TOKİ-Ağaoğlu işbirliği evlerini başlarına yıktı!

Ali Ağaoğlu Maslak 1453 projesi için göz diktiği gecekondu mahallesi sakinlerinin evlerini adeta başlarına yıktı. Ağaoğlu’nun satış ofisinin de bulunduğu Maslak Dere mahallesinde yıkılan evleri karşısında açtıkları çadırda kalan Tozlu ailesi, haklarını elde edene kadar mücadele edeceklerini söylüyorlar.
Maslak’ta Ağaoğlu’nun inşaatlarının gölgesinde kalan gecekondu mahallesi sakinleri yıkılan evlerine karşılık haklarını elde edebilmek için kıyasıya mücadele ediyor. Ağaoğlu’nun tüm dokusunu alt üst ederek şantiyeye çevirdiği ve zenginlerin tercih edilirliğine sunduğu Maslak’ın Dere Mahallesi’nde 40 yıldır yaşayan Tozlu ailesi evlerinin enkazına bakarak günlerini geçiriyor.
Maslak 1453 projesi ve evleri başlarına yıkılan mahalleli
Ağaoğlu’nun yükselen sitelerinin yanında bulunan satış ofisi, 6 katlı apartmanlarını yıktığı ailenin enkazına ve çadırına bakıyor. Maslak’ta süren inşaat çalışmaları neticesinde bölgedeki gecekondu mahallelerini ele geçirmek için görüşmeler yapan TOKİ ve Ağaoğlu, Tozlu ailesiyle yaşadığı anlaşmazlığın ardından adeta evlerini başlarına yıkıyor. Bir sabah karşılarında dozerleri ve evden çıkartmaya çalışan polisleri gören ailenin yaklaşık 6 katlı apartmanı eşyalarını dahi çıkartamadan tuzla buz ediliyor. Ağaoğlu’nun tam satış ofisinin dibinde bulunan enkazın karşısına çadırını açan aile, haklarını elde edene kadar vazgeçmeyeceklerini mücadele edeceklerini anlatıyor.
Çadırda kalan aile başlarından geçenleri anlatıyor
Kış, soğuk demeden çadırın başında yaktıkları ateşte ısınmaya çalışarak nöbetini sürdüren aile komşularından kiraladığı tek göz odaya kurtarabildikleri eşyalarını yerleştirmiş, geri kalan eşyaları ise hala enkazın altında. Projelerle, sitelerle, iş makineleriyle çevrili hale geldiği görülen mahallenin yaklaşık 40 yıldır sakini olan aileyle başlarından geçenleri konuştuk.
Tapulu binaları “işgalci” oluyor
Tozlu ailesi 1972 yılında İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı’na bağlı askeri araziden 1 ada 2 pafta 20. parselden tapu sahibi oluyor. 1974’de askeri yetkililer nezaretinde gösterilen yere yaptıkları inşaatla aile 9 daire ve 2 dükkânın olduğu apartmana sahip oluyor. 1980’lerde neredeyse yolu olmayan tamamen ağaçlık olan bölgede yaşamını sürdüren aileye “aplikasyon hatası” var denilerek yaşadıkları apartmanı boşaltmaları isteniyor.
Dere yatağının kayması sonucu ölçüm hatası tespit edilmesiyle yaşanan aplikasyon sorunu, inşa edilmiş binanın yüzde 80’inin askeri arazi içerisinde kalmasına neden oluyor ve böylece aile işgalci konumuna geliyor. Bir kısmı tapulu alan bir kısmı askeri arazi içerisinde kalan binanın yıkılması yönündeki girişimler 2000 yılına kadar sürüyor. Bölgede aynı gerekçelerle başka bir binanın yıkımı gerçekleştirilirken Tozlu ailesi tüm çabalarına karşılık “işgalci” olarak sayılmalarına neden olan araziyi satın alamıyor.
Bölgede hayvancılık yaparak, ticaretle uğraşarak yaşamını sürdüren aile evlerini yıktırmamak için 2006 yılında hukuki süreci başlatıyor ve evlerini boşaltmaları yönünde gelen tebligatların ardı arkası kesilmezken 2009 yılında Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne yaptıkları itiraz sonucu yürütmeyi durdurma kararını kazanıyor.

TOKİ’yle görüşmeler başlıyor
2009 yılında mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararıyla yaşadıkları binayı yıkılmaktan kurtaran Tozlu ailesinin Şişli Belediye Başkan Yardımcısı aracılığıyla TOKİ ile görüşmeleri başlıyor. Tozlu ailesinin oğlu 33 yaşındaki Coşkun Tozlu, TOKİ ile görüşme sürecini şöyle anlatıyor: “Ankara’da TOKİ Kentsel Yenileme Daire Başkanı Gürol Konyalıoğlu ile görüştük. Kendisine araziyi anlattım ve bana, “Maslak 1453 projesinin yapıldığı alan olduğu için sorunlu ama jandarmayla anlaşırız” dedi. 5 Mayıs 2010’da TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’la görüştüm. Kendisinden söz aldık, TOKİ bölgede inşaat yapmaya başladığında bizim parselimizi de proje içine katacağını söyledi ve arazimiz 1 Haziran’da TOKİ’ye tapu edildi, 30 Haziran’da da ibraname hazırlandı.”
TOKİ: “Sizi istediğime pazarlarım”
TOKİ’yle anlaşma yönünde girişimde bulundukları dönemde TOKİ İstanbul Emlak Daire Başkanı Ali Seydi Karaoğlu’yla da görüştüklerini ve mağdur edilmeme sözü aldıklarını anlatan Tozlu, Karaoğlu’nun binayı tamamen boşaltacakları yönünde kendilerinden taahhütname istediğini söyledi. Tozlu, şöyle devam etti: “Karaoğlu bizlere TOKİ’den yer vermek için evimizi koşulsuz boşaltacağımızı gösteren bir taahhütname vermemiz gerektiğini söyledi. Ailemin ve komşuların böyle bir taahhütnameye razı gelmeyeceğini söylediğimde ise söylediği söz ‘Onları da buraya getir. Sizi istediğime pazarlayayım’ oldu. İnsan hayatını pazarlık konusu ettiler.”
Hazine arazisi Ağaoğlu’na devrediliyor
Tozlu, TOKİ’nin açtığı ihaleyi zaten kazanması beklenen Ağaoğlu’nun aldığını ve hemen arkasından Ayazağa Mezarlık Mahallesi’nde My Home Maslak projesinin başlatıldığını ise şöyle anlatıyor: “Milli Savunma Bakanlığı’na ve İçişleri Bakanlığı’na ait hazine arazilerini Ağaoğlu’na devrettiler. Hemen yakınımızdaki alanda Ağaoğlu My Home Maslak projesine başladılar. Biz de bir heyet olarak 2011’de Ağaoğlu’yla görüştük. Bizi mağdur etmeyeceğini söyledi. ‘Ağlayanın malı gülene fayda vermez ama kimse de bir koyundan iki post çıkarmasın’ dedi. Biz söz verilince tutan insanlarız, biz de sözüne ikna olduk.”
Mahalleli: “Petrol krallarının arasında ne işimiz var?”
Ağaoğlu’nun Mayıs ayında bulundukları mahallede inşaat çalışmalarını başlattığını söyleyen Tozlu, o süreçte tapu sahipleri olarak kooperatif kurduklarını ve 5 Eylül’de tekrar Ağaoğlu’yla yaptıkları görüşmeyi şöyle anlattı: “Tapulu parselimiz imara açıldı. 18 Ağustos’ta TOKİ Şişli Belediyesi’ne yazı gönderiyor, işgal bölgesinin temizlenmesini istiyor. Ağaoğlu da TOKİ’nin arkasına sığınıyor. Baktık bölge elden gidiyor, iş makineleri çalışıyor, siteler yapılıyor. Petrol krallarının arasında ne işimiz var? Biz de Ağaoğlu’yla tekrar görüştük, taleplerimizi sordu. 1 dükkân ve 5 daire ya da 1 trilyon 800 lira vermesini istedim. Taleplerimi fazla buldu. Benimle tekrar görüşmek istemediler. Komşumun 3 dairesine 1 daire verdiler.”
“Biz Ağaoğlu’yuz, istersek sizi yerin dibinde bırakırız”
Tozlu, Ağaoğlu’nun taleplerine karşılık yanıt vermemesi üzerine birkaç gün sonra Şantiye Şefi ile yaptığı görüşmeyi de şöyle aktardı: “Maslak projesinin de müdürü olan, Şantiye Şefi Adem Bey’le telefonda görüştüm. Neden bana geri dönmediklerini sordum. Bana şu yanıtı verdi: ‘Biz Ağaoğlu’yuz. Biz istediğimiz her yerde her şeyi yaparız. Bize kimse karışamaz. İstersek sizin evin etrafında duvar örer yerin dibinde bırakırız.’ Daha sonra Ağaoğlu’nun numarasını buldum ve aradım. Kendimi hatırlattım, ‘Senin muhatabın ben değilim’ deyip küfrederek yüzüme telefonu kapattı.”
Savcı suç duyurusunu kabul etmiyor
13 Eylül’de Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan Tozlu, savcının dilekçesinde yaptığı değişiklikleri de şöyle anlattı: “Şişli Cumhuriyet Başsavcısı Ali Çelebi’ye Akdeniz İnşaat, Şişli Belediyesi, Ağaoğlu ve Şantiye Şefi hakkında ve ihalenin iptali yönünde suç duyurusunda bulundum. Başsavcı Çelebi dilekçemi kabul etmedi. ‘Sadece Ağaoğlu’nu ve Şantiye Şefi’ni bırak, diğer isimleri çıkart. Yeni dilekçe hazırla öyle kabul edeceğim’ dedi. Yaşadıklarımızı kişisel bir sorunmuş gibi göstermek istediler. Hukuki haklarımızı gasp ettiler.”

