Enayi devlet!!! - Melih Aşık

Patriot füzeleri için  Tayyip Erdoğan “Bize maliyeti olmayacak” demiş, AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik de “Tetiği bizde olacak” açıklaması yapmıştı. NATO Genel Sekreteri Rasmussen “Patriotların komutasının NATO’da olacağını, maliyetini ise Türkiye’nin karşılayacağını” açıkladı. Ülkeyi yönetenler Türk halkının gözünün içine baka baka gerçekleri tersyüz ediyor. Doğrular ortaya çıktığında da pek mahçup oldukları gözlenmiyor... Başbakan patriotların Suriye’ye karşı savunma amaçlı konuşlandırılacağını söylüyordu. NATO heyeti dün patriotlar için yer bakmaya Malatya’dan başladı. Anlaşılıyor ki patriotlar önce Malatya Kürecik’e yerleştirilecek... İsrail’i korumayı amaçlayan Kürecik radarını korumanın faturası da Türkiye’ye ödetilecek... İsrail’i korumak için topraklarınızı tehlikeye atacak üstüne de para ödeyeceksiniz... Bizim gibisine herhalde “Enayi devlet” sıfatı yakışır... Bu arada bir İsrail - İran savaşının yaklaştığı seziliyor. Böyle bir savaşın dışında kalmamız da Kürecik radarıyla birlikte ihtimal dışı kaldı... Kapımızda bekleyen birden çok bela var...

 NATO Genel Sekreteri Rasmussen, “Patriotlarda tetik NATO’da olacak” demiş. Şeeeyyy...
Bizim “tetikçiler” öyle dememişti ama!
Fahrettin Fidan

 Soru: Başbakan Erdoğan’ın zaman zaman yaptığı ilginç çıkışlar en çok kimi
zor durumda bırakıyor?
Yanıt: Neyin ne olduğunu gayet iyi bilen ama kaderin cilvesi sonucu yalakalığa mecbur hale gelmiş yandaş gazetecileri...
Haldun Ertem


 İlk ombudsmanımız!
Önce geçtiğimiz haziran ayında resmi adı Kamu Denetçiliği Yasası’nı (Ombudsmanlık Yasası) çıkardık... Ardından da Meclis’te AKP’li milletvekillerinin oylarıyla ilk Kamu Başdenetçimizi (Ombudsmanımızı) seçtik. Böylece artık idarenin her türlü eylem ve işlemi ile vatandaşımızın devletten şikayetlerini inceleyip araştıracak bir kurumumuz ve başdenetçimiz oldu. Ancak dünyanın hiçbir yerinde böyle iktidarın seçtiği bir ombudsman yok. Çünkü Ombudsman vatandaş ile devlet arasındaki anlaşmazlıklarda devreye girecek bir görevli. İktidarın seçtiği kişi tarafsız olabilir mi?
Sayın ombudsman Mehmet Nihat Ömeroğlu‘nun kişiliğine gelince... Özelliklerini CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran’dan dinliyoruz.
“Mehmet Nihat Ömeroğlu, Cemil Çiçek’in Adalet Bakanı iken, Bakanlık Hukuk İşleri Genel Müdürü olarak atadığı, ardından da müsteşar yapmak istediği bir kişidir. Başında olduğu Kurum’a TBMM ile ilgili bir şikayet gelse Sayın Ömeroğlu’nun eski patronu olan Cemil Çiçek’in Başkanı olduğu TBMM’yi bağımsız ve tarafsız bir şekilde incelemesi mümkün müdür?
Ömeroğlu’nun oğlu THY’de çalışıyor. Başkalarının beş yılda geldiği mevkiye oğlu iki yılda gelmiş. Acaba bu nasıl olmuş? THY, bir tarihte bazı kişilere beleş Amerika seyahati yaptırmış. O kişiler arasında Mehmet Nihat Ömeroğlu da var. Böyle birinin THY ile ilgili bir şikayeti de sağlıklı şekilde inceleyip sonuca vardırması mümkün mü?
Son olarak... Mehmet Bey’in oğlunun nikah şahidi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Alın size elini kolunu bağlayan bir sebep daha. Bence yapacağı tek şey, yemin etmeden bu görevi bırakmasıdır.”

 Taklit
Kimsenin beğenmediği Sultanahmet kopyası Çamlıca Camii projesini Başbakan beğenmiş. Taksim’e de cami yapılacağını müjdelemiş. Ataşehir’e Sinan’ın Selimiye Camii’nin kopyası yapıldı. Bunu beğenen Başbakan’ın Çamlıca’ya  Sultanahmet Camii’nin kopyasını uygun bulması taklitlerden hoşlandığını gösteriyor.
Bu arada twitter’dan bir öneri geçiyor:
“Göztepe Parkı’na da Süleymaniye Camisinin kopyası yapılsın...”
Kopyacı mimarlar hakkında Mimar Doğan Hasol’un sözü var:
“Taklit mimarlık üreten mimarlar sahnede ya da ekranda örneğin Bülent Ersoy taklidi yapanlara benzer. Üstelik sahnedekiler bu işi güldürmek amacıyla yaparlar, Sinan’ı taklit edenler ise gülünç duruma düşerler”

 Camii
Büyük cami merakı konusunda OdaTV’deki yazısında Murtaza Demir diyor ki:
“Bize resim, sanat, edebiyat değil, yüksek yüksek tepelerde en büyük-heybetli, en lüks, en manzaralı, en VİP’li camiler lazım!”
Hem bir cami yapmakla da yetinemezsiniz! Devir bizim!.. İstanbul’un bütün tepelerine çok büyük-en büyük, heybetli camiler istiyoruz. Cami ne kadar yüksek tepelerde yapılır, ne kadar büyük ve lüks olursa, içinde namaz kılanlar ne kadar hırsız, rüşvetçi, yağmacı, günahkâr olurlarsa olsunlar, şıppadanak affedilir!

 Takke
İnternet sayfamızda güzel yazılar yazan Gülgün Karaoğlu son yazısında Milli Eğitim’in kıyafet devrimine değinmiş. Diyor ki:
“Din derslerine kız çocukları başlarını örterek gireceklerse erkek öğrencilerin de takke takmaları icap eder...”
Yazarımız haklı... Ayrıca lise çağına gelmiş çocuklara sakal izni de verilmeli...
Dünkü kinayeli başlığımıza takılan okurumuz soruyor:
- Bu bir devrim mi?
Elbette devrim... Artık imam hatip okullarında veya düz okullardaki seçmeli derslerde kız çocukları 9 yaşında türbana girecek...
Sayın okur... Bu bir devrim (geriye doğru) değil mi?

 Dünya, aç oldukları için uyuyamayanlarla, açlardan korktukları için uyuyamayanlar arasında bölünmüş durumdadır.
Paulo Freire

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget