Sadece üç nokta (...) ile koca siyasi
iktidara karşı suç işlemiş yeryüzünün tek gazete yazarıyım bir
bakıma...
Şu yukarıdaki de suç oldu ya...
Noktaları üst üste koyun siz...
Aman ha...
*
Hakkımda açılan ilk soruşturmada askeri yönetim vardı... Araştırma,
anket, yoklama gibi işleri yasaklamışlardı...
Polisler geldiler gazeteye, etrafı arayıp sordular:
“Anket mi yaptınız?..”
Boynumu büktüm:
“Hayır” dedim...
Orada köşede karton anket kutularını gördüler:
“Bunlar ne?..”
“Yapacaktık ama yapmadık...”
Suçun vasfını açıkladılar o zaman:
“Anket yapmaya teşebbüs...”
*
Demokrasiye geçildi...
“Dingil” yazısından sonra
“Bana diyor” diye dava açan
AKP Genel Başkan Yardımcısı’nın
ardından... Başbakan’ın çağrısı ile La
Fontaine ile benim hakkımda suç duyurusu yapılmasından sonra...
Bu üç nokta geldi...
Başbakan Erdoğan’ın avukatları
Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne
dava açtılar... “Davalı başlığın sonuna üç nokta (...)
koymak sureti ile çeşitli anlamları çağrıştıracak bir amaç taşıdığı açık olduğu
gibi...” diyorlar...
*
Yazının tümünde Başbakan’ın adı
geçmiyor...
Daha Başbakan ortada yokken yıllardır cümle sonlarında kullandığım ve
içinde ne olduğu belli olmayan üç noktanın, kim olduğu belli olmayan bir kişiye
söylenmiş olup olmadığına mahkeme karar verecek...
Demokrasi ve basın özgürlüğü ne de olsa...
*
Valla ben de şöyle diyeyim:
(...)
(...)
(...)
(...)
Haklı olarak (...) diye
soracaksınız...
*
O zaman da görüşüm şöyle ki:
(...)
(...)
(...)
(...)
*
Böyle soytarıca demokrasi varsa:
(...)
(...)
(...)
Olur...
*
Olmadı (...) derim ben
de...
(...) duymasın yani...
Yorum Gönder