“Evimizi yıktılar, sokaktayız”
1 Ekim’de ellerine 10 gün içinde evlerin boşaltılması istenen tebligat ulaştığını ve 10 Ekim sabahı Şişli Belediyesi zabıtalarıyla birlikte çevik kuvvet ekiplerinin, iş makinelerinin yıkıma geldiğini anlatan Tozlu, o günü şu şekilde aktardı: “Sabah 07.30 sularında çevik kuvvet kapımıza geldi, zorla bizi dışarı çıkarttı. Yaşananlar üzerine doğruca mahkemeye gittim ve öğlen 13.00 sularında yürütmeyi durdurma kararı alıp hemen zabıtalara getirdim. Ancak ben gelene kadar binanın tesisatlarını sökmüş, eşyalarımızı camdan dışarı atmışlar, binayı kullanamayacak hale getirmişlerdi. Kardeşlerimi yıkıma direndikleri için karakola götürmüşler. Yürütmeyi durdurma kararını görünce geri gittiler.”
Tozlu, TOKİ’nin avukatlarının iki gün sonra mahkemeden kararı bozdurduğunu, 15 Ekim’de tekrar tebligat yapıldığını ve 18 Ekim’de de yaşadıkları binanın yıkıldığını anlatarak, “İşte biz o günden beri sokaktayız” dedi.
“Komşuları kışkırtmaya çalıştılar”
Yıkımın ertesi günü Emniyet’e giderek ifade verdiğini söyleyen Tozlu, Ağaoğlu’nun görevlendirdiği kişilerin mahalleye gelerek komşularını kışkırttığını ise şöyle anlattı: “Evimizi yıkmalarından sonra da sıkıntılar bitmedi. Ağaoğlu’nun adamları komşularıma gelip ‘Coşkun Tozlu savcılığa suç duyurusunda bulunmasaydı hakkınızı verecektik’ diyerek bana karşı kışkırtmaya çalışmışlar.”
“Suç duyurusunu geri çek” tehdidi
Babasının zorla TOKİ’ye götürüldüğünü de anlatan Tozlu, “Babamla beraber TOKİ’ye gitmek zorunda kaldık. Taahhütname istemiş olan Emlak Daire Başkanı Karaoğlu’yla ben görüşmek istemedim. Babama, ‘Oğlun suç duyurusunu geri çeksin paranızı vereceğiz’ diyerek pazarlık yapmaya çalışmış. Suç duyurusunda bulunduğum Şantiye Şefi de benden ifademi geri çekmemi istedi. Son olarak tekrar TOKİ’ye çağrıldık ve suç duyurusunu çekmemiz durumunda ya 487 bin lira ya da Halkalı’dan iki daire vereceklerini söylediler” diyerek son yaşananları da sözlerine ekledi.
“Ağaoğlu ağaçlarımızı katletti”
Ağaoğlu’nun bölgede bulunan birçok ağacı katlettiğini de Tozlu şöyle aktardı: “Bizim burada ağaçlarımız vardı, vişne, ıhlamur. Şimdi hiçbiri kalmadı. Ağaoğlu kestiği ağaçlarımızın üzerine satış ofisini, sitelerini dikti.”

“Ağaoğlu yaşam mimarı değil yıkım mimarı”
Tozlu, sözlerini şöyle tamamladı: “2 aydır sokağa terk edildik. Gözyaşları üzerine projenin temellerini attılar. TOKİ’nin amacı insanları ev sahibi yapmak değil, hazine arazilerini zenginlere peşkeş çekmek. Vatandaşın canı yanmış kimin umurunda? Onların gücünü biz veriyoruz. Geldiler emeğimize, işimize göz diktiler. Ağaoğlu’nun cebinden para çıkmayacak diye evimizi başımıza yıktılar. Ağaoğlu’nun ortağı TOKİ, Samsun’da ölen insanların vebalini nasıl ödeyecek? Bunlar yaşam mimarı değil olsa olsa yıkım mimarı!”
“Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz”
1,5 aydır sokakta kalan aile mücadelede kararlı olduklarını ve haklarını elde edene kadar vazgeçmeyeceklerini söyledi. Ağaoğlu’nun tam yanlarındaki satış ofisine helikopterle geldiğini anlatan 63 yaşındaki anne Yeter Tozlu da şöyle seslendi: “Yastığımız mezar taşı, yorganımız kar olsun. Biz bu yoldan dönersek namus bize ar olsun.”
Selin Asker - soL
Etiketler:

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget