Zırhını parçalayan korku! - Mustafa Mutlu

“Sayın Balbay, Sevgili Mustafa Balbay, Mustafa Bey Kardeşim, Mustafacığım...
Geçen aylarda yukarıdaki hitaplarla mektuplar aldığınızı hatırlatmama gerek yoktur sanırım. Bu şekillerde çok mektup almış olabilirsiniz. Belki imzasız mektuplar da aldınız, başta dediğim sıcak başlamalarla.
İşte o mektupları yazan bendim.
Siz gazetecisiniz, belki sakladınız o mektupları. Onlara bakıp iyi de ben ayrı ayrı insanlardan mektup aldım. Hepsi de siz olamazsınız ya demektesiniz. Diyebilirsiniz yani.
İçimde hep size karşı mektup yazma hevesi vardı. Bir ara, ben mektup yazmadığım için sizi o zindanda tutuyorlar diye de aklımdan geçtiği oldu. İlk mektubu yazdıktan sonra ikincisini bir akrabama yazdırdım. Şayet ki, kontrol eden olursa aynı kişi yazmış demesinler.
Ben dışarıdaki 70 milyon yalnız kişiden biriyim. Size mektup yazdıktan sonra kendimi daha iyi hissediyorum. İyi geliyordu yani. Lakin bunun etkisi kısa sürüyordu. Acaba dedim, adımı yazmadığımdan mı? Ben size mektup yazdığımı biliyordum ama siz benim ben olduğumu bilmiyordunuz.
Size mektup yazdığım günlerde etrafımdaki her şeyi demir parmaklık olarak görüyordum. Evin balkon demirlerini, park çitlerini, apartman kapısını, her şeyi...
Bunlar hadi neyse. Asıl içimdeki demir parmaklıkları kıramıyordum, onların içinde hapistim. Bir kendi hapisliğimi düşünüyordum, bir de sizi. Bizim için yattığınız hapisliğinizi. Siz iki yıla yakın zamandır zindandasınız, ben de sizinle birlikte. Böyle yaşarken size adımı bile açıkça yazamamak bana ağır geldi. Bugün kendi adımla yazmaya karar verdim. İlk defa kendimi bu kadar özgür hissediyorum.
Hep sizinleyiz, bizim için biraz daha katlanın, oradan büyük çıkacaksınız şeklinde başlayan, biten mektupları yazan bendim.
Başka düşüncelerimi sonra yazacağım. Şimdilik cesaretim bu kadar.”
***
Mustafa Balbay’ın cezaevinden yazdığı altıncı kitap, “O mektubu yazan bendim...”
İçeride bulunduğu dört yılı aşkın sürede kendisine gelen 30 bin mektubu tek tek okumuş... O mektuplardaki korkuyu-cesareti, umudu-umutsuzluğu, inancı-inançsızlığı görmüş ve bu duygu karmaşasının aslında toplumumuzun bugünkü ruh hâlini çok iyi anlattığını keşfetmiş...
İşte bu yüzden de bunlardan bazılarını yayınlamaya karar vermiş.
Bu kitap asla haksızlığa uğradığı düşünülen bir tutsağa yazılan “Dayan koçum” satırları değil... Ondan daha çok baskı altındaki bir toplumdan insan manzaraları...
Kitaba adını veren yukarıdaki mektubu yazan kişi gibi binlerce kişi “adlarını” bile yazamadan, duygularını paylaşmaya başlamışlar Mustafa’yla...
Ama sonra her şey göze alınmış...
Sorarım size; bu ruh hâli, 29 Ekim’de, 10 Kasım’da meydanları dolduran milyonların ruh hâliyle aynı değil mi?
Onlar da yıllarca korkup köşelerinde bekledikten sonra, toplu hâlde biber gazının, tazyikli suyun, copun üzerine yürümedi mi?
Balbay’ın bu kitabı, zırhını parçalayan korkuyu anlatıyor...
Bu ne demektir bilir misiniz?
Sırtımızdaki yükü, yıllardır hep aradığımız ama bir türlü bulamadığımız ikinci bir Mustafa Kemal’e bırakmaktan vazgeçip, bizzat taşımaya başlamamız demektir...
Balbay’a yazılan her mektupta kendinizi bulacaksınız...
Bundan bazen mutlu olacak, bazen de utanacaksınız...
*****
‘O MEKTUBU YAZAN BENDİM...’ ****

Türü: Mektup
Yayına hazırlayan: Mustafa Balbay
Yayınevi: Cumhuriyet Kitapları
Baskı tarihi: Kasım 2012
Sayfa sayısı: 362
Fiyatı: 20 lira
İnternet fiyatı: D&R’da 14.99, İdefix’te 14 lira...
Kişisel not: Bu kitabın çıkacağını Silivri Cezaevi’ndeki açık görüşte Balbay’ın ağzından duydum... O kadar heyecanlıydı ki; tek üzüntüsü gelen 30 bin mektubun tamamını yayınlayamamaktı!
*****
AKP’nin 10 yılı...

Nilgün Cerrahoğlu, son on yılda yayınlanan bazı yazılarını ve söyleşilerini konu başlıkları altında sınıflayarak AKP iktidarının Türkiye’yi nereden nereye getirdiğini anlatıyor. Sunum yazısında şöyle diyor:
“Yaşantımıza yıllar içinde usul usul sızan devrim niteliğindeki değişikliklerin ağırlığını, yüzüme tokat gibi inen unutamadığım o ilkyaz gecesinin gerçekliğinde kavradım.
Türkiye bundan böyle tanıdığım, doğum büyüdüğüm ülke değildi.
Doğup büyüdüğüm Türkiye ne kelime... On yıl önceki ülke değildi.”
Nilgün Cerrahoğlu’nun bu acı gerçekle yüzleştiği an için, “Hangi gece” mi diyorsunuz?
Onu da kitabı okuduğunuzda öğreneceksiniz... Bir şey daha öğreneceksiniz:
Bugünler aslında onlarca yıl önce planlanmış!
*****
DEMOKRASİ TRAMVAYI ****

Türü: Güncel
Yazarı: Nilgün Cerrahoğlu
Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınevi
Baskı tarihi: Kasım 2012
Sayfa sayısı: 247
Fiyatı: 17.5 lira
İnternet fiyatı: D&R’da 12.99, İdefix’te 11.38 lira...
Kişisel not: Nilgün Cerrahoğlu, her karşılaştığımızda sıcacık merhabalaştığımız ama bugüne kadar birer bardak çayı birlikte içmeye olanak bulamadığımız, ilgiyle izlediğim bir meslektaşım...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget