalan ve
bilinçli devlet karalaması” olduğunu açıkladılar.
41 daireli apartmanda oturuyor.
41 dairesi var diyorlar.
Oysa tek bir dairsi var.
224 daireli sitede oturuyor.
Üstelik kiracı.
224 dairesi var diye yazıyorlar.
169 villası var demişler.
169 kapı numarası…
Xxx
1960 darbesi sırasında, 1972’de, 1980’de ve 28 şubatta da aynısı olmuştu.
Devlet basına “karalama yapacak” malzeme sunmuş, o zaman ki
gazete yazarları ile gazete yayın müdürleri bu devlet karalamalarını
“acaba doğru mu diye hiç kontrol etmeden” yazmıştı.
Şimdi ne farkınız kaldı?
Elinize verdiler.
Hiç kontrol etmediniz.
Aynen yazdınız.
Ahlaklıyız diye geldiniz.
Ahlaksızın önde gideni siz oldunuz. Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkanı
Nimet Baş, hazırladıkları raporu Meclis Başkanı’na sunduktan sonra verdiği
söyleşilerde; “darbe cehennemine herkes odun taşımış, kamuoyu
oluşturmada en etkili rolü basın oynamış derim…” diyor.
Xxxx
Şimdi sormak lazım.
Vatandaşa devlet yalanı ve çamuru atılmasında en etkili rolü sayenizde yine
bugün yandaş yaptığınız basın oynuyor. Darbeci generallere ve onların kızları
ile oğullarına böylesine adi ve kaba yalanlarla dolu “devlet
karalamasının” basında ve TV’de yayınlandığı gün Büyük Millet Meclisi
seçtiği “Ombudsman”ın adını açıkladı.
Ombudsman nedir, ne yapar?
Devletin zulmüne karşı çıkar.
Devletin haksızlığına diklenir.
Devletin adaletsizliğini giderir.
Devletin vatandaşa karşı bir yalanı, karalaması, çamur atması varsa
Ombudsman, vatandaşı devlete karşı korur.
Xxx
Şimdi yeni seçilen Ombudsman Mehmet Nihat Ömeroğlu’nun, ilk yapacağı iş MASAK
adlı devlet kuruluşu alet edilerek yandaş gazetelere “generaller mal,
mülk, servet yapmak için darbe yaptılar” havasını yazdıranların
kimlerin tezgahçısı olduğunu bulup çıkartmak olabilecek mi?
Kim düğmeye bastı?
Basın tetikçi yapıldı.
Yeni seçilen Ombudsman’ı görelim. Harekete geçsin. Yandaş basını bu darbeci
generallerin mal varlıkları örneğinde “devlet karalamacısı, yalancısı ve
tetikçisi durumuna” kimler düşürdü, amaçları nedir bulsun çıkarsın,
bunları yargılasın ve topluma gerçeği anlatısın.
Ombudsman bunu yapabilir mi?
Onun da yandaş olduğu yazılıyor.
Yandaş Ombudsman, yandaş basının tetikçiliğinin üzerine nasıl gidecek?
Ombudsmanınız var!
Ahlakınız yok!
Xxx
Ben bu yazının sonunda “darbe dönemlerini yaşamamış genç
okurlarıma” şunu hatırlatayım: Türkiye’de Evren Darbesi, solcuların ve
komünistlerin üzerine acımasızca gitti fakat bugünün iktidar partisi AKP’nin
içinden çıkıp geldiği İslamcı kadrolara karşı hoş görülü ve kayırıcı davrandı.
Darbelerden asıl mağdur olanlar işçiler, sosyalist görüşlü yazarlar, aydınlar,
profesörler, doçentler ile gençler oldu.
Yorum Gönder