Kâğıt Ölüyor - Mehmet Ali Güller

Değerli Seyyit Nezir ağabeyin 18 Kasım tarihli Aydınlık’taki “Gençlik ve yazılı kâğıt” başlıklı makalesi nedeniyle görüşlerimi belirtmeliyim.
Zira o yazının kaleme alınma nedeni, aramızdaki şu tartışmadı. Seyyit ağabey, ortak bir arkadaşımızdan gelen çoklu e-postaya yanıtında “yazılı kültürün sanal ortama gerilemesi” diye bir ifade kullanmıştı. Ben de kendisine “bunun bir gerileme değil, ilerleme olduğunu” söylemiş ve şu saptamada bulunmuştum: “Yakında kâğıda yazılı bir şey kalmayacak.
Seyyit ağabey cevaben “ ‘Yakında kâğıda yazılı bir şey kalmayacak’ diyor ve bunu ilerleme adına alkışlıyor gibisin. Yakında buzullar da kalmayacak bu kafayla… Belki de evrenin şu mucizevi gezegeni dünya da…”
KÂĞIT TERCİHİ DÜŞÜYOR
İşte Seyyit ağabey “Gençlik ve yazılı kâğıt” başlıklı yazısında bu konudaki görüşlerini derinleştirdi, yinelemeyelim ama biz de bu konudaki görüşlerimizi aktarırken, onun şu tespitinden hareket edelim: “Üniversite gençliği, çevresindeki yaratıcı birikim ve ürünleri değerlendirirken kâğıdı seçiyor.”
Bu konuda yapılmış bir bilimsel araştırma var mıdır bilmiyorum ama benim bu konudaki gözlemime göre, Seyyit ağabeyin tespitinin tam tersi gerçekleşiyor.
Bilgisayarların küçüldüğü, inceldiği ve dolayısıyla daha rahat taşınabilir hale geldiği yetmiyor gibi tablet bilgisayarların ortaya çıkması ve cep telefonlarının bilgisayar haline gelmesi, gençliğin tercihini köklü bir şekilde değiştiriyor.
PERİNÇEK’İN GAZETE KESİKLERİ
En iyisi daha somut olması bakımından kendimden örnek vereyim.
Gazeteciliğini örnek aldığım iki büyüğümden Doğu Perinçek’i “gazete kesiklerini” topladığı dosyalarıyla, Hasan Böğün’ü de evinin çeşitli yerlerine yığdığı “kesilmemiş” gazeteleriyle biliyorum hep… İyi bir gazeteci, iyi bir arşivci olmalıydı çünkü.
O birikmiş gazete kesikleri, onların gruplanarak koyulduğu dosyalar, dosyaların yine gruplanıp klasörlenmesi, sonra klasörlerin raflanması kuşkusuz bu mesleğin çok önemli bir bölümü…
Yazarken bile yoruldum; hem yapması hem de yapılana yer bulması oldukça zor bir iş. Ama gazetecilik mesleğinde 30 yılı geride bırakmış hemen tüm ağabeylerimiz bu yöntemi uyguladı. Hem de hiç “ne zormuş” demeden. Zira onlar da kendilerinden önceki kuşaklardan, arşivlemek değilse de “gazete hazırlama” ve “basma” teknikleri bakımından şanslıydılar.
DİJİTAL ARŞİV KOLAYLIĞI
2002 yılında Ulusal Kanal’da çalışmaya başladığımdan beri, hiç arşivlemek için gazete kesmedim. Bilgisayardan okuduğum gazeteleri dijital ortamda arşivlemek sadece yerden tasarruf sağlamıyor, daha önemlisi arşivlediğim haberlere daha hızlı erişmemi kolaylaştırıyor.
Son 2-3 senedir de, yeni nesil cep telefonları sayesinde, İstanbul’da yaşayanlar için “ölü zaman” olan trafiği en verimli şekilde değerlendirebiliyorum. Evle gazete arasındaki yolda geçen zamanda, cep telefonundan en az beş gazete okuyabiliyorum. Büyük kolaylık.
YORUM, HABERDEN “DEĞERLİ” OLACAK
Kuşkusuz Seyyit ağabeyin bir cümlesinde geçen “sürekli aptallaştırıcı teknolojik donanımın biçimlediği” ifadesi bir geçerlilik taşıyor. Çünkü kapitalist sistem için bu araçlar en başta kâr getiren tüketim metaları…
Ancak aynı şey kâğıt için de geçerli değil miydi? Sistem, toplumu aptallaştırmak için kâğıdı da kullanmıyor mu? Ve acaba taş baskından kâğıt baskıya geçerken de benzer bir tartışma var mıydı?
Uzatmayalım. “Kâğıda basılı bir şey kalmayacak” olmasıyla “yakında buzullar da kalmayacak” tespiti arasında doğrudan bir ilişki yok. Hayat akması gerektiği gibi akıyor.
Birkaç somut örnekle bitirelim: Dünyanın en ünlü haber dergisi Newsweek baskıyı durdurdu, artık sadece dijital platformda yayınlanıyor. Almanya’nın önemli gazetelerinden Frankfurter Rundscau iflas etti.
Alman gazeteleri son on yılda yüzde 25 tiraj kaybetti. Nedeni basit. Bu sabah meydana gelen bir olayı, gazeteyle yarın sabah haber alacağız en erken. Oysa bırakın interneti, cep telefonunu, bilgisayarı; televizyonla bile yarın sabaha kalmadan o habere erişiyoruz.
Bu nedenle “gazete ölmeyecek” ama değişecek. Birincisi kâğıt yerine dijital ortamda yayın yapacak. İkincisi, geçmiş dönemlere göre gazete yorumculuğu daha önemli hale gelecek. Habere zaten hızla ulaşabilen tüketici için gazete tercihinde, haberden çok haberin nasıl yorumlandığı önem kazanacak.
Kimi gazeteler “görüntülü dijital gazeteciliğe” geçmeye başladı bile!

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget