Değerli Seyyit Nezir ağabeyin 18 Kasım tarihli Aydınlık’taki
“Gençlik ve yazılı kâğıt” başlıklı makalesi nedeniyle görüşlerimi
belirtmeliyim.
Zira o yazının kaleme alınma nedeni, aramızdaki şu tartışmadı. Seyyit
ağabey, ortak bir arkadaşımızdan gelen çoklu e-postaya yanıtında “yazılı
kültürün sanal ortama gerilemesi” diye bir ifade kullanmıştı. Ben de
kendisine “bunun bir gerileme değil, ilerleme olduğunu” söylemiş ve şu saptamada
bulunmuştum: “Yakında kâğıda yazılı bir şey kalmayacak.”
Seyyit ağabey cevaben “ ‘Yakında kâğıda yazılı bir şey kalmayacak’
diyor ve bunu ilerleme adına alkışlıyor gibisin. Yakında buzullar da kalmayacak
bu kafayla… Belki de evrenin şu mucizevi gezegeni dünya da…”
KÂĞIT TERCİHİ DÜŞÜYOR
İşte Seyyit ağabey “Gençlik ve yazılı kâğıt” başlıklı yazısında bu
konudaki görüşlerini derinleştirdi, yinelemeyelim ama biz de bu konudaki
görüşlerimizi aktarırken, onun şu tespitinden hareket edelim: “Üniversite
gençliği, çevresindeki yaratıcı birikim ve ürünleri değerlendirirken kâğıdı
seçiyor.”
Bu konuda yapılmış bir bilimsel araştırma var mıdır bilmiyorum ama benim bu
konudaki gözlemime göre, Seyyit ağabeyin tespitinin tam tersi
gerçekleşiyor.
Bilgisayarların küçüldüğü, inceldiği ve dolayısıyla daha rahat taşınabilir
hale geldiği yetmiyor gibi tablet bilgisayarların ortaya çıkması ve cep
telefonlarının bilgisayar haline gelmesi, gençliğin tercihini köklü bir şekilde
değiştiriyor.
PERİNÇEK’İN GAZETE KESİKLERİ
En iyisi daha somut olması bakımından kendimden örnek vereyim.
Gazeteciliğini örnek aldığım iki büyüğümden Doğu Perinçek’i “gazete
kesiklerini” topladığı dosyalarıyla, Hasan Böğün’ü de evinin çeşitli
yerlerine yığdığı “kesilmemiş” gazeteleriyle biliyorum hep… İyi bir
gazeteci, iyi bir arşivci olmalıydı çünkü.
O birikmiş gazete kesikleri, onların gruplanarak koyulduğu dosyalar,
dosyaların yine gruplanıp klasörlenmesi, sonra klasörlerin raflanması kuşkusuz
bu mesleğin çok önemli bir bölümü…
Yazarken bile yoruldum; hem yapması hem de yapılana yer bulması oldukça zor
bir iş. Ama gazetecilik mesleğinde 30 yılı geride bırakmış hemen tüm
ağabeylerimiz bu yöntemi uyguladı. Hem de hiç “ne zormuş” demeden. Zira onlar da
kendilerinden önceki kuşaklardan, arşivlemek değilse de “gazete hazırlama” ve
“basma” teknikleri bakımından şanslıydılar.
DİJİTAL ARŞİV KOLAYLIĞI
2002 yılında Ulusal Kanal’da çalışmaya başladığımdan beri, hiç
arşivlemek için gazete kesmedim. Bilgisayardan okuduğum gazeteleri dijital
ortamda arşivlemek sadece yerden tasarruf sağlamıyor, daha önemlisi arşivlediğim
haberlere daha hızlı erişmemi kolaylaştırıyor.
Son 2-3 senedir de, yeni nesil cep telefonları sayesinde, İstanbul’da
yaşayanlar için “ölü zaman” olan trafiği en verimli şekilde
değerlendirebiliyorum. Evle gazete arasındaki yolda geçen zamanda, cep
telefonundan en az beş gazete okuyabiliyorum. Büyük kolaylık.
YORUM, HABERDEN “DEĞERLİ” OLACAK
Kuşkusuz Seyyit ağabeyin bir cümlesinde geçen “sürekli aptallaştırıcı
teknolojik donanımın biçimlediği” ifadesi bir geçerlilik taşıyor. Çünkü
kapitalist sistem için bu araçlar en başta kâr getiren tüketim metaları…
Ancak aynı şey kâğıt için de geçerli değil miydi? Sistem, toplumu
aptallaştırmak için kâğıdı da kullanmıyor mu? Ve acaba taş baskından kâğıt
baskıya geçerken de benzer bir tartışma var mıydı?
Uzatmayalım. “Kâğıda basılı bir şey kalmayacak” olmasıyla “yakında buzullar
da kalmayacak” tespiti arasında doğrudan bir ilişki yok. Hayat akması gerektiği
gibi akıyor.
Birkaç somut örnekle bitirelim: Dünyanın en ünlü haber dergisi
Newsweek baskıyı durdurdu, artık sadece dijital platformda yayınlanıyor.
Almanya’nın önemli gazetelerinden Frankfurter Rundscau iflas etti.
Alman gazeteleri son on yılda yüzde 25 tiraj kaybetti. Nedeni basit. Bu sabah
meydana gelen bir olayı, gazeteyle yarın sabah haber alacağız en erken. Oysa
bırakın interneti, cep telefonunu, bilgisayarı; televizyonla bile yarın sabaha
kalmadan o habere erişiyoruz.
Bu nedenle “gazete ölmeyecek” ama değişecek. Birincisi kâğıt yerine
dijital ortamda yayın yapacak. İkincisi, geçmiş dönemlere göre gazete
yorumculuğu daha önemli hale gelecek. Habere zaten hızla ulaşabilen tüketici
için gazete tercihinde, haberden çok haberin nasıl yorumlandığı önem
kazanacak.
Kimi gazeteler “görüntülü dijital gazeteciliğe” geçmeye başladı bile!
Yorum Gönder